Biden'ın telefon etmesi için tüm hazırlıklar tamam artık

Ankara’da “tatlı bir telaş var” kaynaklarım öyle diyor. Amerika’nın yeni başkanı Biden’in “Erdoğan’ı telefonla arama olasılığı” giderek artıyormuş.

Biden'ın telefon etmesi için tüm hazırlıklar tamam artık
09 Mart 2021 - 09:26

Hatta öyle ki “eli kulağındaymış” Biden’in telefonu kaldırması ve “Hello Tayyip havaryu” demesi için.

AKP iktidarı şu sıralar bütün mesaisini bu telefon için harcıyor.

Eskiden saraydakiler “Acaba Amerikan başkanı bizi ne zaman Washington’a çağırır?” diye düşünürdü.

Şimdi bir telefona fit olmuş durumdalar.

Bidan’in bir telefon etmesi için müthiş fedakarlıklar yapabilirler.

Tabii bu fedakarlığı “maddi olarak” yapıyorlar zaten.

Amerika’da milyonlarca dolara tutulan lobi şirketleri “Beyaz Saray’dan bir telefon edilmesini sağlamak için” gece gündüz nöbetteler.

Peki ne olacak Biden telefon edince?

Dışarıda bir etkisi olmayacağı kesin.

Ama saray iktidarı bunu iç politikada kullanacak hatta seçim yatırımı bile yapabilir.

Biden telefon ederse inanın manşetler coşacaktır.

“Gücümüz tescillendi, Biden dünya lideri Erdoğan’ı aradı ve fikrini aldı, dostluk ve işbirliği pekişti, Amerika Türkiye’nin bir dünya devi olduğunu kabul etti” manşetleri göreceksiniz en tevazu içindeki başlıklar olacaktır.

Ankara, telefon geleceği konusunda neden heyecana kapıldı?

Çünkü gözlediğim kadarıyla Biden’in telefon etmesini sağlamak için gerekli alt yapı hazırlandı.

Saray danışmanlarının ve dışişleri bakanının son açıklamalarına bakın bu hazırlığı göreceksiniz.

Birkaçını sayayım;

MACRON’LA GÖRÜŞME: AKP genel başkanı kısa bir süre önce “kifayetsiz muhteris” dediği Macron’la “dostane” bir görüşme yaptı. Avrupa Birliği adına Türkiye’nin üzerine yürüyen Fransa’nın gönlü alınmaya çalışıldı.

AB’YE GÜL DEMETİ: Hedef olarak yine Avrupa Birliği gösterildi. Türkiye’nin AB’den de NATO’dan da kopmasının mümkün olmadığı arada sarsılmaz bağlar olduğu söylendi saraydan.

LİBYA’DA SAKİNLEŞİLDİ: Libya’da artık eskisi gibi iç savaşın tarafı gibi davranmaktan vazgeçildi. Muhtemelen yaz ortasına kadar da bu ülkede tek askerimiz kalmayacak.

MISIR İLE TEMAS KURULDU: Ortadoğu’da barışın olmazsa olmaz ülkesi Mısır’la sonunda görüşmelerin başlayacağı açıklandı. Bu ülkeyle Akdeniz’de bir ortaklık olabileceği de belirtildi.

AKDENİZ’DE GERİ ADIM ATILDI: Bir süre esip gürledikten sonra Biden’in gelişiyle birlikte Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine son verildi. Araştırma gemileri geri çekilirken donanma da limanlarına geri döndü.

İSRAİL’E TATLI DİL: Her fırsatta savaş bile açılabilecek gibi davranılan İsrail’le artık tatlı dil gösteriliyor. Biden’in Ortadoğu’da İsrail’i asla gözden çıkarmayacağının anlaşılmasından sonra sarayın tavrı değişti ister istemez.

S-400’LER GÖMÜLECEK: Her ne kadar hâlâ S-400’lerin alınmasının ne kadar iyi olduğunu anlatsalar da S-400’lerin kurulmayacağı ve çürümeye terk edileceği anlaşıldı. Amerika’da milyonlarca dolara tutulan lobiler aracılığı ile “S-400 işi tamam bari Patriot alalım” pazarlığı yapıyor.

YUNANİSTAN’LA İYİ İLİŞKİLER: Sanki savaşacakmış gibi yaptıkları Yunanistan’ı “çok kararlıyız çünkü tamamen haklıyız” dedikleri konuları konuşmak için masaya davet ettiler.

HAKAN ATİLLA’NIN İSTİFASI: Halkbank davasının Amerika’da yargılanan ve mahkum edilen sanığı Hakan Atilla Türkiye’ye dönünce Borsa’nın başına getirilmişti. Amerika ile dalga geçer gibi yapılan bu iş dün Hakan Atilla’nın istifasıyla sona erdi.

Verilen bütün bu tavizler belli ki Biden’in “bir telefon etmesini” sağlamak ve “muhtemel olumsuz girişimleri önlemek için” veriliyor.

Amerika’nın yeni yönetimi buna karşı ne yapacak, çok kısa bir süre sonra göreceğiz.

ŞAŞIRDIM

Koca gazetedeki editör hatasına bakar mısınız?

Zaman zaman Tele1’deki programlarımda “medyanın öldüğünü” söylerken “Kalite olağanüstü düştü, artık gazetecilik yapılmıyor, gazeteciliğin temel ilkesi olan sormak, sorgulamak ve eleştirmek neredeyse unutuldu, gazete ve televizyonların yayın kadrolarını bilgisizler ordusu ele geçirdi” diyorum.

Biraz abartılı da olsa yaşadığımız bazı örnekler bunun bir göstergesi.

Şimdi noktasına virgülüne dokunmadan bir büyük (adı büyük tabii artık) iktidar gazetesinin haberini size sunuyorum.

“Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında birinci ve ikinci doz aşı olanların toplam sayısının 10 milyonu geçtiğini bildirdi. Bakanlığın “https://covid19asi.saglik.gov.tr” adresinde yer alan aşılama sayılarına göre, birinci doz aşı uygulanan kişi sayısı 7 milyon 570 bin 595 oldu. İkinci doz aşıyı yaptıran 2 milyon 442 bin 353 kişiyle toplam aşılanan kişi sayısı 10 milyon 12 bin 948’e ulaştı. Birinci ve ikinci doz aşılananların toplam sayısı, İstanbul’da 1 milyon 589 bin 160, Ankara’da 823 bin 160, İzmir’de ise 669 bin 449 oldu.”

Haberde aşı olanların sayısının 10 milyonu geçtiği belirtiliyor.

Detayda 7 milyon 570 bin 595 kişinin ilk doz aşıyı olduğu vurgulanıyor.

Sonra bu kişilerden 2 milyon 442 bin 353’ü ikinci dozu da olmuş.

Yani aşı olanların sayısı henüz 7 milyon 570 bin 595.

Ama amaç iktidara yaranmak olunca çalakalem “Aşı olanların sayısı 10 milyonu geçti” deyivermişler.

Oysa benim dünkü yazıma baksalar bile gerçeği görecekler.

NOT: Sağlık Bakanlığı sitesinde işin gerçeği var. 10 milyon küsur aşı yapılmış. 10 milyondan fazla kişi aşı olmamış henüz.

YENİ ÖĞRENDİM

Önce 80 yaş sonra 65 yaş üstü bitti, aşıda sorun şimdi başlıyor

Çok yakın akrabalarımdan birinden bir mesaj aldım dün.

65 yaş altında olan ve farklı kronik hastalıkları olanların durumuna değiniyor.

Kendisi de aynı durumda olduğu için konuyu daha yakından izleyebiliyor.

Bakın ne yazmış;

Sevgili Can, Korkusuz’da ki yazılarını ilgiyle takip ediyorum. Önemli konulara parmak basıyorsun. Ben de müsaadenle beni rahatsız eden bir konuyu dikkatine sunacağım: Covid aşı sıralaması: Sağlık çalışanlarının önceliğine arkasından 65-90 yaş grubuna sırayla aşı yapılmasına kimsenin itirazı yok. Ancak 50-64 yaş grubuna gelince birdenbire polis, öğretmen, devlet grubu gibi birçok meslek grupları öne geçiyor. Ben 64 yaşındayım, yüksek tansiyon hastasıyım ve kalbimde 3 stent var. Ancak bu kronik rahatsızlıklar hiç kaale alınmıyor sadece 50 yaşın altındakilere kronik hastalıklı ise aşı sırası daha sonra geliyor. Sırf merakiliğimden ABD’nin çeşitli eyaletlerindeki aşı öncelik algoritmalarını denedim ve hepsinde kalp ve tansiyon (onlar comorbidity diyorlar) öncelik benim gibilere veriliyor, 20-40 yaş arası polis veya öğretmenlere değil! Lütfen bu sorunu dile getir. Teşekkürler kalemine kuvvet.

KOMİK

Kahve falı gibi; üç hafta mı deseeeem üç ay mı deseeeem

Ankara’daki sarayda merakla Biden’den telefon beklenirken Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki’den komik mi komik bir açıklama geldi.
Psaki, Biden’ın Erdoğan’la her ne demekse “bir noktada” telefon görüşmesi yapacağını söyledi.
Psaki “Biden neden Erdoğan’ı hâlâ aramadı?” şeklindeki bir soruya “Biden, gelecek hafta ve aylarda bu görüşmeleri yapacaktır. Bir noktada Erdoğan ile de görüşeceğinden eminim” cevabını verdi.
Mübarek sanki kahve falı bakıyor.
“Üç vakte kadar arayacak, üç gün mü deseeem, üç hafta mı deseeem üç ay mı deseeeem” diyor adeta.
Arasın da ne zaman ararsa arasın, üç yıl olmasın da sonra.

ŞAŞIRDIM

Taliban’la ilişki mi kurulmuş?

İktidar medyasının internet siteleri “Türkiye’nin gücü” yorumlarıyla verdi haberi.

Afganistan’da tarihi bir adım atılıyormuş, Taliban’la mevcut iktidar masaya oturacakmış.

Haberin bizim iktidar medyasını heyecanlandıran “Amerika’nın bu görüşme için Ankara’nın ev sahipliğini yapmasını istemesi” bölümü.

Amerika Dışişleri Bakanı Blinken, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’ye bir mektup yazmış.

Mektubun Türkiye’yi ilgilendiren bölümlü şöyle;

“Türkiye hükümetinden, ilerleyen haftalarda barış anlaşmasını nihaileştirmek için iki taraf arasında üst düzey bir görüşmeye ev sahipliği yapmasını talep edeceğiz. Sizin yahut güvenilir vekillerinizin, bu toplantıda İslam Cumhuriyeti’nin diğer temsilcilerine katılmanızı istiyorum.”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir süre önce Afganistan’da barışın sağlanması, müzakerelerin Türkiye’de de olmasını arzu ettiklerini söylemişti.

Haberin benim hiç duymadığım en ilginç tarafı ise kısa bir süre önce bir Taliban heyetinin Türkiye’yi ziyaret ettiği bilgisi.

Google’da sorguladım, bu konuda hiç haber bulamadım.

Ama öyle anlaşılıyor ki, Talibancılar Ankara’ya gelmişler ve muhtemelen barış toplantılarının alt yapısını oluşturmak için görüşmeler yapmışlar.

Peki Taliban’la Afgan yönetiminin Ankara’da buluşması iyi bir şey mi?

İktidar medyası “Türkiye güçlü ülke olduğu için tercih ediliyor, Türkiye artık oyun kurucu oldu” gibi hayal ürünü başlıklar atabilirler ama Amerika’nın “Taliban’ın kendini rahat hissedebileceği ülke” olarak Türkiye’yi önerdiği gerçeğini de unutmayalım.

Herhalde dünyada onca ülke varken “Taliban’ın en güven duyacağı ülke olmak” o kadar da iyi bir şey değildir.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Biz yerimizde sayarken onlar geçip gitmiş sen ona bak

Geçmişimizle övünmeyi pek severiz.

Elbette her ülkede insanlar geçmişlerindeki iyi şeyleri anlatmaktan hoşlanır.

Ama bu bizde biraz abartılır.

Nedeni basit; çünkü geçmişte çok övündüğümüz hiçbir şey bugün için ya geçerli değildir artık ya da başkaları aynı konularda bizi geçip gitmişlerdir.

Dün emekçi kadınlar günüydü ya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da kadınları anmadan edememiş. Tabii bizimkilere özgü “biz var ya biz geçmişte şöyleydik” edebiyatı ile.

Demiş ki; “Antik Roma’da kadın evlilik yaptığında, hak ehliyetini ve malvarlığını kaybederdi. İlk Türk devletlerinde, kadın evlilik yaptığında ailenin bütün varlığı, eşlerin ortak malı olurdu. Ortaçağ’daki meşhur cadı avlarının kurbanları, çoğunlukla kadınlardı. İslâm düşüncesi cenneti annelerin ayaklarının altına sermişti. Türk kadınlarının 1934 yılında aldığı seçme ve seçilme hakları için Fransız ve İtalyan kadınları 11 yıl, İsviçreli kadınlar 36 yıl daha bekledi. Elbette ki tüm bu farklar bir şekilde kapatılabildi ancak veriler açıkça göstermektedir ki, dünya kadınlar için daha güzel bir yer haline gelmedi.”

O halde her kadınlar gününde polisini kadınların üzerine saldırtan Süleyman Bey’e soralım “Bütün bu saydıklarınızı bizden sonra uygulayan ülkeler şimdi nerede, sayenizde Türkiye nerede?”

Korkusuz
 Can Ataklı
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum