Kadınların fısıldadıkları, erkeklerin sordukları

Hectorist olarak kadınların bana fısıldadıkları hikayeleri, kurgulayıp yazmaya başlamadan önce, genelde cinsellik konusunda kadınların sırdaşı, erkeklerin bilirkişisiydim.

Kadınların fısıldadıkları, erkeklerin sordukları
05 Mart 2018 - 23:00 - Güncelleme: 06 Mart 2018 - 22:02

İşin ilginci, çapkınlık veya yatak maceralarımızı ballandıra balandıra anlatmaya bayılan biz erkekler; kafamıza takılan şeyleri, sorunlarını sorma konusunda bir o kadar çekingen oluyoruz.

Bu nedenle bir uzmana gitmek yerine, görece bilgili ve cinsellik konularını araştırmaya meraklı biri olarak gördükleri bana soruyorlardı.

Genelde samimi olmamıza rağmen genelde kendi sorunlarını “bir arkadaşımın sorunu” diye anlatmaya başlardı çoğu arkadaşım. Bende bu soruları ve sorunları bitmeyen “bir arkadaşımıza” direkt sormam gereken şeyler olduğumu söyleyince, genelde konunun kendileri ile ilgili olduğunu kabul ederlerdi.

Haydar Dümen’in köşesini 2-3 kez okumuş birinin tahmin edeceği üzere en sık gelen sorular erken b*şalma, p*nis boyu ve daha iyi sevişmek için ne yapabileceği konusundaydı.

İşin ilginci, çapkınlık veya yatak maceralarımızı ballandıra balandıra anlatmaya bayılan biz erkekler; kafamıza takılan şeyleri, sorunlarını sorma konusunda bir o kadar çekingen oluyoruz. 

Bu arada “di”li geçmiş zaman kullanmamın nedeni bu durumun çok eskilerde kalması değil yakın zamanda yurt dışında çalışmaya ve yaşamaya başlamış olmam. Henüz bana soru soracak kadar samimi bir arkadaşım yok burada.

İlk ve en kritik sorudan başlayacak olursam, Türk erkeğinin en büyük cinsel sorunu ‘erken b*şalma’ diye bilirim.

Sanırım tam erken b*şalma konusunda bir noktaya gelindiğinde ise sertleşme sorunları başlıyor. Bu konuyu ve gereksiz yere alınan ilaç ve benzeri gıda takviyelerini bir sonraki yazıya bırakarak erken b*şalma, ön sevişme ilişkisiyle devam edeceğim yazıma. Ama önce biraz rakam ve bilimsel veri paylaşmak istiyorum, dilimizdeki sevişme kelimesinin güzelliğine vurgu yaparak.

Bence erken b*şalma ile ön sevişmenin daha doğrusu ön sevişememenin ciddi bir ilişkisi var. Çoğumuzun karşı cinsle yaşadığı ilk ciddi tecrübe ilerleyen yaşlarda oluyor.

Her ne kadar mangalda kül bırakmasak da gerek kadınların gerekse kendi vücudumuzun erojen yani zevk veren bölgelerini bilmiyoruz. En bildiğini sandığımız göğüsleri bile uyarmaktan anladığımız sadece emmek olabiliyor.

Erkekler olarak en büyük yanılgımız, p*nisin bizim cinsel hazzımızdaki ağırlığının benzerinin kadınlar için v*jinada ve p*netrasyonda olduğunu sanmak.

Oysa kadınlar vücutlarının farklı noktalarında uyarılma ve haz alma konusuna biz erkeklerden çok daha geniş seçeneklere sahip ve şanslı.

P*nisin kadındaki karşılığının v*jina değil, klit*ris olduğunu çoğumuz bilmiyoruz. P*nisten çok daha küçük olmasına rağmen p*nisten beş-altı kat sinir ucuna sahip klit*ris başlı başına bir yazı konusu.

Klit*risinin önemini bilsek de çoğu zaman ilişkinin hangi noktasında, ne yapacağımızı bilmiyoruz. İlişkininin en ateşli yerinde bir kadının çok hoşuna gidebilecek klit*rise hızlı dokunuşları daha başta yaparsanız sonuç pek parlak olmayabiliyor.

Kadınlardan tekrar erkeklere gelirsek, başta dediğim gibi cinsel ilişkiyi sadece birleşmeyle (p*netrasyona) eşleştirince, erkek olarak acele acele kadının içine girmeye odaklanıyoruz.

Acele ise erken b*şalmaya yol açıyor. Oysa ön sevişme ile başlandığında, dokunmak ve dokunulmak hem haz verecek hem de heyecanı düşürecek bir etkiye sahip.

Uyarıları kanıksayarak bize başka noktalardan gelen hazları fark etmememizi sağlayacak. Hatta bu noktada biraz or*l s*ksin zararı değil faydası olabilir.

Yani hemcinslerim ön sevişmedir, bizleri güzel günlere taşıyacak. Bir keresinde sevgilim ile en az yarım saat sevişmeden (kastım ön sevişme), p*natrasyona geçmemeye denemeye karar verdik. Yirmili dakikaların ortalarına doğru dayanamasak da ikimizin de en çok zevk aldığı ilişkilerden birkaçı bu denemelerde oldu.

Fazla “öğreten adam” olmadan bana bir arkadaşımın sorusu ve anlattıkları ile devam edeyim. Bir arkadaşım bana b*şalmamak için ne düşündüğümü sordu?

Önce soruyu anlamadım. Kendisi boşalmamak için kafadan sayıları çarpıyormuş. “İşe yarıyor mu?” diye sordum. “Yarıyor ama bu sefer de esas eğlenceyi kaçıyorum, üstelik sevgilim de aklın nerede diye soruyor”. 

Daha sonra bu soruyu birkaç arkadaşıma sordum. Erken b*şalmamak için lisedeki sevmediği öğretmenini düşünen mi istersiniz, telefon numarasını tersten hatırlamaya çalışan mı istersiniz… Düşünsenize en çok istediğiniz şeyi yaparken bilerek kafanıza başka bir şey takıyorsunuz. Org*zm taklidinden beter bir durum.

Erken b*şalma endişesinden nasıl kurtulunur?

Erken b*şalma endişesinden kurtulmak için en iyi yol, birleşmeye geçmeden uzun bir ön sevişme olsa da, bazen arzular kolay dizginlenemiyor, bazen de koşullar elvermeyebiliyor.

Böyle durumlarda nefes kontrolü yani derin nefesler alıp, biraz tutup vermek genelde işe yarıyor. Bir başka işe yarayan şey de kadının üstte olduğu pozisyonlar. Ayakta pozisyonlar gibi zor şeylere “bunu evde denemeyin” kontenjanından değinmiyorum.

Ama sağlam karın kasların hem boşalmayı geciktirmede, hem de erkek olarak alınan zevki artırmada etkisi yadsınamaz.

Çoğumuzun hoşuna gitmese de pr*zervatif de b*şalmaya yaklaştığımız anlarda, dışarıya b*şalmamız gereken durumlarda  “b*şalacağım, çıkmam lazım” stresini yok ettiği için işe yarayan bir yardımcı.

Üstelik sizin org*zma yaklaştığınızı görüp, org*zma yaklaşan partnerinizin de org*zm olmasını sağlayacak kritik son girişler ile aynı anlarda org*zm yaşanmasını sağlayabilir.

Beni en çok rahatlatan şey ise, b*şalırsam nasıl sevişmeye, partnerimi tatmin etmeye devam edeceğimi zamanla keşfetmem oldu.

Bu hem mental olarak tedirginliği azalttığı için ilişki süremi uzattı, hem de gerek kendim gerekse partnerimin uyarıldığı noktalar ile ilgili keşifler yapmamı sağladı.

Vücutların temasta olmasına devam ederek,  parmaklarımız ve dudak-dil kombinasyonları ile yapılabileceğimiz çok şey var.

Erkek vücudunda hassas noktalar az çok belli olsa da kadın vücudu dudak üstü, omuz gibi her an şaşırtıcı sürprizler yapabilecek bilinmezlere sahip.

Kadınların bana fısıldadığı  hikayelerin her birinde alıntı yapılan, bahsedilen bir şarkı, şiir veya film veya benim yazdığım dizeler vardır…

Bu yazıda da geleneği bozmayayım. Bir şarkıdan alıntı yaparak yazımı bitiriyorum. Teoman’ın “Renkli Rüyalar Oteli” şarkısında dediği gibi önce “Öyle yerlerime dokun, dokunmadığı kimsenin” sonra  da “bulut olup iç içe bardaktan b*şalsak ya”

“Bir şarkı kesmez” diyenlere ise “Kahve çekirdekleri gibi kor alevde kavrulduğumuz gibi kısık ateşte demlenmeyi de biliriz” dizelerini ekliyorum. Yazmamı istediğiniz konuları lüften paylaşın. Bir sonraki yazı da görüşmek üzere.

kaynak: https://www.uplifers.com/kadinlarin-fisildadiklari-erkeklerin-sorduklari/#ixzz58Hpbply0

 



 

YORUMLAR

  • 0 Yorum