Hoppa....

Ne hazin ki bu yalın gerçekler ortadayken birileri peygamber üzerinden, din üzerinden TEK ADAMLIĞA meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar...

Hoppa....
21 Mart 2017 - 10:29
Referandum kampanya süreci hareketlendikçe, evvelce tahmin ettiğimiz gibi, kullanılan söylemlerdeki dinsel dozaj da irtifa kazanıyor. 

Evet oyu için hadis uydurmaya bile yeltenenler oldu. En son; “evet oyu vermezseniz sizi mezarda rahatsız ederler,” bile denildi. Dini değerler üzerinden yürütülen bir kampanyanın kazananı, bu toplum özelinde kim olur dersiniz? Kuşku yok ki siyasi amacı uğruna dini, en ustaca tevil edip bu hususta dindar halkı ikna eden çevrenin galibiyetini şimdiden görmemek mümkün değil.

Bundan dolayıdır ki siyasi söylemlerinde dinsel unsurlar kullanmamaya gayret gösteren sol siyasi liderler bile dini refere eden konuşmalar yapmaya başladılar. Deniz Baykal’ın; “Bu yetkiler peygamberi bile bozar!” şeklindeki ifadesi bir hayli yankı buldu. Sanıyorum Sayın Baykal, sağ tandanslı ve dindar bir profile sahip Sayın İlhan Kesici’nin evvelce söylediği; “Bu yetkiler evliyayı azdırır!” söyleminden esinlenip cesaret alarak böylesi bir cümle kurdu. Zira düşünmüş olabilir ki İlhan Kesici’nin söylemi tepki görmediğine göre benimki de anlayışla karşılanır. Oysa öyle olmadı. Zira peygamber ve evliya, her ikisi de dini kişilikler olsa da dinsel konumları farklıdır. Evliyanın (velilerin) hata yapabileceği, günah işleyebileceği Sünni itikat açısından mümkün görülürken peygamber ve peygamberler için böylesi bir şey mümkün değildir. Yani Sünni İslam inancında peygamber / peygamberler günahsızdırlar. Asla azmazlar, günaha yönelmezler. Zira Allah onları günaha yönelmekten alıkoyar. Bu nedenle Sayın Kesici’nin söylemi isabetli olsa da Sayın Baykal’ınki kesinlikle talihsiz bir söylemdi. Nitekim Sayın Baykal bu söylemini düzeltme yoluna gitti. Kanımca Sayın Baykal da hatasını yahut maksadını aştığını farketti. Bir daha böylesi bir cümle kurmayacağına eminim. Bu arada ifade edelim ki, Sayın Baykal’ın Hz. Muhammed’e olan sevgisi, saygısı ve imanına hepimiz şahidiz! Sürç-i lisan ederek söylediği bir sözden dolayı Sayın Baykal’ın mahkum edilmesine de elbette ki razı olamayız.

Benzeri gaf ve hatalı söylemleri sağ siyasi figürlerden de zaman zaman işitmekteyiz. Sözgelimi Efkan Ala’dan sadır olan; “peygamber gurura kapıldı, biz kapılmadık!” ifadesi gibi...

Hangi siyasi cenahtan olursa olsun herkesin siyaset ve peygamber ilişkisi düzleminde bilmesi lazım gelen hayati bir ilke var. Biz o ilkeyi şimdi, duymayanlar duysun diye bir kez daha yüksek sesle söylemiş olalım;

Peygamber hata yapmaz ve haşa peygamber asla azmaz!







İlaveten ifade edelim ki, hiçbir güç ve yetki peygamberi bozmaz!

Hem peygambere, peygamberlikten daha büyük başka nasıl bir yetki verilebilir ki!?

Peygamber baştan ayağa dürüst, adil ve alçak gönüllü seçkin bir kimseydi.

Sevgili peygamberimizin hayatı ve getirdiği din baştan sona bunun örnekleri ile doludur.

Hz. Muhammed azsaydı ya da başka bir deyişle haşa yoldan sapsaydı müşriklerin kendisine sunduğu dünyevi manada eşsiz bir cazibeye sahip önerilere evet derdi.

Oysa o hiçbirine evet demedi!

Aslında peygamberin davası, kurulu düzene / müesses nimaza itiraz davası idi. Bu sebeple de davasının özlü ifadesi olan kelime-i tevhid’in ilk sözü L yani HAYIR tabiri ile başlıyordu. 

Bu öyle bir hayır idi ki tarihin akışını değiştirdi. 

Hz. Muhammed, kendilerini Allah’ın yeryüzündeki gölgesi gibi gören Mekke kodamanlarına HAYIR dedi!

İnsanlar o kodamanların yönlendirmesiyle putlara tapıyordu. Hz. Muhammed insanlara seslendi ve HAYIR dedi! HAYIR; itaat etmeyin bu kodamanlara ve tapmayın putlara, diye buyurdu.

Hz. Muhammed, sadece putlara kulluk edilmesine değil kula kulluk edilmesine de HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, insanların köleleştirilmesine HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, tefecilik ve yüksek faiz yoluyla insanların sömürülmesine HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, fuhuşa HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, zinaya HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, ırkçılığa / Arap kavmiyetçiliğine HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, lükse, şatafata HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, kız çocuklarının diri diri gömülmesine HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, sömürüye, zulme, azgınlığa, taşkınlığa HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, hırsızlığa ve yolsuzluğa HAYIR dedi.

Hz. Muhammed, saltanata, krallara, sultanlara HAYIR dedi.

Peygamberimizin HAYIRLARI öyle çok, öyle çok idi ki gün geçtikçe yanındaki müminlerin sayısı da HAYIRLARIYLA orantılı bir biçimde hızla çoğalıyordu. Bu çoğalma hem sayıca çoğalmayı hem de güç olarak çoğalmayı ifade den bir çoğalmadır. Müminler HAYIR dedikçe yani itirazlarını yükselttikçe çoğaldılar. Bugün de çoğalmanın yani güçlenmenin yolu HAYIRDAN geçiyor. 

Ne hazin ki, dün peygamberin HAYIR dediği ne varsa bugün allanıp pullanarak ve dini bir kisveye büründürerek evete süfli bir hizmet aracı olarak kullanılıyor. 

Müminlerin sayısı ve peygamberimizin tebliği güçlendikçe telaşa kapılan müşrik önderlerin İslam’ı durdurmak için seçtikleri yeni yol rüşvet ve pazarlık yolu oldu.

Dediler ki; “gel vazgeç şu işten!”

Kurulu düzenimizi bozma!

Kölelik düzenini, şik dinini bozma!

Seni başımıza TEK ADAM yapalım. Kralımız ol!

En güzel kadınları sana verelim. Ne kadar mal ve para istiyorsan ayaklarının önüne serelim!

Yeter ki İslam’ı yaymaktan vazgeç!

Peygamber yine HAYIR dedi!

Ne hazin ki bu yalın gerçekler ortadayken birileri peygamber üzerinden, din üzerinden TEK ADAMLIĞA meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar.

Oysa o peygamber, TEK ADAMLIĞI, deyim yerindeyse elinin tersiyle itti.

Ve dedi ki;

“Vallahi bir elime Güneş’i, diğer elime Ay’ı verseniz yine de davamdan vazgeçmem!”

Biz de Muhammedî müminler olarak peygamberimizi örnek alarak evetçi güruha diyoruz ki;

Bize boşuna vaatlerde bulunmayın!

Bizi köprülerle, otoyollarla, havaalanlarıyla kandıramazsınız!

Bizi makarna torbalarıyla, kömür çuvallarıyla, çirkin bir rüşvet olan kahve poşetleriyle kandıramazsınız.

Zira biz Hz. Muhammed’in müminleriyiz!

“Bir elimize Güneş’i, diğer elimize Ay’ı da verseniz yine de HAYIR diyeceğiz!” 

Zira Tek Adamlık rejimi Allah’a isyandır!

Dünyevi menfaatler uğruna ahiretimizi yıkıp yakmaya EVET diyemeyiz!

Kula kulluğa evet diyemeyiz!

Cemil Kılıç - İlahiyatçı yazar

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum