Adaletin kestiği parmak acımaz, ama hangi adaletin…

Yazı hayatımın 50. yılını sürdürüyorum, ama çok şükür kişisel olarak mahkemelerle fazla bir işim olmadı; ancak o pek az deneyim bile bana yargıya güvenmeyi öğretti.

Adaletin kestiği parmak acımaz, ama hangi adaletin…
19 Eylül 2016 - 08:30
Bir defasında İstanbul 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi‘nde sudan bir sebeple yargılanmıştım. 1999 yılında meydana gelen depremden sonra ”Bu belâ bizim başımıza Allah’ın bir cezasıdır” diyenler çıkmış, kavga-gürültüye yol açan bu sözlerin sahiplerini ”Türkiye demokratik bir ülke; bu da fikir özgürlüğü kapsamı içerisinde söylenebilir” diye savunmuştum Kanal-7‘deki yorumumda…

Dava, o yorum için ve Türk Ceza Kanunu 312. maddesine muhalefetten açılmıştı.

2002 yılı Şubat ayında yapılan son savunma duruşmasına çıktığımda, mahkeme heyeti başkanının ceza almamdan yana tavrı dikkatimi çekmişti.

Biraz konuşsak benden farklı düşünmediği hemen ortaya çıkacak ‘muhafazakâr’ yapılı biri olduğu belliydi başkanın; ancak TCK’nın ilgili maddesi de açıktı ve cezalandırılmam gerekiyordu.

Yakayı mahkemenin elinden o duruşma ile sonraki arasında TBMM’nin TCK 312’ye yaptığı rotüş sayesinde kurtarabilmiştim.

Eskilerin ”Şeriat’ın kestiği parmak acımaz” deyişiyle ne kast ettiği bellidir: Eğer yolun adalete düştüyse hâkimlerin vereceği hükme razı olmalısın; çünkü onlar adaletten şaşmazlar…

Peki bu örnekler ne?

Yazının devamı için tıklayın >>

YORUMLAR

  • 0 Yorum