CİNSEL KORKULARIMIZ !

Cinsel baskı 21. yüzyılda dahi insanların en önemli sorunlarından biridir.

CİNSEL KORKULARIMIZ !
26 Kasım 2016 - 21:57
Tecrübeme göre Türkiye’de de orgazm olamama, cinsel isteksizlik, erken boşalma gibi işlevsel cinsel sorunları yaşayan bireylerin, diğer insanlara göre daha fazla cinsel baskı yaşadıklarını söyleyebiliriz.

Son iki yüzyıl içinde hoşgörü, kişilik, kendi kendine karar verme, özel yaşama saygı, eşitlik, kardeşlik, özgürlük gibi kavramlar bütün toplumların ruhsal ve eğitsel yapılarından değer kazanmış, giderek bunların bir kısmı insan hakları kapsamında anayasa ve başka yasalarla desteklenmiştir. Ama uygulamalara bakarsak bazı konularda hâlâ büyük bir sessizliğin egemen olduğunu görürüz. Cinsel yaşam da bunlardan biri.

Çocuk cinselliği, gençlerin cinsel yaşamı, yasal evlilik öncesi ve evlilikdışı yaşanan cinsellik, eşcinsellik, yaşlılıkta cinsellik, akıl ve bedensel yoksunluğu olanlarda cinsellik, hastane ve ceza evlerinde cinsellik üstü örtülmesi ve bastırılması gereken davranışlar olarak görülmekte. Katı gelenekler de bu görüşü desteklediğinden, bu baskı giderek suçluluk ve endişe duygularına yol açmaktadır. En doğal bir güdü karşısındaki baskı asla tam olamayacağı için çifte bir ahlak anlayışı gelişmiştir. Böylece toplumsal yaşamda kullanılabilir enerji üretken ve yapıcı süreçlere değil, örtbas edici mekanizmalara harcanmış olur.

 

cinsel-baskilar

cinsel-baskilarcinsel-taciz-korkuCinsellikte çocukları ayıplamayın !

Yaşamda cinsel baskı bebeklikten başlar. Şımarmasın, alışmasın kaygısıyla bebeğin sevgi, şefkat, kucak gereksinimleri istediği gibi karşılanmaz. Katı temizlik kuralları, cinsel sorunlara doyurucu yanıt vermemek, terslemek, ayıplamak, alay etmek, gözetlemek, kendi kendini uyarma sırasında yakalamak, dövmek, cezalandırmak, çocuğun arkadaşlarıyla cinsel öğretici 5 oyunlar oynamasına engel olmak ya da gözdağı vermek gibi cinsel baskılar çok olağandır. Böyle dolaylı dolaysız engellemelerle çocuğun tüm cinsel ilgilerine ket vurulur.

Anne-baba kendi üzerlerinde duydukları toplumsal baskıyı bir an önce çocuklarına aktarırlar. Bu gibi baskılar an-ne-babanm nevrotik ruhsal yaşamından kaynaklanır.

Çocuk haz ilkesinin egemen olduğu bir yaratıktır. Toplumu ve gerçekleri henüz bilmez, ayıp, günah, suç düşünemez. Çocuğun ayrışmamış ve anında boşalmayı dileyen enerjisi sonucu eylemlerindeki canlılık ve kaygısızlık anne – babayı ürkütür. Kendi hâkim olamadıkları isteklerini onlara sürekli hatırlatan bu durumları ısrarla baskı altında tutmak isterler.

Cinsel Baskılar Çocuklarda saplantı oluşturur !

Giderek çocuklukta yaşanılan bu cinsel baskılar sonucu, duygusal gelişmesini tamamlayamamış, dürtüleriyle başa çıkamayan, saplantılar içinde bocalayan gençler oluşur. Yeniyetme genç yöneleceği nesneleri kendi kendine bulamazsa, anne – baba baskı uygulamak yerine, gereken yön değişimleri ve yüceltmeler için ona öncülük etmelidirler. Genç, müzikle yakınlık kurar, sanata, spora ilgi duyarsa içinde yaşadığı toplumsal çevrenin de onayladığı kanallara yönelmiş ve bağlanmış olur.

Toplumumuzda cinsel baskı genç kızlara ve kadınlara karşı daha haşin bir biçim alır. Toplumumuzda genç kız ve kadınların cinsel istek beslemeleri aşağılık, edepsiz, pis ve günah sayılır. Bu cinsel baskı bazen ruhsal bozukluklara yol açar.

En basit dil sürçmeleri, unutkanlık, sürekli baş ağrıları, yutkunma zorlukları, bulantılar, aşırı utangaçlık, yüze ateş basması gibi psikosomatik rahatsızlıklardan tutun da iç organların çalışmalarında aksaklık, hormon bozuklukları, yıldırım düşeceğinden, deprem olacağından korkmak gibi sananlar ve şizofreni, isteri gibi ağır ruhsal hastalıklara varıncaya kadar çeşitli belirtiler bu tür yoğun bir cinsel baskı altında duyulan bunalıma işaret edebilir. Dul kadınlar alıştıkları cinsel yaşama devam etmek isterlerse hafif olmakla suçlanırlar.

cinsel-taciz-korkuYaşlılarda’da cinsel hayat vardır ..

Yaşlılıkta cinsel istekler olabileceği ve doyum sağlamanın kişinin doğal hakkı olduğu kabul edilmez. Yaşlı bir insanın bu gibi davranışlanna anormal, iğrenç veya gülünç önyargısıyla bakılır. Aslında kadınlar da erkekler de iyice yaşlanıncaya, hatta ölünceye kadar cinsel bakımdan etkin olabilirler. İleri yaşlarda cinsel uyarılmanın azaldığı doğruysa da, bu cinsellikten zevk alamazlar demek değildir. Toplumumuzda yaşlı erkeklerin genç kadınlarla evlenmeleri, yaşlı kadınların her türlü evlilik isteklerinden daha olumlu karşılanır.

Akıl ve beden yoksunlukları olan her toplumda özel cinsel sorunlarla karşı karşıyadır. Özellikle hastane ve bakımevlerinde yaşayan akıl ve beden engelleri olanlar için durum daha da zordur.

Bu gibi yerlerde hastaların özel yaşamı diye bir şey düşünülemez, yerler kısıtlıdır, dışarıyla ilişkiler kısıtlıdır. Bazı yenilikçi uygulamalarla cinsel ilişkilere izin verilmeye kalkışılsa bile, bakımevi ve hastane sorumlularının yasal suçlamalarla karşılaşabilmesi olasıdır. Diğer yandan akıl engelleri olanların, başkalarınca cinsel doyum aracı olarak kötüye kullanılmaları da önlenmelidir.

Cinsel yelpazeniz genişse Cinsel Sapık damgası yiyebilirsiniz !

İnsanların cinsel davranışları içgüdüler ötesinde toplumsal etkenlere biçimlenmiş olduğundan değişik insanlar değişik cinsel ilgiler geliştirirler, cinsel davranışları da değişik olur. Bu gerçeğin herhangi bir sorun yaratması gerekmezken, toplumların cinsel davranışlar için belli ölçüler tespit etmesi birtakım sorunlara yol açar. Bu ölçüler katı, kesin ve dar görüşlü iseler, pek çok insan “cinsel sapık” damgasını yer.

Gerçekçi olmayan, bağlayıcı geleneksel cinsel ölçüler cinsel sorunları olan, daha doğrusu cinsel isteklerini dışa vurmada toplumsal sorunları olan insanlar oluşturur. Cinsel ilişkiyi eşlerden herhangi biri istemiyorsa doğallıkla ilişkiye devam edilemez, ama özel yaşama, dışarıdan yapılacak her türkü müdahalenin belirli bir cinsel baskı yaratma potansiyeli vardır.

Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi kendisi iktidarsızlık gibi cinsel sorunları olanlar çevresindeki gençleri kıskanır ve onlara cinsel baskı kurabilmek için dini kullanarak günah olgusunu baskı olarak kullanır. Örneğin, bir hastanın belirttiğine göre Sivas yörelerinde bazı bölgelerde dudaktan öpüşmenin büyük günah olduğu görüşü söylentisi gibi

YORUMLAR

  • 0 Yorum