Darbenin arkasındakiler

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinde bir yıl geçti. Ancak darbede halen gizemini koruyan pek çok karanlık nokta var. Bu noktaların aydınlatılması için gereken hassasiyetin gösterildiğini söylemek zor.

Darbenin arkasındakiler
19 Ağustos 2017 - 11:31
Darbenin kilit ismi olarak bilinen Adil Öksüz’ün Almanya’da görüldüğüne dair ciddi bulgular var. Almanya her ne kadar bu iddiaları yalanlıyorsa da Almanya’da yaşayan bazı Türkler, Adil Öksüz’ü bir Türk lokantasında yemek yerken gördüklerini söylüyorlar. İddialara göre Adil Öksüz Almanya’ya bir kargo uçağı ile gitmiş.

Gerek Almanya gerek diğer Batı ülkeleri darbeye karıştığı iddia edilen sivil ve askeri personelin hiçbir şekilde Türkiye’ye iade edilmeyeceğinde ısrarlı. Hemen hemen bütün sığınmacılara siyasi sığınma hakkı verdiler.

Türkiye’nin İnterpol’ü de devreye sokarak yaptığı iade taleplerini duymazdan geliyorlar. Avrupa ülkeleriyle yapılan İnterpol protokolleri fiilen devre dışı kalmış durumda.

Batı, bu konuda Türkiye’yi “yok sayıyor!”

Acı, ama maalesef gerçek bu.

Türkiye, terör örgütü üyesi olarak vasıflandırdığı kişilerin Avrupa ülkelerinde elini kolunu sallayarak gezmeleri karşısında rahatsız.

Aynı şey Amerika için de geçerli. Amerika’da yaşatan FETÖ lideri ve arkadaşlarının iadesi için Amerika cephesinde hiçbir adım yok.

Bunun sebebinin ne olduğuna dair bilgilerin izini sürerken Sedat Ergin’in dünkü yazısına bakmak lazım.

Ergin, darbe sabahı yani 16 Temmuz’da İncirlik Üssü’nde olan bitenleri mahkeme kayıtlarından yola çıkarak kaleme almış.

Darbe sabahı İncirlik Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van, şoförü olan uzman çavuş Muhammet Emrah Kuzu ile birlikte Amerikalılara ait bir binanın önüne gider. Tuğgeneral Van, içeri girer, Kuzu dışarıda bekler. O sırada Van’ın kendisine bıraktığı telefon çalar. Arayan İncirlik Üssü’nden Harekat Komutanı Albay Erhan Gazioğlu’dur.

Gerisini şöyle anlatır Kuzu:

“Gazioğlu nerede olduğumuzu sordu. Üç yüzlü bir numarası olan, ikmal depodan gelirken filoya varmadan solda olan ve Amerikalılara ait bulunan bir binanın önünde olduğumu, komutanın içeride olduğunu söyledim. Biraz sonra Erhan Gazioğlu Albay da geldi, içeri girdi. İçeride 15 dakika kaldıktan sonra komutanla birlikte çıktılar. Biz komutanla araca binerek karargâha döndük. Komutan odasında oyalandı. Sonra odadan çıkıp bana ‘Kapat kilitle buraları’ dedi. Ben de odasındaki ışıkları kapattım. Kapıları kilitledim.” (Sedat Ergin, Hürriyet, 17 Ağustos, 2017)

Mahkeme kayıtlarına göre darbenin hemen sabahında İncirlik’teki Amerikalı üs komutanıyla görüşen darbeci subayların neler konuştuğunu bilmiyoruz.

Tuğgeneral Van’ın üssün Amerikalıların bulunduğu bölgesine geçerek, burada ABD 39. Hava Üs Komutanı Albay John Walker’a yaptığı ziyarete dair başka bilgiler de Amerika cephesinden geliyor.

Yine Sedat Ergin’in verdiği bilgilere göre; New York Times gazetesinde 17 Temmuz 2016 tarihinde çıkan bir haberde, Van’ın bu görüşmede ABD’den siyasi sığınma talebinde bulunduğunu, ancak bu talebin ABD tarafından reddedildiğini okuyoruz.

Tabi bu savunma inandırıcı olmaktan çok uzak.

Zira Tuğgeneral Van’ın, bu konudaki savunmasında “Amerikalı Albay Walker ile ikili toplantım vardı. Ve üste icra edilen koalisyon harekâtı kapsamında yaşanan problemleri ve çözüm metotlarını konuşuyorduk” dediğini biliyoruz.

Türk ve Amerikalı komutanların verdiği bilgiler birbiriyle çelişiyor.

Başarısızlıkla sonuçlanan bir darbenin sabahında apar topar İncirlik’teki Amerikalı komutanla buluşan Türk generalin söyledikleri de Amerikalı Walker’in savunması da inandırıcı değil.

Yani 15 Temmuz darbe girişimi üzerindeki “Batı” gölgesi henüz aralanmış değil.

Aralanacağa da benzemiyor.

Zira Nasrettin Hoca’nın, evin anahtarını ahırda kaybedip dışarıda aramasının sebebini soranlara verdiği cevaba benziyor yaşadıklarımız:

“İçerisi çok karanlık!”

Karanlıkları aydınlatmaktan korkarak, pazarda sebze satan 70 yaşındaki köylü kadını, telefonunda Bylock çıktı diyerek FETÖ’cü diye karakola götürürken asıl fotoğrafı görmezsek duvara çarparız.

YORUMLAR

  • 0 Yorum