Soner Yalçın yazdı Din bu değil

Hz. Ömer Medine'de Mes­cid-i Nebevi'de cuma na­mazında hutbe okuyordu. Birden…

Soner Yalçın yazdı Din bu değil
22 Şubat 2018 - 09:55 - Güncelleme: 22 Şubat 2018 - 19:11
Yıl, 636.

Hz. Ömer Medine'de Mes­cid-i Nebevi'de cuma na­mazında hutbe okuyordu. Birden…

“Ya Sâriye! Dağa doğru dağa doğru! Haine güvenen aldanır” dedi.

Bu sözleri duyan cemaat şaşırıp birbirlerine bakmaya başladı. Hz. Ali, “elbet bunda bir mânâ vardır” dedi.

Sariye, İran'ı fethe çıkan komutandı.

Namaz bitince Abdurrah­man bin Avf, Hz. Ömer'e niçin böyle söylediğini sordu. O da şöyle cevap verdi: “Ben o sözü gayr-i ihtiyârî söyledim. Düşmanların, as­kerlerimizi yenilgiye uğrat­mak üzere olduklarını gör­düm. Ordumuz bir dağ eteği üzerinden ayrılmak üzereydi. Eğer arkalarını dağa verirler­se, düşmanla tek bir cep­heden savaşırlardı. Şayet dağı bırakır da açığa çıkarlarsa helâk olurlardı. İşte bu durumu görünce onların dağa sığınma­larını emrettim.” Bir ay sonra…

Komutan Sâriye'nin elçi­si Medine'ye şu haberi getirdi:

“Düşman bir cuma günü bize saldırdı. Sabah namazın­dan güneşin tepemize geldiği vakte kadar savaştık. Tam bu sırada: ‘Ey Sâriye! Dağa çekil dağa' diye nidâ eden bir ses duyduk. Hemen dağa sığındık. Daha sonra da Yüce Allah'ın izniyle düşmanı yenilgiye uğrattık…”

Kadisiye zaferi, Müslü­manlara İran'ın kapılarını açtığı gibi, daha sonraki savaş­ların kazanılmasına da zemin hazırladı…

Peki…

Aslında ne anlatmak istiyo­rum?

“KERAMET” SAHİBİ

Sufilik/tasavvuf, İs­lam'ın mistik yüzüdür.

“Tayy-ı mekan” kavramı vardır; mekanı aşarak bir anda farklı yerlerde görün­me.

“Bast-ı zaman” kavramı vardır; zamanın genişlemesi/ zamanının ötesine geç­mek.

Yani… İnsan ruhunu, be­deninin baskısından kurtar­maktır.

Farklı zamanlarda aynı anda başka yerde bulunabil­mektir.

İslam'da buna “miraç” de­nir.

Anadolu'da “veli/derviş” kültü, Allah ile kulu arasında kalan ve olağanüstü güçlerle donatılmış aracıdır.

Miraç halinde olan “veli­de/dervişte/şeyhte”, bazen kendisinin haberi olarak veya olmayarak olağanüstü bazı haller meydana gelebilir.

– Eğer bu halleri sadece kendisi hissediyor ve başkala­rı görmüyorsa buna “müka­şefe” denir.

– Başkalarının da hissettiği ve anladığı hallere “kera­met” denir.

Kerametler, semavi din­lere olan inancı güçlen­dirmek için insanoğlunun karşısına çıkar. Ermişler, iyi­lik veya hastalıkları iyileştir­me gibi kerametlere sahiptir. Bu sebeple…

11'inci Yüzyıl itibarıy­la Türkler, genellikle ke­ramet öyküleri/ mena­kıbnameler aracılığıyla dine bağlandı. İlk örneği, “Tezkire-i Satuk Buğra Han” menakıbnamesidir.

“Bir lokma bir hırka” / nefsi öldüren çile bu felsefe­nin ürünüdür.

Adı ister “veli-derviş”, ister şeyh-şıh” olsun, tarih boyunca keramet sahibi ermişler dini hayatları ve kerametleriyle Müslümanlara örnek oldu. Çünkü…

Sufizme inanan kimi Müslümanlar, keramet sahibi “dervişin/şeyhin” peygam­ber özelliği taşıdığına inanır. Bunların Allah tarafından ko­runduğunu düşünür. Neyse. Detaya girmeyeyim.

Artık asıl konumuza gele­biliriz

GELİNEN YER HAZİN

Mehmetçik, Afrin'de yedi düvelle savaşıyor.

Şehit düşen Mehmetçik'in cenaze namazı Anadolu'nun dört bir yanındaki camilerde binlerce Müslüman'ın katılı­mıyla kılınıyor.

Öte yandan bu zorlu günlerde…

– Adına “şeyh” denen,

– Allah'ın “dostu” olduğu sanılan,

– Keramet sahibi olduğu düşünülen,

İnanç dünyasının sözüm ona kimi “ermişler” ne yapı­yor:

– Birbirlerine karşı ağızlara alınmayacak küfürler ederek söz dalaşı ediyor.

– Kafalarını kadınların bacak arasından bir türlü kurtarama­yıp “hadis” uyduruyor.

Uzatmayayım…

Çünkü uzatmayıp bunla­rın, halkı dinden soğut­mak için ellerinden geleni yapmalarına fırsat vermemek lazım!

İşin özünde bunlar Müslü­manları, hurafe bataklığı­na çekerek cahiliye dönemi­ni hortlatmak, Aydınlık İslam'ı katletmek istiyor!

Ne yazık ki AKP iktidarı bunlara çanak tutuyor. Öyle ya… Din, en kârlı ticaret ve siyaset araçlarından biri değil mi?

Bu nedenle bu dönemde…

Para hırsıyla yanıp tutu­şan sihir-büyü yapan dinci hokkabaz sayısının olağanüs­tü artması tesadüf mü?

Tarikatlar ve cemaatlerin hızla “mafyavari” örgütlere dönüştüğü görülmüyor mu? Kimi şeyhler, “mucizeleri­ni” sadece para kazanmak konusunda gösteriyor! Mü­ritler, ‘para'nın ölüyü bile dirilttiğine inandırılıyor! Bu zavallılar şeyhlerinin paray­la “cin” satın alıp hizmetçi yaptığını sanıyor! (Hangisini yazayım: Vehhabi gölgesindeki AKP, “din bezirganları­na” fırsat vererek İslam'ı alay konusu yaptırıyor. İktidarla­rı döneminde din adamı, konuşmaları videolardan sey­redilerek gülünen espri konusu oldu.)

Acı ama para dini satın aldı! Baksanıza…

Kamil Müslümanlar duala­rıyla kahraman Mehmet'inin yanında dururken…

“Bezirgan” dinciler bu zorlu günlerde dua edeceğine, “kerametini” göstereceğine, üç kuruş için “parsel kap­ma” kavgası yapıyor.

Sonuçta:

İnsanı kalitesiz olan toplumların, dini hayatları da kalitesiz oluyor.

Bu dinci menfaatçiler…

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum