Neden sadece biz savaşıyoruz?

IŞİD sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın sorunu haline gelen bir terör örgütü.

Neden sadece biz savaşıyoruz?
08 Ocak 2017 - 13:50
Suriye’nin önemli bir bölümünü işgal altında tutuyor. Rusya için de ciddi tehdit oluşturuyor. Batıda birçok ülkede canlı bomba eylemi yaptı. İngiltere’de, Fransa’da, Belçika’da, Almanya’da terör saldırısında bulundu. Sadece Batı için değil, İslam ülkeleri içinde ciddi bir tehlike.

Ama IŞİD’e karşı savaşan tek ülke Türkiye!

Suriye bile, askeri güçlerini, elde tuttuğu belirli şehirlere konuşlandırarak, IŞİD’in elinde olan bölgelere operasyon yapmıyor. Kuvvetlerini haklı olarak “belli bölgelerde”          yoğunlaştırıyor. Cepheyi “şimdilik” genişletmemeyi daha doğru buluyor. Sadece Suriye ordusunun savaşmasıyla yok edilemeyecek bir güce kavuşmuş olan IŞİD’le köklü mücadeleye, ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonra dinlenmiş, güçlenmiş ve “uluslar arası destek de almış” ordu ile girmeyi planlıyor.

Ama ne garip, ülkesinin bir bölümü IŞİD tarafından işgal altında olan Suriye bile,  yüksek riski göz önünde bulundurarak IŞİD’le köklü bir savaşa “şimdilik” girmezken Türkiye cephede!

Türkiye tek başına cephede! 

Türkiye’nin sağında, solunda, önünde, arkasında hiç kimse yok.

Başka bir ülkenin topraklarındayız, o ülkenin izni yok!

Dünyanın başına bela olan bir örgütle savaşıyoruz, “yanımızda dünyadan kimse yok!”

NATO yok, ABD yok, Batı yok.

Türkiye ile hiçbir askeri işbirliği anlaşması olmamasına rağmen sadece Rusya savaş uçakları arada sırada El Bab’ı bombalıyor.

Bu yalnızlık, övünülecek bir durum mu, yoksa çok ciddi bir diplomasi zafiyeti mi?

Hadi Batılılar yanımızda yok nerede şu anlı şanlı İslam ordusu?

Suudi Kralı’nın gölgesi altında kurulan ve 34 İslam ülkesinin katıldığı bu ordu nerede?

Biz bu adamlarla ortak tatbikat yapıp ortak karargâh kurmadık mı? Teröre karşı ortak savaşmayacak mıydık?

Katar Emiri Trabzon’a gelip stadyum açılışı yapıyor. Hayır efendim, İslam ordusunda müttefik olduğumuz Katar Emirini, Trabzon’un sakin deniz kıyısına değil El Bab’ın sıcak ve kanlı iklimine bekleriz.

Futbol sahası açılışında bizi hatırlayıp da “terörle mücadele” söz konusu olunca “eyvallah ya haci!” diyenlerden dost mu olur?

İslam ordusunun kuruluşunu İslamcı medya nasıl da sevinç çığlıklarıyla haberleştirmişti:

“Büyük devlet böyle olunur!”

“Yüzyılın olayı!”

“Rusya ve ABD’yi titreten olay!”

“Muhteşem İslam ordusu!”

Hani nerede bu muhteşemler?

Yoklar. Suudi Arabistan yok, Katar yok, Ürdün yok, Kuveyt yok.

Batılı müttefikler yok ABD yok.

Hiç kimse yok.

Hani rol icabı bile “biz de Türkiye’nin arkasındayız” diyen yok.

Savaşan biziz, ölen bizim Mehmed’imiz,

Bu satırları yazarken El Bab’ta 2 şehit daha verdik. Bir asırdan beri Ortadoğu savaşlarından uzak kalmış olan Türk ordusu yeniden bu coğrafyaya sokuldu.

Peki, bu yapayalnız giriştiğimiz savaşta, ele geçirsek bile elimizde tutmamızın çok zor olduğu bir kanlı coğrafyada bulunmamızda bir yanlışlık yok mu?

Hadi  “ülke güvenliği için” madem girecektik, en azında “uluslar arası bir ittifakla” yola çıkarak ve IŞİD’den arındırılan bölgelerin Suriye’ye teslimini öngören (ki Moskova Anlaşması’nda Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini kabul ettik) bir planla yola çıksaydık daha iyi olmaz mıydı?

Bugün hamaset yaparak milleti kandırma peşinde olan medya baronlarına, tam da Sarıkamış hezimetinin yıl dönümünde o dondurucu soğukta harekâta girmenin doğuracağı faciaları, harekât için baharın beklenmesi gerektiğini Enver Paşa’ya anlatan ve bir türlü kabul ettirmeyen Hasan İzzet Paşa’yı “iyice!” okumalarını öneririm.

Yani hedefinize varmak için, hedefinize varma stratejinizi, zamanını, zeminini, şartlarını çok iyi hesap etmeniz lazım.Muharrem Bayraktar

YORUMLAR

  • 0 Yorum