Bir büyük aşkın hazin öyküsü

Melike Karakurt’un yazdığı ‘Aşk Kapanı’, tutkulu bir aşkın öyküsü. Yazar, anneannesi Mari Apostoliva’nın Yunanistan’da başlayıp İstanbul’da sonlanan yaşamına damga vuran büyük aşkını anlatıyor.

Bir büyük aşkın hazin öyküsü
19 Ağustos 2016 - 11:05
Bir tiyatro oyunu oynanıyordu. Ancak oyundaki aktrist hastalandı ve rol ona verildi. Oyunun adı ‘Arşın Mal Alan’, rolü kaptığı için havalara uçan oyuncunun adı Mari Apostoliva’ydı. Kendisinden beklenenden çok daha iyisini yaptı. Gazeteler yeni bir yıldız doğacağını muştuluyordu.

Oyunun sahneleneceği son iki gündü. Halife Abdülmecit’ten haber vardı. İkinci kez oyunu izlemeye gelecekti. Yanında yurtdışından konukları da vardı. Mari, Abdülmecit Efendi’ye neredeyse âşık olduğunu söylüyor, ona hayranlık besliyordu. Bu hayranlık, ekip olarak davet edildikleri Saray’da daha da katmerlenmişti. Ancak ne zaman ki, halife ülkesinden gitmeye zorlandı, Mari hayatının en acılı günlerini yaşadığını sandı.

Sadece 5 dakika lütfunuz kafidir!



Öyle değildi. Bu, Mari’nin ne büyük aşkıydı ne de hayatının en büyük acısı.

Oyunun son günüydü...

Toto içeri girdi, Mari’ye bir not uzattı. Not İbrahim diye birindendi. Nasıl biriydi peki İbrahim? Cevabı Toto verdi: 25-30 yaşlarında, nazik, kararlı, düzgün giyimli, düzgün şiveli...” Notu geri yolladı.

İbrahim kararlıydı, bir mektup daha yolladı: “İki aydır birinci kaptanı olduğum gemiyi hangi sularda yüzdürdüm, nerelere gittim, inanın hiç bilmiyorum. Geminin başına geleceklerden siz sorumlusunuz. Sadece 5 dakika lütfunuz kâfidir.”

Tokatlıyan Oteli’nin pastanesinde buluştular. Mari’nin vakti dardı. İbrahim çok kısa konuştu, bir mektup daha iliştirdi avuçlarının orta yerine.



Çok çocuklu Karadeniz ailesinin denizcilik okumuş oğluydu. Daha önceden evlilik yapmış, Fatma adında bir kızı olmuştu. Ailesine ait gemiyle uzun seferlere çıkıyor, ciddiyetle işini yapıyordu.

Mari adamdan hoşlanmıştı. Ama korkuları vardı, ailesi kesin karşı gelirdi.

Kısa zaman içinde ateş bacayı sardı.

Acıların sebebi olan Mustafa!

Kırlangıç fırtınasının gürlediği bir gün evlendiler. Fındıklı sahilindeki dalgalar, Karadeniz gibi çırpınıyordu. O nikâhta bir kişi yoktu, o da İbrahim’in kardeşi Mustafa’ydı.

O Mustafa ki, bütün acıların sebebi olacaktı.



Tam bir yaz kitabı

Yazar Melike Karakurt, ikinci kitabı ‘Aşk Kapanı’nda anneannesi Mari Apostoliva’nın yaşam öyküsünü anlatıyor. Geçmişini biriktirmiş, biriktirdiğini duygularıyla ve bu duyguların içine çöreklenmiş çocuksu acıların taze uyanışıyla harmanlamış orta yaşlı bir çocuğun samimi anlatımı olarak okuyacaksınız bu kitabı.

Mari’nin Korfu’dan Beyoğlu’na, sonra Cihangir’e ve nihayet Dolapdere’ye sessizce taşıdığı hatıralarının peşinden gidin. Küçücük çocukların bile dikkatini çekecek kadar aşkının müptelası olmuş bu kadının hikâyesinin fonunda dönemin İstanbul’u da iyi resmedilmiş.

Melike Karakurt’un ‘Aşk Kapanı’ tam bir yaz kitabı.  

Büyük bir aşka tanık olacaksınız. Büyük acılara, dönemin İstanbul’una...



AŞK KAPANI

Melike Karakurt

Doğan Novus, 2016

224 sayfa, 20 TL.

YORUMLAR

  • 0 Yorum