Mafyasever bir topluma doğru...

Dizide mafya ile polis karşı karşıya. Buraya kadar bir sorun yok. Ancak senaryonun akışına baktığımızda, polisin hemen hemen her bölümde mafya karşısında madara olduğunu görüyoruz. Sürekli boş baskınlar yapıyor, yanlış ihbarların üzerine giderek alay konusu oluyor. Bu durum giderek seyirciye de sempatik geliyor taraf olarak mafyanın yanında yer almaya başlıyor. Yani, seyirci o boşa çıkarılan baskınlardan için için keyif duyuyor. Yıllarca Yeşil- çam, mafya ile polisi karşı karşıya getiren filmler çekti. Oradaki acar polis müdürü de genellikle Cüneyt Arkın olurdu. Seyirci de, her zaman mafyaya karşı, dürüst, düzgün, tuttuğunu koparan, inandıkları uğruna sonuna kadar savaşan polisin tarafında yer alırdı. Şimdi “Ne olacak, alt tarafı bir dizi” demeyin. Tepkiler böyle böyle oluşuyor.

Abartılı oyuncular basit oyunculuk

Dizilerde izlediğimiz oyuncuların büyük bölümü, rollerinin hakkını verdiklerini sanarak adeta kendilerini paralıyorlar.


Belki yönetmenler de, seyirciyi böyle daha kolay etkileyeceklerini düşündükleri için bu tür oyunculuğa izin veriyorlar. Orhan Kemal'in eserinden sinemaya aktarılan ve baş rolünde Müjdat Gezen'in oynadığı "Murtaza" filmi, yıllar önce Fransa'da gösterime girdiğinde Premiere adlı saygın sinema dergisinin bir Fransız eleştirmeni aynen şu ifadeyi kullanmıştı: "Jack Nicholson bu filmi mutlaka izlemeli, çünkü basit oyunculuk konusunda Müjdat Gezen'den öğreneceği çok şey var." Oyuncunun yapması gereken canlandırdığı karakterin kişilik özelliklerini izleyiciye aktarmaktır. Bu da bazen çok az konuşmayı, çok sınırlı hareketleri gerektirebilir. Böyle bir performans bizim oyuncuları tatmin etmez belki, ama doğru olan budur. Büyük oyuncular ayrıntılarda fark yaratmayı bilenlerdir.