Amerika ve Avrupa'yı ikiyüzlülükle suçlayacağınıza İncirlik'i kapatın!

(…) Amerika'nın Rakka'daki en önemli müttefiki PKK'nın uzantısı olduğu bilinen PYD güçleri.

Amerika ve Avrupa'yı ikiyüzlülükle suçlayacağınıza İncirlik'i kapatın!
29 Mayıs 2016 - 11:01 - Güncelleme: 29 Mayıs 2016 - 21:04
PYD'liler Amerikan askerleriyle Rakka'da omuz omuza çarpışıyor.

Bölgeden IŞİD'li teröristlerin temizlenmesi an meselesi haline geldi.

Amerika'nın Rakka'da PYD güçlerini "kara harekâtındaki destek" olarak kullanması doğal olarak iktidarı rahatsız etti.

Çünkü AKP iktidarı PYD'yi terörist olarak kabul ediyor ve Amerika'nın PYD ile birlikte hareket etmesini şiddetle eleştiriyor.

Amerika ise Türkiye'nin "Terörist olan PYD'yi mi yoksa bizi mi tercih ediyorsun?" sorusuna ilk günden bu yana "PYD" cevabını veriyor.

Erdoğan'ın "Binali Yıldırım adına kurdurduğu" hükümet ilk Milli Güvenlik Kurulu toplantısını yaptı. Genelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanlarının da imzaladığı sonuç bildirisinde PYD ile yakın ilişki kuran Amerika ve Avrupa ikiyüzlülükle suçlandı, bunun kabul edilemez olduğu belirtildi.

Ardından Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu "çok sert" bir açıklama yaptı.

Çavuşoğlu şunu söyledi; "Telefonda Sayın Obama, Sayın Kerry, bize YPG'nin, PYD'nin güvenilir olmadığını söyleyecek ve terörle mücadelede Türkiye'nin yanında olduğunu söyleyecekler. Sonra Ankara'daki iki saldırının sorumlusu terör örgütünün armalarını takacaklar. Neymiş efendim, kendi güvenliğini sağlamak içinmiş. O zaman onlara tavsiyemiz Suriye'nin diğer bölgelerine gittikleri zaman DAEŞ'in, El-Nusra'nın, El-Kaide'nin armasını taksınlar, Afrika'ya gittikleri zaman da Boko Haram'ın armasını taksınlar. Biz bu terör örgütleriyle YPG'yi aynı görmüyoruz diyenlere cevabımız, 'Bu çifte standarttır ve iki yüzlülüktür' olur."

Bu tavır ve sözler doğru mu?

Elbette doğru. Kim olursa olsun Türkiye'nin gururuyla oynayamayacağı gibi ulusal güvenliğini de tehlikeye atamaz.

Ancak saray ve hükümet arkasına askeri de alıp "çok sert kınama mesajları" yayınlamanın ötesinde de bir yaptırım uygulamalı.

Amerikan askeri Rakka'da PYD'li teröristlerle birlikte savaşıyor ve hatta Amerikan askerleri kollarına PYD arması da asıyor ama asıl lojistik desteklerini Türkiye'deki üslerden alıyor.

Amerikan askerinin Rakka'daki güvenliği başta İncirlik olmak üzere Erhaç ve bölgedeki diğer havaalanlarından kalkan Amerikan uçakları tarafından sağlanıyor.

Hükümet kendi halkına "bidon kafalı" muamelesi yaparak Amerika ve Avrupa'yı güya sert açıklamalarla kınamak yerine örneğin İncirlik üssünü kapatarak tavrını göstermeli.

Suriye'deki PYD teröristlerini koruyan Amerikan uçaklarının Türkiye'den kalkmasına izin verip sonra "Bu işbirliği kabul edilemez" demeniz sadece dünyayı kendine güldürür o kadar.

Can Ataklı / Korkusuz

 

*

 

Hasat zamanı

Deniz Feneri soygununa Alman mahkemesi baktı…

Altın kaçakçılığına İran mahkemesi baktı…

Reza'dan devlet adamlarımıza rüşvete Amerikan mahkemesi bakıyor…

Bizim Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Sayıştay Başkanı Recai Akyel'in Cumhurbaşkanı ile Rize'ye çay toplamaya gitmeleri normaldir…

Yüksek yargı başkanları geçen sene de zeytin hasadına gittiler…

Cumhurbaşkanı'nın arkasında baktılar bu zeytin nasıl oluyor…

Hukukla ilgili çünkü…

Bu dönemde yağcılık işini bilmeden, başkan-maşkan olamazsın…

Bekir Coşkun Sözcü

 

 

*

 

"Cart curt siyaseti"yle buraya kadar

İç politikayı hamasetle götürüp seçmeni kafeslemek için dışarıya sürekli cart curt edersin, meydan okursun ama…

Her şeyin bir sonu var!..

(…) Milli Güvenlik Kurulu toplantısından zehir zemberek (!) açıklama çıkmış, "PYD'nin Avrupa'da temsilcilik açmasının dostluk ve müttefiklikle bağdaşmayacağının" altını çizmişler!..

Vay canına nasıl çizmişler…

Çizgi kalın ve kırmızı mıymış?..

PKK'nın Suriye kolu PYD'nin, Prag, Stockholm, Berlin ve Paris'te temsilcilik açmasına izin verilmiş, bizimkiler cart curt ediyorlar…

Peki onlara temsilcilik açma izni verilene kadar aklınız neredeydi?..

Sizin Dışişleri Bakanlığınız, "monşerleriniz" yok mu?..

ABD'ye cart curt!..

AB'ye cart curt!..

Rusya'ya cart curt!..

Netice?..

Hepsi bildiğini okuyor, Türkiye hariçten gazel okuyor!..

(…)  Sizin yüzünüzden Türkiye alay konusu oluyor!..

Mehmet Türker Sözcü

 

 

*

 

"Başkanlık" zorda

Binali Yıldırım başbakanlığı devralır almaz  "Hükümetin ilk gündeminin başkanlık sistemi ve yeni anayasa" olduğunu açıklamıştı.

(…) Bu konuda gözler, son zamanlarda iktidarla yakınlaşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye çevrilmişti ki…

 (…)Bahçeli "Başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı konusunda AKP Hükümetine vereceğimiz destek, sunacağımız katkı yoktur" açıklaması yaptı.

 Bu durumda değil Meclis'ten çıkması, referanduma gidilmesi için bile gereken sayıya ulaşılması zor görünüyor.

 Peki, Ak Parti ilk gündemini nasıl gerçekleştirecek?

 Diyelim ki 14 oy desteği daha buldular, bu referandum iç ve dışta büyük sorunlarla uğraştığımız, 3 milyon mülteciye Batı'dan yardım alamadığımız, ekonominin de zorda olduğu bir dönemde nasıl ve ne zaman yapılacak?

Güngör Mengi Vatan

 

 

*

 

Umutsuzluğa kapılmayın daha çok "Mayıs" var…

 27 Mayıs hakkında hemen herkesin temennisi sanırım aynıdır:

- Keşke 27 Mayıs olmasaydı.

Yalnız bu temenni tek başına bir anlam ifade etmez. Yani Türkiye 27 Mayıs'ı yaşamasaydı, 26 Mayıs 1960 koşulları kesintiye uğramadan sürseydi de yine demokrasi olmayacaktı.

27 Mayıs darbeydi ama demokrasiye karşı darbe olduğu söylenmezdi. Çünkü DP milletvekilleri arasından saptanmış kişilere yargı yetkisini veren "Tahkikat Encümeni"ve diğer anti - demokratik uygulamalarla demokrasi daha darbe gelmeden rafa kalkmıştı bile.

Bu durumda sivil vesayetin yerine askeri vesayeti getiren 27 Mayıs olmasaydı, demek tek başına anlam taşımıyor, doğrusu "27 Mayıs'a yol açan koşullar keşke olmasaydı" demek olmalı.

Demokrasimizin yalnızca askeri vesayetin tasallutunda olduğunu sanmak, onun önündeki en büyük engeldir.

Son olarak, 2016 yılında, mayısın simgesel günlerine, bir de 22 Mayıs katıldı.

(…) "Reis sistemi"nin başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz 22 Mayıs, bize kimi zaman sivil vesayetin askeri vesayetten de beter olabileceğini gösteriyor.

Hemen yeise kapılmanın da gereği yok. Daha önümüzde Allah'ın mayısı çok, kim bilir belki gelecekte, 19 Mayıs 1919'da başlayan öykünün 22 Mayıs 2016'da sonlanmadığını gösteren bir mayıs günü de yaşanır.

Ali Sirmen Cumhuriyet

 

*

 

latif-demirci-en-10-cm.jpg

Latif Demirci - Hürriyet

Kaynak: Amerika ve Avrupa'yı ikiyüzlülükle suçlayacağınıza İncirlik'i kapatın!

YORUMLAR

  • 0 Yorum