Canlı Bomba Eylemcisine Kendini Kurban Etme Fikri Nasıl Empoze Ediliyor?

Son dönemlerde artan canlı bomba eylemleri sonucu bizler de, canlı bomba olarak seçilen kişilerin nasıl seçildiği, bu kişilerin hangi psikoloji ile bu eylemi gerçekleştirmeyi kabul ettiği ve hedef ve yer seçiminde nelere dikkat ettiklerini araştırdık..

Canlı Bomba Eylemcisine Kendini Kurban Etme Fikri Nasıl Empoze Ediliyor?
01 Temmuz 2016 - 19:09 - Güncelleme: 02 Temmuz 2016 - 11:49

Canlı bomba olan kişiler nasıl seçiliyor?




 
Canlı bomba olan kişiler nasıl seçiliyor?


Tel Aviv Üniversitesi'nde görevli İsrailli psikolog Ariel Merari, 50'den fazla canlı bombanın sosyal çevresini araştırdı. Araştırmada ne ortak bir karakter yapısı, ne de patolojik bir kimlik özelliği saptayabildi. Bütün bu katillerde en önemli benzerlik, hiç dikkat çekmemeleriydi. 

Akıllara gelen soru ''Sizin, bizim gibi insanlar mı yani?'' Yüzeysel olarak bakıldığında: Evet. İntihar komandolarının psikolojik analizlerini yapmaya çalışan farklı branşlardakibilim insanları böyle söylüyorlar. 

Açıklama yaparken de, mezhep, tarikat veya intihar araştırmalarında kullanılan yöntemlere başvuruyorlar: "Narsisist (özsever) bir ruhsal yapı", "sınırlarda gezinen kişilik" ve "intihar öncesi sendrom".





Bu eylemlerin temelinde hangi psikolojik nedenler var?




 
Bu eylemlerin temelinde hangi psikolojik nedenler var?


Milyonlarca genç insan aynı bunalımlı ortamda yaşarken, neden sadece bazıları intiharkomandosu olmaya karar veriyorlar? Canlı bomba haline gelinceye kadar nelerden etkileniyor ve hangi psikolojik baskıyı hissediyorlar? 

İntihar terörizminin altında, ağırlıklı olarak "şehit olma" inancı yatıyor. Bir nevi dini duyguların kötü emeller uğruna sömürülmesi de denilebilir. Geleneklerle yetişen dindar insanlar, öteki dünya ile ilgili vaatlere daha kolay inanıyorlar. En büyük ödül onların olacak: hem cennette hem de öldükten sonra yeryüzünde, kahramanlaşarak ölümsüzlüğe ulaşacaklar...





Eylemcilerin düşünme yetileri neredeyse yok ediliyor




 
Eylemcilerin düşünme yetileri neredeyse yok ediliyor


Beyin yıkama tekniklerine "düşünmeyi durdurma ritüeli" de dahil. Grup halinde bir araya gelerek toplu yeminler ediliyor, iyi ya da kötü, bazı sözler koro halinde saatlerce ateşli bir şekilde tekrarlanarak bilinç uyutuluyor. Böyle toplantılar sıkça tekrarlanarak düşünme yeteneği iyice bastırılıyor. İlişkilerin ve bilgi akışının sıkıca denetimi, bakış açısını iyice daraltıyor. Kişide en ufak bir tereddüt görüldüğünde, grup, duygusal baskı uyguluyor.





Canlı bombaların eğitim süreci




 
Canlı bombaların eğitim süreci


Eylemcilerin seçilme sürecinde, bahsedilen psikolojik yatkınlıklar belirleniyor ve sonra iyice geliştiriliyor. Eğitimin uygulamalı bölümünde, cesaretlerini ve ruhsal dayanıklılıklarını kanıtladıkları testlerden geçiriliyorlar. Bunlar arasında "beyin yıkama"yı çağrıştıran uygulamalara da rastlanıyor: Tamamen yalıtılmış bir odada günlerce sessiz bir şekilde oturmak ya da bazen yerin altına kazılan bir çukurda, bir cesetle birlikte 48 saat geçirmek...





Geriye son iki şey kaldı: Ölmek ve öldürmek.




 
Geriye son iki şey kaldı: Ölmek ve öldürmek.


Eylemden önceki son hazırlıklar da yolunda gidince, psikiyatristlerin kişilerde intiharöncesi sıkça gözlediği presuisidal (intihar öncesi) sendrom devreye giriyor ve büyük bir kararlılık gözleniyor. Aynı fırtına öncesi sessizlik gibi, insan büyük bir iç huzuruna kavuşuyor, serinkanlı ve dostça davranıyor. Veda mektubu yazıyor, arkadaşlarıyla eğlenmeye gidiyor, yiyip içiyor, video oyunları oynuyor. 

Ve artık son aşamaya sıra geliyor: Ölmek ve öldürmek...


YORUMLAR

  • 0 Yorum