Muharrem Bayraktar yazdı Darbe ve sorumluluk

3 Kasım 2002 seçimlerine kadar sadece Güneydoğu’da uygulanan olağanüstü hali bugün ülkenin tamamına şamil hale getirmek büyük bir başarı ise bu başarıyı hep birlikte alkışlayalım.

 Muharrem Bayraktar yazdı Darbe ve sorumluluk
22 Temmuz 2016 - 11:22 - Güncelleme: 22 Temmuz 2016 - 11:30
Hayır değilse ülkenin bu hale gelmesinin siyasetteki, bürokrasideki ve bütün idari makamlardaki sorumlularına da mutlaka hesap soralım.

Bu milleti kim uyuttu?

Fethullah Gülen, cemaat mensuplarına yaptığı konuşmalarda haykırıyordu: “Devletin kılcal damarlarına kadar sızın, kendinizi iyi saklayın, deşifre olmamak için ne gerekiyorsa yapın, emellerimize ulaşmadan planımızı açık edecek en küçük bir risk varsa bile gizlenmeye ve sabretmeye devam edin.”

Devletin kılcal damarlarına kadar sızmayı ve sonunda huruç ederek devleti ele geçirmeyi kendisine gaye edinen bir hareketin liderinin bu konuşmaları halen internette dolaşıyor.

Bugün “demokrasi nöbeti” için meydanlara çıkanlara, dün bu konuşmaları dinlettiğimiz zaman, devlete, millete, dine yönelik bu planları aktardığımız zaman, “sizi gibi iftiracılar!” diye demediklerini bırakmamışlardı.

Geleceği okumak ve olayları zamanında analiz edebilmek büyük bir feraset gerektirir. Bu ferasete sahip olmayanlar bunun bedelini bütün millete ödetirler.

İşte, bugün Türkiye’de olağanüstü hal!

Mesela Hanefi Avcı’yı hapse atmak yerine “ne diyor bu adam” diye dinleselerdi bugün bu darbe olmazdı.

Mesela E. Albay Mustafa Önsel’i Balyozcu diye hapse atmak yerine dinleselerdi, cemaatin ordudaki yapılanmasını ondan öğrenselerdi, “Ağacın Kurdu” kitabını okusalardı bu darbe olmazdı.

Dün, Hanefi Avcı’yı Devrimci Karargah Örgütü üyesi diye manşetlere taşıyan, Albay Mustafa Önsel’i “cami bombalayacak Balyozcu subay” olarak haber yapan BÜTÜN YANDAŞ MEDYA BU DARBE OLUŞUMUNDAN SORUMLUDUR.

“Saray’ı son kurşunuma kadar korurum” diyen jöleliler, Cumhurbaşkanının yaveri olma noktasına kadar gelen darbecileri tespit edemedikleri için sorumludur.

Cumhurbaşkanını “başkanlık sisteminden başka çare yoktur” diye tek konuya odaklatan ve küresel güçlerin bu ülke üzerindeki hesaplarının bazı maşalar tarafından devam ettirileceği konusunda Saray’ı uyarmayan Kuzu’lar bu darbeden sorumludur.

Hiçbir yere kıvırmasınlar, yabancı basında “Türkiye’de darbe olacak” diye bir sürü makale çıkarken bu gerçekleri masaya yatırmak yerine hayal denizinde yüzerek, gerçekleri söyleyenleri düşman ilan edenlerin hepsi bu darbeden sorumludur.

İşte Prof. Dr. Haydar Baş yine haykırıyor:

“Bu iş tek başına FETÖ’nün işi olamaz. Arkasındaki gücü bulun!”

Devletin görevi “bu gücü” bulmak ve KORKMADAN DEŞİFRE ETMEKTİR.

Bugün Türk milleti tarihte görülmeyecek bir şekilde darbecilere karşı dikilmiş, demokrasiye sahip çıkmıştır.

Hükümet bu ortamı çok iyi değerlendirmeli ve ülkenin tamamında olağanüstü hal uygulamasını zaruri kılacak zemini hazırlayan “geçmişin tüm sorumlularını ve gafillerini” hesaba çekmelidir.

Bunlar bugün siyasetin ya da bürokrasinin içinde “uyuyan hücre” olabilirler.

Son söz:

Hükümetin bu süreçte en fazla dikkat etmesi gereken şey “özgürlükleri kısıtlayıcı hiçbir icraata imza atmamasıdır.”

Şu anda en büyük hesap “sokaklara yöneliktir” ve halkın sokaklarda karşı karşıya gelmesini hayal eden vampirler kan emmek için pusuda beklemektedir.

Hükümet, vampirler yerine demokrasi ve istikrarın yanında yer alan herkesi kucaklamalı ve yeni bir kaos için bekleyenlere zemin hazırlamamalıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum