Entel AKP'liler

“Apoloizm” nedir hiç duydunuz mu?.. “Apologist” nedir haberiniz var mı?.. “Hermenötik” nedir biliyor musunuz?..

Entel AKP'liler
30 Ağustos 2016 - 10:51
Yasin Aktay'ı belki bilirsiniz; AKP sözcüsü.

Aynı zamanda Yeni Şafak gazetesi yazarı.

Köşesinde dün -sizlere sorduğum yukarıdaki tanımları bolca kullanarak- Seyyit Kutub'un ölümünün 50'nci yıldönümü nedeniyle “güzelleme”yazdı.

Makaleyi okuyunca önce şunu düşündüm:

Bu tanımlarla yazılan makaleyi Yeni Şafakokuyucularının anlamasına olanak yok. Peki…

Yasin Aktay (ve onun gibi birkaç isim) neden bu anlaşılması zor ağır akademik dili tercih ediyor? Bunun bir sırrı olmalı…

İşin sırrı şu: AKP çevreleri; televizyonlara çıkıp konuşurken ya da gazetelerde makale yazarken bu tür tanımları-kavramları bolca kullananları “bir bilen seviyesine” yükseltiyor! “Entelektüel” sanıyor bunları!..

Yasin Aktay'ın bu nedenle AKP sözcüsü yapılması hiç şaşırtıcı değil! Evet bu kadar kolay.

Neyse…

Makaleyi okuyunca sonra şunu düşündüm:

Siyasal İslamcılar Seyyit Kutub'u, hangi kaynaklarıokuyarak tanıdı ki bu “güzellemeyi” yapıyorlar? Şöyle yazdı Yasin Aktay; “Bir eser bıraktı Kutub, dünyaya tesir eden bir eser. Müslümanlar üzerinde bir tesir bırakan, onların birçok konudaki algısını, davranışını, düşüncesini değiştiren, etkileyen bir eser…”

Nedir bu eser?

Biliyorum… “Seyyit Kutub ve Siyasal İslam, İngiliz emperyalizminin ürünüdür” diye yazsam kimileriniinandıramam.

Biliyorum… “İslamcılık sistemli bir ideoloji olarak, siyasal bir teori olarak emperyalistlerce dizayn ve manipüle edilmiştir” desem kimilerini inandıramam.

O halde…

Başka bir kaynak vereyim bu eser hakkında…

Hiç sorgulamıyorlar

Kazım Güleçyüz'ün Star gazetesinde 25 Mayıs 2013'te yayınlanan “MİT'in Seyyid Kutup açılımı”başlıklı makalesinin bir bölümünü paylaşayım:

“Türkiye'de İslamcılık düşüncesinin tartışıldığı sempozyumda Hamza Türkmen, çok ilginç bir noktaya temas etmiş. Seyyid Kutup'un Türkiyeli Müslümanların gündemine -Salih Özcan'ın kurduğu-Hilal Yayınları tarafından basılan ‘Din Dediğin Budur' kitabıyla girdiğini belirten Türkmen, şöyle demiş:

‘O zaman şu bilgiye ulaştık: 1961 Anayasasından sonra Türkiye'de sol Marksist hareketler yaygınlaşıyor. Sistemin bunlara cevap vermesi lâzım. O zaman MİT'in başındaki Doğu Bey (Fuat Doğu) özellikle çare arıyor. Çare olarak Seyyid Kutup'un‘İslamda Sosyal Adalet' diye bir kitabının haberini alıyor. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısına gidiyor. Cağaloğlu Yayınları'ndan bastırılıyor. Türkiye gündemine Seyyid Kutup ilk defa böyle bir formatta giriyor.”

Bu köşeyi takip edenler iyi bilir, şunu yazdım:

“Seyyit Kutub'u bilirsiniz: Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in önde gelen isimlerindendi. 1949'daABD'ye davet edildi. O yıl solculara karşı, ‘İslam'da Sosyal Adalet' adlı eserini yazdı. (Suudici) Salih Özcan 1955'te Hilal Yayınları'nı kurduğunda ilk bu kitabı yayınladı. Türkçe'ye çeviren (Fethullah Gülen'in hamisi) Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagür idi. Kitabın çevrilmesini isteyen kimdi; MİT (MAH) Başkanı Kurmay Yarbay Fuat Doğu!”

IŞİD olgusu bile ortada iken “sorgulamayan enteller” -Yasin Aktay gibi- ezberlerini yazarak, Seyyit Kutub'u “rol model” olarak sunmaya devam ediyorlar.

Ve fakat:

Asıl anlatmak istediğim tam olarak bu değil.

“Entelektüellik” meselesini şuraya bağlamak istiyorum…

Temel mesele

Hiç tesadüf değil…

AKP Sözcüsü Yasin Aktay, Seyyit Kutub “güzellemesi” yaparken…

TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın Che Guevara tişörtü giyen Devrimci Liseliler'i hedef alarak, “Güney Amerika'da faaliyette bulunan bir eşkıya benim liseli gencimin yakasında, göğsünde olamaz. Olmamalı” dedi.

Bir yanda Seyyit Kutub güzellemesi…

Diğer yanda Che Guevara kötülemesi…

Biri; emperyalizmin oyununa gelip kendi halkına bile düşmanlık yapmış Siyasal İslamcı…

Diğeri; emperyalizme karşı mücadele veren Küba halkının yanında bulunmuş devrimci…

İşte… Meselenin özü budur.

Siyasal İslamcıların gündeminde emperyalizm olgusuyoktur.

Bu nedenle İsmail Kahramanlar 50 yıldır hiç değişmez. Bu nedenle…

Emperyalizmin simgesi gördükleri ABD'nin 6. Filo'sunu protesto eden devrimci öğrencilere, İsmail Kahramanlar bıçaklarla-sopalarla saldırır.

Evet, bir yanda Yasin Aktay'ın Seyyit Kutub güzellemesi…

Evet, diğer yanda İsmail Kahraman'ın Che kötülemesisürüp gider!

Bu topraklarda 200 yıldır süren büyük oyundur bu.

İster “entelektüel” deyin…

İster “büyük kültür adamı” deyin…

Aktaylar, Kahramanlar 200 yıllık emperyalist hegemonyadan kendilerini kurtaramıyor.

“Üst akıl” nedir kavrayamıyorlar!

Bu nedenle…

Biz burada, “15 Temmuz Cemaat darbesi anti emperyalizme karşı ittifak ortaya çıkarıyorsa bu desteklenmelidir” diye yazarken; arkadan dolanıppolislere türban hakkı ya da GATA'daki devir tesliminde başörtülü bürokrat fotoğrafı vermeyi“siyasal kazanç” sanıyorlar!

Ne devlet yönetmeyi biliyorlar.

Ne psikolojik harpten anlıyorlar.

Taşra kurnazlığını politika sanıyorlar!

Emperyalizm, iktidarlarını bir kaşık suda boğmaya çalışıyor; ve onlar nelerle uğraşıyor!

Bilmiyorlar! Görmüyorlar! Kavrayamıyorlar!

“Apoloizm” , “Apologist”, “Hermenötik” gibi tanımları yazmayı entelektüellik sanıyorlar.

Oysa.

Entelektüalizm; bilgi donanımın ne denli yüksek olması değil; eylemde/iş'te/harekette, duygunun değil, aklın egemen olmasıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum