IŞİD niçin savaşmadı?

IŞİD'in Cerablus'u savaşmadan TSK'ya terk etmesinin nedeni çok önemlidir. Zira, IŞİD normal şartlarda bir bölgeyi savaşmadan vermiyor, şanına yakıştırmıyor. IŞİD'in TSK kente girmeden terk etmesinin iki temel nedeni vardır.

IŞİD niçin savaşmadı?
27 Ağustos 2016 - 10:19
Birincisi, vuruş gücü yüksek, donanımlı ve teröre karşı savaşta dünyanın en tecrübeli ordularından birine karşı savaşarak militan, teçhizat ve itibar kaybı yaşamak ve ayrıca TSK'ya karşı savaşarak Türk milletinin düşmanlığını kazanmak istememesidir. İkinci önemli sebep ise Cerablus ve yakın bölgelerin, Kürtlerin eline geçeceğine Türklerin elinde olmasını yeğlemişlerdir. Zira, birkaç hafta sonra, Kürtlerin bu bölgeyi Amerikan desteği ile alacağını tahmin etmekteydiler. Bu bölgenin Kürtlerin eline geçmesi demek Amerikalıların eline geçmesi demektir. Ayrıca, bu bölge, ileride kurulacak bir Kürt devletinin parçası olacaktır. Oysa ki, Türklerin böyle bir niyeti yoktur, dolaysıyla IŞİD, Cerablus'da savaşmamış, Türklere bırakmıştır. Bu operasyona izin veren Rusya'nın amacının da sorgulanması gerekir. Rusya, Moskova'da temsilci açmasına izin verdiği YPG'yi Türklerin insafına niçin bırakmak istiyor, bunun iki cevabı vardır. Birincisi, yeni barıştığı Türkiye'ye bir jest yapmak istemesi ve Amerikalılara karşı Türkiye'nin ve kendisinin elinin güçlenmesini sağlamak istemesidir. İkincisi ise YPG, başarılı olursa hakim oldukları bölgede Amerikan askerlerine askeri bir üs verecektir. Ruslar bunu istemiyor.                                             

 YPG'ye arka çıkanlar

Türk Silahlı Kuvvetlerinin 24 Ağustos Suriye operasyonu, ilginç bir şekilde dışarıdan çok içeride eleştiri aldı. Bazıları, o kadar çok gemi azıya almış ki, saklama gereği dahi duymuyor, açık bir şekilde, TSK'nın yanlış yaptığını söylüyor ve operasyona karşı çıkıyor. Bazıları da, akıllara zarar verecek bir geri zekalılıkla sol, sosyalist, hümanist, enternasyonalci numarasıyla YPG'ye destek veriyor. Türkiye'de, dindar numarasıyla Türklere küfredenlerle, sol, sosyalist, hümanist numarasıyla Türklere küfredenlerin foyası meydana çıkmadığı müddetçe, kim dost kim düşman, kim dindar, kim dinci veya kim gerçek hümanist kim sahtekar gerçek anlamda bilinmeyecektir. AKP yönetimi, kendisine karşı çıkanları değil, Türk devletine karşı çıkanları cezalandırmadığı müddetçe bu zihniyetteki insanlar Türkiye'nin aleyhine çalışmaya devam edecektir. Bu insanlar hep kritik dönemlerde mayalarını ortaya koyuyorlar, diğer dönemlerde dindar ve solcu maskesiyle normal biriymiş gibi mesleklerini ifa edip aramızda dolaşıyorlar. Bu operasyon nedeniyle bunlar tekrar görevlerini yapmış oldular. Biz de kamuoyuna hatırlatmış olduk.   

Biden'ın ziyareti ve tecrübeli saflar

ABD Başkan Yardımcısı, Biden'ın beklenmedik bir dönemde, hızlı bir şekilde Türkiye'ye gelmesi, başlı başına incelenmesi gereken bir konudur. Bu ziyaret üç şekilde izah edilebilir. Birincisi, Türkiye'nin müttefiki ABD'den hayal kırıklığına uğraması ve bunun kızgınlığıyla, Türkiye-Rusya yakınlaşması ABD için ciddi sonuçları olacak bir iş birliğidir. Bunu kısmen de olsa önlemek amaçlıdır. İkincisi, FETÖ darbesi ve Fetullah Gülen'in iadesi konusunda ayak sürümesi ve Türk kamuoyunda Amerikan karşıtlığının yoğunlaşması nedeniyle kamuoyuna doğrudan biz dostuz mesajı vermek istemesi. Üçüncü olarak da önceden bildikleri Türkiye'nin Cerablus operasyonunda PYD'ye, TSK tarafından büyük bir darbeyi önlemeyi amaçlamıştır. ABD, bölgede PYD'yi uzun dönemli kullanmak istemektedir. Bu nedenle korumaya devam etmektedir. Türkiye'nin öfkesinin geçmesini beklemektedir. Bir müddet sonra desteğine yine devam edecektir. AKP yönetiminin ABD'nin, bu iyi niyet geçişlerine inanmaması gerekir. Sonra bizi kandırdılar numarasına yatmamalıdır, AKP yönetimi kandırılma konusunda yeterli tecrübeye sahiptir. Tecrübeli saflar olarak bu numarayı da yememeleri konusun da uyarıyoruz. Zaten, The New York Times, PYD-ABD ilişkisini kast ederek açıkça ABD, Türkiye'nin dudağına bir parmak bal çalmıştır diye yazmıştır. Artık safa yatmayın, kandırılmanızdan bıktık.

 Haydar ÇAKMAK

YORUMLAR

  • 0 Yorum