Büyük İsrail için son on yıl

Büyük Ortadoğu Projesi haritasındaki sözde Kürdistan topraklarına bakanlar yanıldı. Bir Kürt devleti kurulmuyor, özbeöz Yahudi devleti kuruluyor, üstelik İsrail ile birlikte 40 milyonu aşan bir nüfus ile Arz-ı Mev’ud topraklarında.

Büyük İsrail için son on yıl
20 Eylül 2017 - 09:33 - Güncelleme: 20 Eylül 2017 - 09:39
Kudüs’e gidenler veya en azından Kudüs ve Filistin topraklarındaki gündemi takip edenler bilirler, İsrail askerleri Müslümanlara karşı aslında son derece ürkek bir tavırla daima elleri tetikte kurdukları düzeni korumaya çalışmakta. Sadece on bir on iki yaşlarındaki bir kız çocuğuna iki üç askerin silah doğrultarak bir diğerinin üst baş kontrolü yapması bile gündelik hayatın normal bir parçası haline gelmiş halde. “… sözlerinizde samimi iseniz ölümü dilesenize.” Ölümden ve hatta Müslüman küçük bir kızın varlığından bile ürken bir İsrail bugün henüz 9 milyona ancak ulaşan nüfusu ile nasıl (tahrif olmuş) Tevrat’ta bahsi geçen “Büyük İsrail” topraklarının tek hüküm sahibi olabilir? Konya kadar bir alana sahip topraklarda arzu ettiği yönetimi sağlayamayan bir devlet nasıl Fırat’tan Dicle’ye kadar uzanan devasa toprakların tek hâmisi olmanın hesaplarını yapabilmektedir? Pek çok kişi akıl süzgecinden geçirdiğinde bölge topraklarındaki karışıklıkları da dikkate alarak arzulamak ya da hedef sahibi olmak ile gerçekler arasındaki uçurumu rahatlıkla görebilecek ve bugünkü pek çok siyasetçimiz ya da yazarımız gibi “mümkün değil” ya da “yakın zamanda mümkün değil elbet” diyecektir. Durum ise hiç de göründüğü gibi değil! Büyük İsrail’in gerçekleşmesine başka bir deyimle Fırat’tan Dicle’ye uzanan ve bugünkü Türkiye’den bile daha geniş topraklarda tam bir İsrail/Yahudi egemenliğinin kurulmasına on yıldan bile az kaldığını söylersek neden yanlış yapmış olmayacağımızı birlikte irdeleyelim. Aralık 2000'de Human Genetics dergisinde yayınlanan Ariella Oppenheim ve meslektaşları tarafından yürütülen bir çalışma, Yahudi baba atalarının yaklaşık yüzde 70'inin ve Filistinli Arapların yaklaşık yüzde 82'sinin aynı kromozomal havuzu paylaştıklarını belirtmekteydi. 2001 yılında ise kısa bir süre içinde İsrail Haaretz gazetesinde de yer alan bir araştırmaya göz atalım: İsrailli, Alman ve Hintli bilim insanlarından oluşan bir ekip, dünyadaki Yahudilerin çoğunluğunun Kürt halkıyla yakından ilişkili olduğunu keşfeden (iddia eden) bir araştırma yürüttü. Buna göre bu ilişki Samice konuşan Araplara veya test edilen herhangi bir diğer halka kıyasla çok daha büyük bir yakınlık arz etmekteydi. Araştırmacılar, 6 nüfustan (Kürt Yahudileri, Kürt Müslümanları, Filistinli Araplar, Sefarad Yahudileri, Aşkenaz Yahudileri ve güney İsrail'deki Bedevilerden) toplam 526 Y-kromozomu örneklemlendi (Ruslar, Belaruslar, Polonyalılar, Berberler, Portekizliler, İspanyollar, Araplar, Ermeniler ve Anadolu Türkleri dahil olmak üzere) 12 nüfustan 1321 kişi hakkında ek verileri de bu araştırmaya ekledi. 95 Kürt Müslüman deneklerin çoğu da Kuzey Irak bölgesinden gelmekteydi. Haaretz Gazetesi’nin bu araştırmayı nasıl yayınladığına da birazdan göz atacağız ama öncesinde ABD vatandaşı olan İngilizce haricinde ayrıca 7 dile hakim ve CV’sinde Hazarlar, ortaçağ Ermeni Yahudileri, Doğu Avrupa Yahudileri, Doğu Avrupa Karaitleri, Kafkasya Dağ Yahudileri, Doğu Avrupa'daki Sefaradlar, Yahudi genetiği, Rus bozkır arkeolojisi üzerine uzman olduğu belirtilen Kevin Alan Brook’un değerlendirmelerini inceleyelim: “Araştırmalar, Kürtler ve Yahudiler arasındaki eski bağlantıları irdelemeye yeni yeni başladı. Çeşitli Yahudi gruplarının, baba soylarında olduğu gibi anne soylarında da Kürtlerle güçlü bir aile bağına sahip olup olmadığını görmek ilginç olurdu. Ön çalışmalar, Doğu Avrupa ve Yemen’deki Yahudi nüfusların baba kökenlerinden ziyade İsrail kökenli olmayan bir soyu içeren maternal kökenleri olduğunu göstermektedir. Diğer gruplarla olan bu karışıklığa rağmen, Yahudiler İsrail'in güneybatısına göç etmeden önce Kürdistan'daki ya da yakınlardaki bir bölgede var olmaya başlamıştır. Bu heyecan verici araştırma Kürtlerin ve Yahudilerin birkaç bin yıl önce ortak bir bin yıllık dönemi paylaştıklarını göstermekte ve gerek Kürtleri gerekse Yahudileri birbirlerinin kültürlerini keşfetmeye ve Kürtlerin ve Yahudilerin Kuzey Irak'taki dostluğunu son zamanlarda sürdürmeye teşvik etmektedir. Michel Rubin'in de belirttiği gibi, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani İsrail'i ziyaret etmiş ve İsrail hükümet yetkilileri ile bir araya gelmiştir. Rubin, Irak Kürtlerinin ‘İsrail'e olan yakınlığı’na değinmekte ve ‘Irak Kürdistanı'nın güvenli limanında, Yahudilerin ve İsrail’in giderek artan biçimde belirsizce sevecen olarak hatırlandığını’ yazmaktadır. Bu ilişkinin yenileneceğini ve güçleneceğini umalım.” Brook aynı zamanda “Hazar Yahudileri” ve “Bir Türk İmparatorluğu: Hazar Yahudileri” kitaplarının da  yazarı ve ayrıca pek çok gazetede ve dergide de makaleleri yayınlanmakta. Araştırmayı izleyen yakın bir zamanda İsrailli Haaretz gazetesi 21 Kasım 2001 tarihinde “Study Finds Close Genetic Connection Between Jews, Kurds. The people closest to the Jews from a genetic point of view may be the Kurds, according to results of a new study at the Hebrew University” başlığının yer aldığı bir haber ile duyurdu. Başlıktaki mesaj net, çevirisi de şöyle: “Araştırmalar Yahudi ve Kürtler arasında yakın genetik ilişki buldu. Hebrew Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre genetik açıdan Yahudilere en yakın olanlar Kürtler.” Haaretz Gazetesinin haber içeriğine de göz atmakta fayda var zira Yahudi ve Kürt DNA örneklerinin ilk defa karşılaştırıldığı da haberde özellikle belirtilmiştir. “Hebrew Üniversitesi'nde araştırma yapan Profesör Ariella Oppenheim ve Dr. Marina Feirman, Yahudiler ile verimli gelişmekte olan popülasyonlar arasında Yahudiler ve Arap komşuları arasında olduğundan daha yakın bir genetik bağlantıya sahip olduklarını saptadıklarını belirtti. Oppenheim, kendi çalışması da dahil olmak üzere öncek Yahudi DNA'sı araştırmalarının, özellikle de İsrail'den gelen Filistinliler ve bölgeler arasındaki başta olmak üzere Yahudiler ve Araplar arasında büyük genetik benzerliği ortaya koyduğunu belirtti. Bununla birlikte, bu çalışmada, önceki araştırmalardan daha detaylı ve ayrıntılı incelemeler yapıldı. Buna ek olarak, gerçekleştirilen bu çalışma Yahudilerin ve Kürtlerin DNA'sının ilk karşılaştırmasıydı. Çalışmanın bulguları The American Journal of Human Genetics'in güncel sayısında yayınlandı. Araştırmacılar, Aşkenazi, Sefarad, Kürt, Türk ve Ermeni asıllı Müslümanlar ve Hıristiyanlar, çeşitli Arap toplulukları ve Ruslar, Polonyalılar ve Beyaz Rusya ve Kürt kökenli 1847 Yahudi erkeğin DNA'sını kullandı.” 2014 yılı Kasım ayında gazeteci Jeremy Rosen imzalı The Algemenier gazetesindeki habere de göz gezdirelim. The Algemenier ABD merkezli bir Yahudi gazetesinin “hakkımızda” bölümünde “ABD’nin en hızlı yükselen Yahudi gazetesi”, “cesur, kışkırtıcı, alışılmadık” ibareleri yer almakta:  “The fastest growing Jewish newspaper in America.”  “… bold, thought-provoking, unconventional.” Jeremy Rosen’in makalesi “Asurlular, Kürtler ve Yahudiler” başlığı taşımakta: “The Assyrians, Kurds and the Jews.” Makalenin ilk paragrafında aradığımız satırlar yer almakta: “Savaş Musul'un çevresinde şiddetlenirken şu anda Kürdistan olarak adlandırdığımız yerin aslında, on kayıp kabilenin yok olmasına sebep olan Asur İmparatorluğu'nun çekirdeği olduğunu hatırlamak önemlidir. Nitekim, Kürtlerin Yahudilerden geldiğini öne süren oldukça fazla sayıda literatür mevcuttur. Kürtleri ziyaret eden (1173 yılında Kastilya'da ölen) Benjamin Tudela, Bizans'ın bir yarısını zorla ve Müslümanların da diğer yarısını dönüştürmemiş olsalardı Kürtlerin Yahudi olarak kalacaklarını düşünmekteydi. Tudela, pek çok geleneklerinin de ancak bizlerden (Yahudilerden) geldiğini de tespit etmişti.” Kürtler üzerinde yapılan genetik çalışmalar 23 Ocak 2017 tarihli başka bir araştırma makale de Plos dergisinde yayınlandı. “Kürtler üzerine genetik çalışmalar” başlıklı makale dünyanın değişik coğrafyalarında yer alan ve Kürt olduğunu ifade eden bireylerden alınan kromozom örneklerinin karşılaştırmasını içermekte. Sadece 8 ay öncesine dayanan bu araştırma içeriği değil ama yöntemleri açısından bizim için çok önemli… Başta Irak, Suriye, Türkiye olmak üzere İsrail’de Kafkasya’da, İran’da, Gürcistan’da ve Avrupa’da yaşayan çok geniş bir örneklem üzerinden yürütülen çalışmanın amacı farklı coğrafyada yaşayan Kürtler’in birbirine olan genetik yakınlığı ve uzaklığı. Ve pek tabii nihayetinde de Yahudi ırkı ile de, “Other genetic studies based on Y-Chr in Kurds from Turkey, Georgia and Iran identify the dominant presence of haplogroups originated in Middle East (Anatolia or Mesopotamia) that show a close association with Jews, Lebanese and Turkish genes.” Son 20-30 yıl içinde hangi topluluklar veya gruplar için bu denli derin genetik araştırma yapıldı sorusunun yanıtı da işte tam bu noktada önem kazanmakta. Yahudi-Kürt genetik (soy) kardeşliği ile ilgili çalışmalar ve makaleler bunlarla sınırlı değil elbette, merak edenler Google’da Kurd+Jewish+genetic anahtar kelimeleri ile çok sayıda yabancı içeriğe ulaşabilir. Genel itibarı ile İsrail-ABD kökenli bu çalışmaların ve yazıların doğruluk paylarını, kaynaklarını irdelemeyi başka bir araştırmamıza bırakıyoruz zira şu an ivedilikle aslolan ise yavaş yavaş dizilen domino taşları devrilmeye başladığında oluşacak resmi Müslüman bakış açısı ile şimdiden görebilmek ve önlem almak. Adım adım Büyük İsrail’e doğru Gelin şimdi oluşturulan etnik kökene Yahudi-Kürt soy kardeşliği altyapısı üzerine kurulan resimdeki “sosyal mühendislik” çalışmalarına uzanalım. Hadassa Yeshrun Kürt asıllı bir İsrail vatandaşı ve sosyal medyada, Youtube ve benzeri ortamlarda yer alan şarkısı ile bu sıralar gündemde. Bir elinde (sözde) Kürdistan bayrağı ve diğer elinde de İsrail bayrağı ile “Peşmerge” isimli şarkısı Kürt-Yahudi kardeşliğini vurguluyor: (https://www.youtube.com/watch?v=PHD3ep9EMe0). Hadassa Yeshrun ayrıca Rudaw’da yer alan bir röportajında  “bağımsız bir Kürdistan devleti için dua ediyoruz ve biz Kürt Yahudiyiz” de demişti: “In Israel we pray for an independent Kurdistan. We are originally Kurdish, but we have been living in Israel for a long time. We are Kurdish Jews.” Taşlar dizildi lakin taşların bağımsız bir Kürt devleti için dizildiği sananlar aslında yanıldı. Bugün ABD ve müttefiklerinin gerek Suriye’de gerekse Irak’ta yer alan Kürt grupları, Peşmergeler ve kısaltmış adlarını öğrenmeye bile artık yetişemediğimiz diğer Kürt unsurları ile olan ilgisinin sadece petrol ve enerji savaşlarının bir parçası olduğunu sananlar da yanıldı. Ve hatta Rusya’nın Ortadoğu planlarına karşılık atılan adımlar olduğunu sananlar da yanıldı. Büyük Ortadoğu Projesi haritasındaki sözde Kürdistan topraklarına bakanlar da yanıldı. Bir Kürt devleti kurulmuyor, özbeöz Yahudi devleti kuruluyor, üstelik İsrail ile birlikte 40 milyonu aşan bir nüfus ile Arz-ı Mev’ud topraklarında! Bir sonraki aşamanın cümleleri ise zaten hazır, tüm basında ve sosyal medyada servis edilmeyi bekliyor: “Ey Kürt halkı! Siz bizim (İsrail’in) kardeşimizsiniz, bakın devleti kurduk. Şimdi size evinizi de kuruyoruz, hibe yardım da yapıyoruz. Ancak bir ağabey kardeşine bunu yapar. Gelin soyumuzun birleşmesi gibi dinimizi de atalarımızın dininde, Yahudilikte birleştirelim!” Gerisini siz tamamlayın. Her Kürt ailesine verilen aile maaşları, hibe yardımlar ile birlikte sözde atalarının dininde birleştirilen Kürtler… “Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir/hayırlısıdır.” (Enfal Sûresi).



ANALİZ/Cem Kayalı





YENİ MESAJ GAZETESİ



YENİ MESAJ GAZETESİ

YORUMLAR

  • 0 Yorum