Cinsellik Üzerine Çarpıcı Gerçekler

Cinsellikte en çok merak edilen soruların cevapları, en mahrem konular ve en çok tartışılan olgular bilimsel dergilerde yayımlanan makalelerin ve araştırmaların ışığında bu haberde.

Cinsellik Üzerine Çarpıcı Gerçekler
25 Ağustos 2016 - 23:23
Hayatımızın en mahrem alanı cinsellik. Gizemle beslenen karmaşık ve çekici bir konu bu. Yıllar boyu hakkında yazılıp çizilen, sanata ve edebiyata konu olan, önyargı ve hurafelerden etkilenen, hayatımızın en temel olgularından biri. İşte tam da üzerinden atamadığı bu giz perdesinden dolayı hâlâ farklı yorumlarla besleniyor, farklı saptamalar yüzünden bulanıklaşıyor. Örneğin, erkeklerin cinsel ilişki sonrası uyumalarını bir tür ilgisizlik olarak yorumlayan ve buna fena halde alınan kadınlar bu durumun bilimsel bir açıklaması olduğundan bihaber. Yine çoğu kadın yumurtlama dönemlerinde çok çekici olduklarını, bunun da bilimsel bir deneyle kanıtlandığını bilmiyorlar.

UZUN SÜRELİ İLİŞKİ CİNSEL HAZZI ARTTIRIYOR

2007 yılında yayımlanan yetişkinlikte çiftlerin cinsel davranışlarıyla ilgili bir makale, çiftlerin birbirlerini tanıdıkça cinsellikten daha çok zevk aldıklarını ortaya koyuyor. 18 ile 26 yaş arası gençler üzerinde yapılan araştırma, yataktaki yabancının libidoyu artırdığı fantezisine de son veriyor. Araştırma, ilişkide duygular ve aşk yoğunlaştıkça, heyecan ve cinsel hazzın da arttığı fikri üzerinde yoğunlaşıyor. Makaleye göre uzmanlar, en az üç ay birliktelik yaşayan çiftlerin cinsellikte daha aktif rol aldıklarını, çekingenliklerini atıp, her türlü fanteziye açık olduklarını, kısacası tek gecelik ilişki yaşayan çiftlere göre çok daha verimli ve zevk dozu yüksek bir cinsellik yaşadıklarını vurguluyor.

MİSYONER POZİSYONDAN VAZGEÇMEYİN

Cinsel ilişkide farklı pozisyonları denemenin, klasik misyoner pozisyonuyla yetinmemenin hazzı artıracağı söylenir. Kişinin ruhsal oluşumuyla fiziksel yapısı arasındaki ilişkiyi araştıran uzmanlar, kadınlara çok sayıda cinsel içerikli film seyrettirmişler. Araştırmanın sonucunda kadınların beyinlerindeki bazı bölgelerin, özellikle klasik misyoner pozisyonuna tepki verirken, diğer pozisyonlara tepkisiz kaldığı ortaya çıkmış: 2003 yılında dergide yayımlanan ve cinsiyet farklılıklarının erotik film seçimindeki etkisini araştıran bir makale, klasik misyoner pozisyonunun hâlâ çok rağbet gördüğünü ve çiftleri çok heyecanlandırdığını gösteriyor. Siz siz olun akrobatik hareketler yaparak bir yerinizi incitmek yerine, muhafazakarlığınızı koruyun ve misyoner pozisyonunundan asla vazgeçmeyin.



ERKEĞİN İLİŞKİDEN SONRA UYUMASI TAMAMEN FİZYOLOJİK

Karşılıklı paylaşım, cinsel haz ve aşkın yoğun olduğu tatmin edici bir ilişkiden sonra erkeğin her şeyi unutup sırtını dönmesi ve uykuya dalması çok sık görülen bir durum. Erkekler, bu davranışlarından dolayı kadınlar tarafından duygusuz, bencil ve anlayışsız gibi sıfatlara layık görülür. Gerçekten de o çok özel paylaşımdan sonra, erkeğin yorganı çekip uykuya dalması, cinselliğin ateşli sularında gezindikten sonra partnerinin kollarında romantik anlar geçirmek isteyen kadınları hayal kırıklığına uğratabilir. Oysa uzmanlar, erkeğin sevişirken kadından daha fazla enerji harcadığını, orgazmdan sonra tansiyon düşmesiyle endorfin salgılanmasındaki azalmanın erkeğe yorgunluk ve bıkkınlık hissettirdiğini vurguluyor. Uzmanlar, tamamen fizyolojik sebepler sonucunda görülen bu yorgunluk durumunun kısa sürede sona ereceğini belirtiyorlar. Bu noktada kadınlar, erkeklere zaman tanımalı ve bir süre bekledikten sonra her şeyin normale döneceğini unutmamalılar.



YUMURTLAMA DÖNEMİNDE KADINLAR, ERKEKLERİ DAHA ÇEKİCİ BULUYOR

Kadınlar bir zamanlar aşkından öldükleri, dünyanın en yakışıklı erkeği kategorisine koydukları erkekleri hayatlarının bir başka döneminde kesinlikle beğenmeyebiliyor. Ya da bunun tam tersi olabiliyor. Bir zamanlar nefret uyandıran erkekler başka bir zamanda büyük aşkın adresi oluveriyor. Bu gibi dönüşümlerde elbette yaş, edinilen tecrübeler, hayata bakış açısının değişmesi gibi faktörlerin etkisini kabul etmek gerekir. Uzmanlar buna ek olarak bir de yumurtlama dönemi faktöründen dem vuruyor. Öyle ki, kadınlar yumurtlama döneminde erkekleri olduklarından daha çekici ve yakışıklı buluyor. Yapılan araştırmaya göre, aynı erkekler aynı kadınlara yumurtlama dönemi sırasında ve sonrasında gösteriliyor.



ERKEKLER CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYİ YEMEK YEMEYE TERCİH EDİYORLAR

Cinsellik de tıpkı yemek yemek gibi insanın en temel ihtiyaçlardan biri. Uzmanlar fareler üzerinde yaptıkları deneylerden yola çıkarak erkeklerin, cinsellikle beslenme arasında bir tercih yapma durumunda kaldıklarında ateşli bir geceyi çok lezzetli bir yemeğe yeğlediklerini öne sürüyor. Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS)'te nörobiyolojist olan Jean-Didier Vincent, erkek denek farenin beynindeki zevk merkezine elektrodlar yerleştiriyor. Fareye bir yemek seçenekli pedal, bir de zevk seçenekli pedal sunuluyor. Fare her seferinde ikincisini tercih ediyor. İşte Vincent buradan yola çıkarak erkeklerin de tıpkı fareler gibi midelerinin memnuniyetinden çok cinsel haz yaşamaya önem verdiklerini savunuyor. Bu araştırma, kadınların çoğuna hâkim olan "erkekler her zaman cinsel ilişkiye hazır yaratıklardır ve çoğu zaman sevişmekten başka bir şey düşünmezler" önyargısını kuvvetlendireceğe benziyor.



 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum