Bazı İnsanlar Neden Batıl İnanışları Hâlâ Sürdürüyor?

13 sayısı, kara kediler, kırık aynalar ya da merdivenlerin altında yürümek… Eğer siz de ABD toplumunun yaklaşık %25’inde olduğu gibi batıl inanç sahibiyseniz, tüm bunlardan özellikle kaçınıyor olabilirsiniz. Hatta kendinizi, özellikle batıl inanç sahibi olmayan birisi olarak tanımlıyor olsanız da, evinizin bir köşesinde bir nazar boncuğu bulunduruyor olabilirsiniz.

Bazı İnsanlar Neden Batıl İnanışları Hâlâ Sürdürüyor?
14 Temmuz 2018 - 12:04
Batıl inançlar, toplumda o kadar yaygınlık buluyor ki; bazen bir asansörde kat numaralarından 13 çıkarılıyor, otellerde 13 numaralı oda isimleri kaldırılıyor. Örneğin Air France ve Lufthansa gibi bazı havayolu şirketlerinin biletlerinde 13. sıra bulunmuyor. Hatta Lufthansa’da 17. sıra da bulunmuyor, çünkü İtalya ve Brezilya gibi bazı ülkelerde “uğursuz sayı” 13 değil, 17’dir.

Batıl İnanç Nedir?

Her ne kadar, batıl inancın tek bir tanımı olmasa da, genellikle; doğaüstü güçlere –kader gibi– inanma, öngörülemeyen faktörleri etkileme ve belirsizliği çözme isteği anlamına gelir. Böylelikle de, bireysel inançlar ve deneyimler, batıl inançlara yönelimi ortaya çıkarır; bu da neden genellikle irrasyonel olduklarını ve güncel bilimsel bilgeliğe karşı geldiklerini açıklar.

Batıl inançların hangi rolleri üstlendiği üzerine yürütülen araştırmalarda, bu inanışların birbiriyle ilişkili olmayan olaylar arasında bir bağlantı olduğu varsayımından türedikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Bilim inkârcılığının da karakteristiklerinde gözlemlediğimiz, Latince; “post hoc, ergo propter hoc”, yani “bundan sonra, öyleyse bu yüzden” şeklindeki bir ilişkilendirme biçiminin batıl inançların da çıkış noktalarından birisi olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, nazar boncuğu taşımanın, size şans getirmesi ve sizi “nazardan” ve kötü şanstan koruması beklentisinde olduğu gibi.

Pek çok insan için, batıl inanç temelli davranışlar geliştirmek, anksiyeteyi azaltma ve kontrollü olma hissi sağlayabilir. Stres ve endişe verici durumlarda batıl inançlara başvurma seviyelerinin artmasını da bu etkiyle ilişkilendirebiliriz. Örneğin, 1982 yılında Personality and Social Psychology Bulletin‘de yayımlanan bir araştırmada, 1918-1940 yılları arasında Almanya’da ekonomik tehdidin, batıl inançlar ile doğrudan nasıl ilişkilendirildiği gözlemlenmiştir.

Tahtaya Vurmak (Aman Nazar Değmesin)

Batıl inançlar, her ne kadar gerçekçi olmayan, örneğin; yerinde kararlar almak yerine “kadere” ve iyi şansa güvenmek gibi kararlara, yönlendirmede bulunuyor olsalar da pozitif bir mental tutumu geliştirme noktasında yardımcı olabilir.

“Nazar boncukları” taşımak, belirli kıyafetler giymek, belirli renkler tercih etmek ve “özel olduğu düşünülen” sayılar seçmek gibi davranışların tamamı birer batıl inanç öğesidir. Dahası bu davranışlar ve eylemler önemsiz gibi görünse de, bazı insanlar için, gerçek dünyada yapılan seçimleri sık sık etkileyebilirler.

Öte yandan, batıl inançlar; belirli bazı nesnelerin ve yerlerin de “lanetli” olduğu yaklaşımına neden olabilirler. Örneğin; The Conjuring serisindeki Annabelle bebeği, baykuş figürleri ve siyah tüylü bir kedi; bu yaklaşımların temalarındandır. Bununla birlikte, sayıların kendisi de –örneğin; 666 gibi– genellikle herhangi bir “lanetle” ilişkilendirilebilir.

Spor Batıl İnançları

Batıl inançlar, spor müsabakalarında da oldukça yaygın gözlemlenir, özellikle de ciddi yarış içerisindeki gruplar arasında düzenlenenen maçlarda. Her 5 atletten dördünün performans öncesinde en az bir tane batıl inanç davranışı gösterdikleri belirtiliyor. Spor bünyesindeki batıl inançların, gerilimi azalttığı ve öngörülemeyen şans faktörleri üzerinde kişiye bir kontrol hissi sağlayabildiği görülüyor. Futbol maçlarında tuttukları takımın kazanması için”totem” yaptığını söyleyen batıl inanç sahibi taraftarlar, maç öncesi yaşadıkları gerilimin kısmen de olsa azaldığını görebilirler.

Batıl inanç pratikleri spor çeşidinine bağlı olsa da benzerlikler görülebiliyor. Örneğin; futbol, basketbol ve atletizm gibi müsabakalarda, yarışçılar sıklıkla başarı için dua ettiklerini, aynadaki görünüşlerini kontrol ettiklerini ve iyi hazırlanmış oldukları hissine kapılmak için iyi giyindiklerini belirtiyorlar. Hatta çok ünlü sporcular da zaman zaman batıl inanç pratikleri sergileyebilir. Basketbolun efsane ismi Michael Jordan’ın Chicago Bulls formasının içerisine North Carolina şortlarını giydiği biliniyor. Benzer şekilde, tenisin efsane ismi Björn Bork, Wimbledon için hazırlanırken aynı marka gömleği giyiyordu. Öte yandan Rafael Nadal’ın da her oyununda yaptığı bir dizi ritüel bulunuyor. Su şişelerini yerleştirme, soğuk duş alma gibi ritüelleri bulunan Nadal, bu ritüellerin kendisinin odaklanmasına ve iyi bir performans sergilemesine yardımcı olduğuna inanıyor.

Madalyonun Öteki Yüzü

Tüm bu örneklere bakarak, batıl inançların bazı insanlarda anksiyeteyi azaltmaya yardımcı olabildiği ve bir rahatlama sağlayabildiğini söyleyebiliriz. Fakat bu doğru olsa bile madalyonun bir de öteki yüzü vardır.

Yapılan araştırmalar, batıl inançlarla ilgili eylemlerin kendiliğinden güçlenmeye de yol açabileceğini gösteriyor. Böylesi durumlarda davranış bir alışkanlığa dönüşür ve ritüelin herhangi bir sebeple gerçekleştirilememiş olması da kişide kaygıya, anksiyeteye ve strese neden olabilir.

Bir olayın ya da durumun asıl sonucu yine de bilinmeyen doğaüstü güçlerden ziyade bilinen faktörlere bağlıdır. Çok bilinen bir ilkeyle de tutarlı olarak: “Ne kadar çok çalışırsan, şansını o kadar arttırırsın.” 

Dolayısıyla, bir sonraki sefere; bir ayna kırarsanız, kara kedi görürseniz, bir baykuş figürüyle ya da 13 sayısıyla karşılaşırsanız,  bunun bir “kötü şanstan” ziyade zihninizin size oynadığı bir numara olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

Kaynak: BilimFili.com” Bazı İnsanlar Neden Batıl İnanışları Hâlâ Sürdürüyor?”

https://bilimfili.com/bazi-insanlar-neden-batil-inanislari-hala-surduruyor/

YORUMLAR

  • 0 Yorum