'İslamcı iktidar' komünist mi oldu!

Bir kaç gündür yazamadım. Affedin lütfen, arada oluyor. Yolculuklarım oldu şehirlerarası, bu sebeple yazamadım. Ama sürekli aklımda olan konular vardı. "Bu konuyu yazmalıyım" dediğim mevzular oldu. Açıkçası, şu anda onlarda hatırımda değil.

'İslamcı iktidar' komünist mi oldu!
22 Şubat 2019 - 09:29
Şimdi dostlar; 

İslamcı iktidar, son zamanlarda kapitalist sistemden de çıkıp tam bir komünist iktidarı oldu. "İslamcılardan" komünist olacağı kimin aklına gelirdi. Eski kominüstlerin, İslamcı olduklarını gördükte, İslamcıların komünist olduklarını yeni görüyoruz.

Samimi olasalarda komünist olsalar!

Ama ne gezer. Bir elinde domates, bir elinde hıyar, bağırıp duruyorlar. "Babalar gibi sattılar" bir şey kalmadı, şimdi, hıyar-domates satıyorlar. 

Her alanda tanzim satışına girdiler. Seçime kadar zararına ucuz sebze satıyorlar onu da tabii sınırlı sayıda şehirlerde yapabiliyorlar.

Her şeyi seçime kadar, seçime kadar komünist ekonomi,  seçimden sonra kapitalist ekonomi...

İnsanımız Mart sonuna kadar 1 lira daha ucuz sebze yiyebilmek için kuyrukları oluştururken, secimden sonra ne yiyeceğini acaba hiç düşünüyor. 

Mesela önümüz ramazan, bu ramazanda kim ne yiyecek?

Kuyruktakiler beni dinleyin!

Bu ramazanda, asfalt yeyip, köprü mü kemireceksiniz!

Ülkenin hali ne kadar içler acısı…

Sadece para kıtlığı olsa bir şey değil, memelekette akıl kıtlığı var. 

Gel de anlat!

Ülkede kıtlık görüntüleri başladı. Bu kuyrukların başka hiçbir izahı yoktur. Çok yakında eczaneler önünde ilaç kuyrukları baş gösterecek. 

Aman hasta olmayın, ölürsünüz!

"Her şey iyi olacak!" diyerek kalbinizi rahatlatın, ülkede tansiyon ilacı bile karaborsa olacak. Evde hiçbir şey kalmadı. Her şey seçim endekslendi. Zaten yıllardır toplumun seçimlerden gözü açılmadı ki...

Hani başkanlık sistemi geldiğinde her şey güzel olacaktı. 

Bereket olacaktı.

Bir defa, kapitalist sistemde bolluk bereket beklemekten daha ahmakça bir anlayış olamaz. Kapitalist sistem ortada rant olduğu zaman bunu zenginlerle paylaşır, ortada borç olduğu zaman bunu fakirlere ödetir.

Ama bu beyler kapitalist liberal sistemi amentü gibi yapıştıkları halde şimdiki uygulamaları tamda komünistçe.

Yarın bir gün, marketlerin elinden varlıklarını alıp istedikleri fiyatı dağıtmaktan tutunda kasaplara varıncaya kadar, hatta fırınlara hücum edip ekmeği maliyetin altında dağıtmaya mecbur etmek gibi komünist ülkelerde daha iyi görmediğimiz, bir uygulama ile karşı karşıya kalacağız.

ABD'nin bir zamanlar "komünizm ile mücadelesinde" sonuna kadar kullandığı bu zihniyet, tam bir komünist uygulama içerisine girecek. Ne yapacaklarını bilmiyorlar çünkü. Belediyeler "polit büro" görevi üstlenecekler.

Sadece iktidarın değil hiçbir partinin yapabileceği bir şey yoktur. Zaten böyle bir iddiaları da yok. Duyuyor musunuz acaba, partilerin sayın liderlerinden "ülkeyi ben kurtarırım!" çıkışı...

"Ben sizi bolluğa kavuştururum" diyen bir lider duyuyor musunuz? Tabi ki Sayın Haydar Baş'ın dışında. Çünkü Baş Hoca'nın bir tezi var. Bu tezi dünya uyguluyor. Dünya, onun ekonomik tezleri ile kendine yön buldu.

O'nun kavramlarıyla ekonomi konuşuluyor. "Milli Para, Milli Paralarla Ticaret"gibi kavramlar, dünyanın yeni modası oldu.

Bir insan düşünün ki, tek başına tezini dünyaya mal etti ülkeler bu insanın peşinden koşuyor. Ama kendi ülkesinde bu insan yok sayılıyor. Görmezden geliniyor.

Seçime giren siyasi partilerden bahsediliyor. Ama Haydar baş'ın BTP'si, o listeden çıkartılıyor. Kanallar ittifakların İstanbul adaylarından bahsediyor. Ama Selim Kotil'den bahseden yok.

Oysa Türkiye'nin 81 il ve ilçelerinin, hatta beldelerinin tamamında teşkilat olarak var olan de aday göstermedik bir il, ilçe ve belde bırakmayan tek parti BTP'dir. Durum bu iken, sen gerçekleri sakla.

İster kabul edin, ister etmeyin, ister gizleyin, isterse görmezden gelin, bu ülkenin Haydar Baş'tan başka kurtuluş şansı yoktur.

Asla meseleyi anlatmada bir hamaset içinde değiliz. Dün, "ülkeyi ancak Mustafa Kemal kurtarır" görüşü ne kadar sağlam bir öngörü ise bugün de "ülkeyi bu ekonomik çöküşten sadece Haydar baş'ın ekonomik tezi kurtarır" demek aynı şeydir.

Gerek kapitalizm gerekse sosyalizm ve komünizm insanlığa asla mutlu edemez. Etmediği ortada istediğiniz kadar deneyin "kaynakları sınırlı" gören ülkelerin sahip oldukları kaynakları üzerinde yaşayan toplumlara çok gören kapitalizm, fakirden alır zengine verir.

"Yoldaşlar" kızmasın bana ama sosyalizm kapitalizmden farklı değil. Devletçi bir anlayış işin içinde olsa da, kaynaklar konusunda farklı düşünmüyor. "Sınırlı"kabul ediyor. O sebeple ABD ile SSSCB, işgal etmede yarış içinde oldular. "Kaynaklar sınırlı" tezi kavga getirir, sınırlı olana, güçlünün oturması sonucunu doğurur."Kaynaklar sınırsız" tezi ise kavgaları sonlandırır.

Kapitalizm kaynakları küresel dev şirketleri peşkeş çekerken, sosyalizm devlet gücünü elinde tutanlara  bu imkan sağlıyor. Bu yüzden insanlık ikisinden de memnun olamıyor, yoksulluklar devam ediyor, gözyaşı dinmiyor.

Ekonominin temeline insanı koyan, ekonomiyi gönül ekseni üzerine oturtan, tek sistem, Prof. Dr. Haydar Baş'ın sistemidir. Bunu ancak bir  Türk yazabilirdi ve yazdı. 

Siz bir sistem düşünün ki fakirin cebine para koymayı, tüketiciye para vererek onu alım gücü kazandırmayı, olmazsa olmaz sayıyor.

Üretimi desteklediğiniz diyelim insanlarda tüketme kabiliyeti yok. Tüketicinin cebinde para yok ki üretileni tüketsin. Bu sefer üreticide batıyor, tüketici de daha fazla yoksul oluyor ya da açlığa mahkum oluyor. 

Türkiye'deki bütün partiler kapitalist partilerdir, görüşleri ne olursa olsun. Sağ veya sol kolunu kaldırsınlar, hiç fark etmez. İstedikleri parmaklarıyla işaret çaksınlar, İsteyen bozkurt işareti yapsın, isteyen rabia veya daha farklı parmaklarıyla poz versinler. Kapitalizmin çocukları olmaktan öteye geçemezler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum