Dünden Bugüne Akıl Hastaneleri
Akıl hastalarıyla başa çıkabilmek için orta çağın son zamanlarına doğru akıl hastaneleri kurulmaya başladı.
23 Haziran 2018 - 16:23 - Güncelleme: 24 Haziran 2018 - 09:48
Fakat bu akıl hastanelerini günümüzdeki gibi düşünmeyin. Bu hastaneler tedavi merkezi değil adeta hapishane işlevi görüyorlardı. Olağan olarak hastalarda iyileşmek adında bir ilerleme gözlenmiyordu. Kişilerin psikolojisi düzelmek yerine, aksine karşılaştıkları tutum beraberinde daha fazla zedeleniyordu.
Philippe Pinel 1792 yılında hastanenin başına geçmesiyle beraber hastaların zincirlerinin çıkarılmasına izin verdi. Pinel’in bu duruma izin vermesiyle insanlar onun deli olduğunu dahi düşünmüşlerdir. Bu düşünce uzun sürmedi çünkü, Pinel bu deneyinden ve aldığı karardan son derece başarılı bir şekilde çıkmıştır. Tedavisi olanaksız deliler olarak görülen bu insanlar, nazik muamele, temiz odalar ve düzgün yaşam şartları sağlandığında akıl hastanesinden çıkabilecek kadar iyileşmişlerdir.
görsel kaynak: onedio
Bu gelişmenin beraberinde 20.yy da tıp ve psikoloji alanında büyük adımlar atılmaya başlandı. Pavlov, laboratuvar deneyleriyle hayvanların kapasitelerinin üzerinde seçim yapmaya zorlandıklarında bazı duygu bozuklukları gösterdiklerini kanıtladı. Freud, akıl hastalığının psikolojik etmenlerini göz önünde bulundurarak anlama yoluna zemin oluşturdu.
20.yy da bu büyük bilimsel ilerlemelere karşın, insanlar hala akıl hastalarından korkuyor, onlara dehşet içinde bakıyorlardı. Toplum akıl hastalarını anlamada çok fazla ilerleme kaydetmemişti.
Geçmişinde manik-depresif bozukluk hastalığını atlatmış olan Beers iyileştikten sonra, toplumu ruh sağlığı ve akıl hastalıkları konusunda eğitmek, bilinçlendirmek için sürekli olarak çalışmalar yaptı. Ulusal Akıl Sağlığı Komitesi (National Committee for Mental Hygiere) örgütlenmesine yardımcı oldu.
Ulusal Akıl Sağlığı derneğini kurduktan sonra, ruh sağlığı hareketi ve akıl hastalıklarını önlemek amacıyla kliniklerin bölgesel ruh sağlığı merkezlerinin örgütlenmesinde önemli bir role üstlendi. Beers zamanından bu yana akıl hastaneleri büyük gelişmeler gösterdi ancak hala önünde aşılması gereken uzun yollar vardır.
Yararlanılan Kaynak: Psikolojiye Giriş (Hilgard’s Introduction to Psychology)
görsel kaynak: unsplash.com/@jonjons
Philippe Pinel 1792 yılında hastanenin başına geçmesiyle beraber hastaların zincirlerinin çıkarılmasına izin verdi. Pinel’in bu duruma izin vermesiyle insanlar onun deli olduğunu dahi düşünmüşlerdir. Bu düşünce uzun sürmedi çünkü, Pinel bu deneyinden ve aldığı karardan son derece başarılı bir şekilde çıkmıştır. Tedavisi olanaksız deliler olarak görülen bu insanlar, nazik muamele, temiz odalar ve düzgün yaşam şartları sağlandığında akıl hastanesinden çıkabilecek kadar iyileşmişlerdir.
görsel kaynak: onedio
Bu gelişmenin beraberinde 20.yy da tıp ve psikoloji alanında büyük adımlar atılmaya başlandı. Pavlov, laboratuvar deneyleriyle hayvanların kapasitelerinin üzerinde seçim yapmaya zorlandıklarında bazı duygu bozuklukları gösterdiklerini kanıtladı. Freud, akıl hastalığının psikolojik etmenlerini göz önünde bulundurarak anlama yoluna zemin oluşturdu.
20.yy da bu büyük bilimsel ilerlemelere karşın, insanlar hala akıl hastalarından korkuyor, onlara dehşet içinde bakıyorlardı. Toplum akıl hastalarını anlamada çok fazla ilerleme kaydetmemişti.
Geçmişinde manik-depresif bozukluk hastalığını atlatmış olan Beers iyileştikten sonra, toplumu ruh sağlığı ve akıl hastalıkları konusunda eğitmek, bilinçlendirmek için sürekli olarak çalışmalar yaptı. Ulusal Akıl Sağlığı Komitesi (National Committee for Mental Hygiere) örgütlenmesine yardımcı oldu.
Ulusal Akıl Sağlığı derneğini kurduktan sonra, ruh sağlığı hareketi ve akıl hastalıklarını önlemek amacıyla kliniklerin bölgesel ruh sağlığı merkezlerinin örgütlenmesinde önemli bir role üstlendi. Beers zamanından bu yana akıl hastaneleri büyük gelişmeler gösterdi ancak hala önünde aşılması gereken uzun yollar vardır.
Yararlanılan Kaynak: Psikolojiye Giriş (Hilgard’s Introduction to Psychology)
görsel kaynak: unsplash.com/@jonjons
YORUMLAR