'Kız bu kadar okumuş etmiş, gelmiş koca kitabı yazmış' diyorlar

CNN Türk’ün ekonomi muhabiri ve sunucusu Beste Uyanık’ın yazdığı ‘Koca Bulma Sanatı’ kitabına ilk tepkiniz bambaşka olabilir.

'Kız bu kadar okumuş etmiş, gelmiş koca kitabı yazmış' diyorlar
21 Nisan 2018 - 11:26 - Güncelleme: 21 Nisan 2018 - 18:18
Benim öyle oldu ama okuyunca fark ettim ki başka bir şey anlatıyor. “Ben şiddet gördüm, siz görmeyin” diyor, “Kaderinizi erkeklerin iki dudağı arasına bırakmayın” diyor, “Özgüvenli olun ama bunu gösteriye çevirmeyin” diyor. Bir de mizahi bir dille anlatmış ki, “Dizi olsa ne çok gülerdik” demeden geçemedim.


Neden ‘Koca Bulma Sanatı’ iddiasıyla ortaya çıktınız?

- Bu kitabı özellikle evliliklerinde, kendi ruhlarında o sıkışıklığı yaşayan kadınlar için yazdım. Önceki nesillere baktığımızda yapı olarak Türk kadını hep fedakârdır, karşısındakini düşünür. Ben bu alışılagelmiş düzeni kırmak istiyorum. 

Altında “Ben mutsuz oldum, başkası olmasın” mesajı var mı?

- Bir kere, kapağıyla tamamen ters köşe bir kitap. Zamanında ilk eşimden şiddet gördüm. Kimseye anlatamadım. Türkiye’de maalesef bir kadın şiddet gördüğünde “Ne yaptın da bunu hak ettin” diye soruyorlar. Ne yaparsa yapsın hiçbir şey bir kadına cinsel, sosyal, manevi ya da fiziksel şiddeti meşru kılamaz. Şimdi bir de “Tiyatroda, orada burada olmasınlar” deniyor. 

Kitapta anlatıyorsunuz; modern, kentli, eğitimli bir aileniz var. Neden korktunuz da şiddet gördüğünüzü kimseye anlatamadınız? 

- 22 yaşında evlenip 23 yaşında ayrıldım. Ve biraz korktum, o zaman etrafımda bu nedenle boşanmış biri yoktu. İşte o zaman kadın derneklerine yazdım, isimsiz bir blog açtım. O blog çok insana ulaştı, Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde şiddet gören Türk kadınları bana yazmaya başladılar. Sonra bir gün, “Ben şanslı kullardanım, kapıyı vurup çıkabilirim” dedim ve başardım. Bu konuyla ilgili çalışmaya devam ettim. Anadolu’da eşinden şiddet gören ve maddi imkânı olmayan kadınlara yardım götürdüm. Kitabın temelleri bu paylaşımlar sırasında atıldı. 

Evliliği istememek, mutsuzluğa tepki 

Kapağı görünce çok kızmıştım, bir kocamız olmak zorunda mı diye. Bence birçok kişiyi de kızdırdınız...

- Bu ilginç bir konu; evlilik konusunu seven seviyor, nefret eden iğrenerek bakıyor kitaba. Bir de “Kız bu kadar okumuş etmiş, gelmiş koca kitabı yazmış” diyorlar. Aslında sizin dostunuzum. Sizi aşağılayıp bir kalıba sokmaya çalışmıyorum. Aksine, kalıplarınızı kırın ki mutlu olun. Bir kadının eşi onu anlasa, birlikte birçok şeyi paylaşabilseler, hem kültürel hem kalbi yanını beslese o da evliliği isteyecek. Bence evliliği istememek, mutsuzluğa bir tepki. 

Şimdiki eşiniz özel hayatınızı ortaya koymanıza ne dedi?

- Türk erkeği için çok zor bir şey karısının koca kitabı yazmış olması. Bir kere olsun “Beste acaba?” demedi. Aksine okudu, “Bak burası eksik olmuş, şunu yapmalısın” dedi. 

Kitapta özgüven konusu çok dikkatimi çekti. 

- En önemli ders o zaten. Ben özgüvenin çok kolay uçtuğunu gözlemledim. Kızlarda bir özgüven patlaması yaşanıyor ama o sahte bir özgüven; gerçek olsa patlamaz. Gerçek özgüven senin bünyenle o kadar entegre olmuştur ki, zaten onu söylemene gerek yoktur. Biz çok güzel rollere bürünüyoruz; ben özgüvenliyim, ben iş kadınıyım falan... Pat diye biri çıkıyor, kadrolu sapık gibi ona yapışıyoruz. Arıyoruz, açmayınca 78 mesaj, cevapsız aramalar... Ben bir arkadaşımın 91 cevapsız arama yaptığını biliyorum bir çocuğa. 

Ekonomi muhabiri olarak bir tespitiniz var: “Gelişmekte olan her ülkede olduğu gibi arz-talep birbirini dengelemeyince kriz kaçınılmaz oluyor.” 

- Şu anda Türkiye’de kriz olduğunu düşünüyorum. Kızlarda sürekli bir talep var, ”Kocam olsun, yakışıklı olsun, iyi olsun, zengin olsun...” Erkek annelerine bakıyorum, hepsine göre oğulları paşazade, beyzade... Bir televizyon programında bana “Kiminle evlenilmez” diye sormuşlardı. “Ana kuzusuyla hayatta evlenilmez” demiştim. 

Size desem ki, bunun kitabını yazdınız, bana beş şey söyleyin ve bunlar ilişkinin anayasası olsun! 

- Bir; özgüvenli ol ama abartma. İki; gizemli ol. Üç; bakımına özen göster. Dört; ruhunu besle. Beş; kimseyi idare etme...

Kitaptan... Armut koltuk nedir? Nasıl olunur?



 



 



 



 


‘Kız bu kadar okumuş etmiş, gelmiş koca kitabı yazmış’ diyorlar

 


 

 



 



 



 



Armut koltuğu hepimiz iyi biliriz, özellikle genç odalarının vazgeçilmezidir. Her forma girer, üzerine oturanın formunu alır, çok alçak armut koltuklardan kalkarken insan tuhaf hareketler yapmaya başlar. Rezalet bir görüntüdür. Hafif kilolu bile olsanız bünyesinde kilo taşıyan herkesin kâbusu olmaya aday bir mobilyadır. Ergenlik dönemlerimi şişko geçiren bir kız olarak ortamda armut koltuk varsa ayakta dikilip cool görünmeye çalışan tayfadan oldum... Mübarek bu armut koltuklar her yerde, bakar mısınız döndüler dolaştılar evlilikte, ilişkilerde de çıktılar karşımıza. Nasıl mı? İşte evlilik yolunda bir kadının kendi ayağına taktığı çelmenin dersine geldik. Birine duygularımız kabarınca hemen yapışıyoruz. Yapmıyorum, o ben değilim demeyin, kesin yapıyoruz kızlar... Erkekler size çok âşık değillerse asla burunlarının dibinde olun istemezler, hemen “bunaldım” tribini çakarlar. Bu konuda deneme yamulma yöntemine başvurmanın âlemi yok. Kanıtlanmış bir durum, erkekler sıkboğaz olmaya gelmiyor.

İpek Özbey

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum