Cumhurbaşkanlığı seçiminde hangi aday sosyal medyayı daha iyi kullandı?

2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmak üzere, 14 Mayıs 2018 itibarıyla yurt içinde 56 milyon 342 bin 263 ve yurt dışında 3 milyon 49 bin 065 olmak üzere, toplam 59 milyon 391 bin 328 seçmen bulunuyor

Cumhurbaşkanlığı seçiminde hangi aday sosyal medyayı daha iyi kullandı?
23 Haziran 2018 - 08:47
YSK tarafından verilen tahmini sandık sayısının 180 bin 896. Bu seçmenin 10 milyonluk (yani aşağı yukarı yüzde 20’si) bölümünü 18-25 yaş arası gençler oluşturuyor. Bunlar git gide eski nesillerin yerini almaya başlıyor. Yani Türkiye gittikçe daha çok dijital yerlilerin [1] dünyası haline gelecek. Bu nedenle 24 Haziran seçimlerine bir de dijital haberleşme yani “sosyal medya” yönünden bakalım istedik. 

Sosyal medyanın seçimlerde kullanılabileceğini gösteren ilk örnek, 2008’deki ABD Başkanlık seçimlerini kazanan Obama olmuştu. Arkasından gelen başka örnekler de oldu. Ayrıca şimdiki Amerikan başkanı Trump’ın da Twitter kullanımı dillere destan. Başkanlık seçimlerine kadar e-mail adresi ya da ofisinde bilgisayarı olmayan Trump günümüzde mesajlarını gayet açık bir dille Twitter üzerinden veriyor ve bazen firmaların hisse fiyatlarını düşürürken, bazen de —geçtiğimiz hafta anlaşma imzaladığı— Kuzey Kore liderine “bizim nükleer düğmemiz daha büyük” şeklinde ders veriyor.

Türkiye Cumhuriyeti seçimlerinde ise bugüne kadar başarılı bir sosyal medya seçim kampanyası görmüş değildik. En fazla banner reklamları vardı. Seçime 2 gün kala bugün anladığımız ise, bunun önemli bir nedeni, mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan’a meydan okuyacak düzeyde güçlü rakipler olmamasıymış. 

Erdoğan’ın karşısında bu sefer birden fazla güçlü rakip var. Ancak 2018 Başkanlık seçimleri, —AKP’nin iktidar olduğu diğer tüm seçimler gibi— haksız kampanya şartlarında yapılıyor. Seçime giren adaylar için geleneksel medya (gazete ve TV’ler) Tayyip Erdoğan lehine kapalı. Başka deyişle, Erdoğan’ın mitingleri ya da çeşitli bahanelerle yapılan konuşmaları başta TRT ve Anadolu Ajansı haberleri olmak üzere, tüm TV kanallarında baştan sona yayınlanırken, güçlü 2 rakipten İnce’nin kampanyalarının —Meral Akşener’i daha zayıf bırakmak amacıyla olduğu söylendi— hepsi değilse de, bazıları kısmi parçalar halinde, yayınlandı. Meral Akşener mitingleri ise bildiğim kadarı ile TRT, ve bazı kanallarda hiç yayınlanmadı. 

İşte bu nedenle 2018 Seçim Kampanyaları sosyal medya üzerinden yapıldı. Zaten dijital yerli [1] olarak adlandırılan genç nesil üzerinde yapılan araştırmalar, bunlar arasında TV kullanımının zayıf olduğu ve basılı mecraları hiç okumadıkları sonuçlarını ortaya koyuyor. 16 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP’nin tüm medya olanaklarını eline geçirmesine ve sosyal medyayı trolleyen ekibine karşın, muhalefet liderleri son derece parlak uygulamalar yaptılar. Halk da geri kalmadı. Onlar da kendi yarattıkları ile çok renkli bir kampanya dönemi yaşattılar. Şimdi bunları gözden geçirelim.

Seçim ilan edilmeden önce

Sosyal medya mecralarının ve özellikle Facebook’un bu seçimde etken olacağı, önceden beri konuşuluyordu. Hatta en çok tartışılan konulardan birisi, AKP’nin Cambridge Analytica ile anlaşmış olabileceği ve Facebook üzerinden kişiye özel mesajlar yollayabileceği üzerineydi. 

Ama bu arada ABD’de ilginç gelişmeler oldu. Facebook, —kurucusu Zuckerberg’in Amerikan Senatosu tarafından sorguya çekilmesi de dahil— bu gelişmeler üzerine sistemini “sahte haber” tespiti konusunda geliştirdi. Ve Cambridge Analytica’nın kullandığı micro segmentasyonu da sınırlandırdı.

Ama sahte haber yayma uzmanı Cambridge Analytica sadece internet üzerinde çalışmıyordu. ise, Sri Lanka seçimleri ile ilgili olarak yakalanan sözleri üzerine CEO Nix’in görevini askıya aldı. Bu sözlerde Nix 200’den fazla seçim kampanyasında çalıştıklarını ve tuzaklar, rüşvet, fahişe gibi çeşitli yöntemler kullanabildiklerini söylüyorlardı.

Nix’in yöntemlerinin bu seçimde çok kullanılmadığı düşüncesindeyiz diyecektik ama son 2 gündür, digital değilse de, insanların posta kutularına atılan mesajlarda sahte haberler görülüyor. Özellikle MHP’lilerin İyi Partiye kaçan oyları engellemek üzere harekete geçip, Meral Akşener ve İyi Parti aleyhine sahte haberlerin yazıldığı kağıtları dağıttıkları görülüyor.

Seçim ilan edilmeden önce gerçekleştirilen bir olay da, Whatsapp konusunda şüphe yaratmaya yönelikti. Facebook Messanger ve WhatsApp üzerinde bulunan haber gruplarında insanlar birbirleriyle dışarıya açmayacakları konuları konuşabiliyorlar. Özellikle Erdoğan’In kendi aleyhine konuşan kişiler aleyhine hukuk işlemleri yaptırıyor olması nedeniyle, sosyal medyada açıkça konuşulamayan bazı mesajlar WhatsApp ya da diğer gruplarda yoğun bir şekilde konuşuluyor. Bu nedenle de, seçimden önce “WhatsApp kayıtları gösterecekmiş” türünden mesajlar yayılarak, insanların WhatsApp üzerinde konuşmaları engellenmeye çalışıldı. Bunun doğru olmadığını yayınladık[2] . 

İyi Parti’nin sosyal medya karnesi

İlk olarak, geleneksel medya organlarında büyük haksızlığa uğrayan ve Yılmaz Özdil’in de yazdığı gibi yürekliliği ile bu seçimin yolunu açan Meral Akşener’in partisini inceleyelim. 

İyi Parti kurucuları arasında Google ABD’den transfer edilen Taylan Yıldız olduğu için zaten bir şeyler bekliyorduk. Yıldız seçim açıklanmadan önce kendisini bazı online oyun etkinlikleri düzenlerken gördük. Seçimde ise, en çok ses getiren 4 Haziran günü Google ile arama yapanların rastladığı “usta işi” Adwords reklamları oldu. Örneğin AKP aradığınızda, hemen altındaki satırda “Daha İyisi var: İyi Parti” gözüküyordu. Bu arada en çok gülünen ise “İbrahim Tatlıses” araması oldu. 1 gün evvel Erdoğan ile sahneye çıkan Tatlıses, Doğal gazımız yoktu deyince, ertesi günü Tatlıses araması yapanları “Doğal Gaz mı Bağlatacaksınız, İyi Parti’yi bekleyin” satırları karşıladı [3]

Bu arada, “Yüzünü Güneşe Dön” isimli İyi Parti seçim şarkısının da, bir anda Spotify’da Aleyna Tilki’yi filan geçerek öne yükseldiğini gördük. İyi Parti yetkilileri iddialıydılar ve tarihin gördüğü en yaratıcı ve popüler hale gelen “seçim şarkısını” yaptık” dediler. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum