Bülent Pelit

Bülent Pelit

Yeşilcam Anı
[email protected]

ŞÖHRET OLMAK

17 Şubat 2019 - 13:34

Gençlik yıllarında, bir sabah uyandığımızda İstanbul sokakları kel kafalı bir adamın afişleri ile dolmuştu. "Ampul İbo". Neci olduğunu bilmiyorduk, akabinde öğrendik, gazel okur, şarkı söylermiş, dinlemek hiç nasip olmadı bu arada. Daha sonra bu ampule çiçek pasajında buzlu badem satarken rastladım sıkça, her badem alışverişinde şakamızı da yaptık, kalender bir adamdı vesselam.


Başka bir sabah “zamanı durduran adam Adnan Pekak” afişleri ile doldu duvarlar, bir günde birini şöhret etmenin yolları böyle sağlanıyordu o yıllar.

Adnan Pekak altmışlı yıllarda Zeki Müren’e benzer sesiyle şöhreti yakalamış, iyi bir ses sanatçısıydı, yıllar sonra tekrar piyasaya sürülme sloganı böyle olmuştu. Bergüzel Korel’in annesi Hülya Darcan’ın da öz dayısıymış. Sessiz sedasız birkaç yıl önce vefat etmiş, cenazesinden kimsenin haberi bile olmamış. Bunca şaşalı hayat, inanılmaz reklam kampanyaları, sonuç unutulmak.

Ertem Eğilmez, Kemal Sunal’ı Cem Film’e kaptırdıktan sonra alternatif olarak İlyas Salman’ı çıkarmak içinde aynı yola başvurmuştu. Bir sabah bütün duvarlar çirkin bir adamın fotoğraflarıyla dolmuştu “Erkek güzeli sefil Bilo”.

Bu tutan bir yöntemdi, birden halkın dikkatini çekiyordu, an itibarıyla afişe taşınmış isimler şöhreti yakalıyordu.

Ama en önemli şey bu ivmeyi sürekli hale getirmek ve gündemden hiç düşmemek, şöhret peşindekilerin en büyük kabusu işte bu.

Yıllar içinde yüzlerce şöhret geldi geçti hayatımızdan, birçoğu unutuldu gitti, çünkü sistem onları kullanmak için çıkarıyor, posası bitince kaldırıp bir kenara atıyor. Ancak öyle isimler var ki, bunlar hiçbir şartta çaptan düşmüyor, kim gelirse gelsin mevzilerini sıkıca koruyorlar, kimseye aman vermiyorlar. Bunlardan biri Hülya Avşar kadın yaklaşık kırk yıldır renkli dünyada. Film oyunculuğu, sunuculuk, şarkıcılık vb. on parmağında on marifet olan biri. Baktığınız vakit hangi dalda muhteşemdir Hülya Avşar. Çok iyi bir şarkıcı diyebilir miyiz? Ya da sinema tarihine geçmiş kaç filmi vardır oyuncu olarak? İki üç tane sayabiliriz onlarda yönetmen sinemasının ürünleridir, Salkım Hanımın Taneleri, Bir kadının anatomisi gibi. Yani bu üretimlerde öyle taçlandırılacak ahım şahım bir oyunculuğu yoktur. Ama güzel kadındır, o tartışılmaz. Ancak ondan güzel olup çıkıp kaybolmuş yüzlerce yıldız adayı da geldi geçti. Keza Gülben Ergen, ne iyi bir şarkıcıdır, ne iyi bir oyuncu ama hep gündemdedir kendileri. Bilinmeyen bir el bu ve türevlerini sürekli kollar, ne olursa olsun gündemden düşürmezler. Bu gerçekten kutlanacak bir durum. Vasat şarkıcı, oyuncu Seda Sayanda bu dokunulmaz tayfanın içindedir. Hiçbir şey de ortalamayı aşmamışlardır ama necip halkımız hala onları baş tacı etmekten geri kalmaz.

Onlarca muhteşem folklor sanatçımız varken, Mustafa Erdoğan’ın Anadolu Ateşi adı altında o işin kaymağını yemesini de şeytan hep gör der. O kadar çok örnek var ki, kesinlikle yanlış anlaşılmasın kimsenin kariyerini itibarsızlaştırma peşinde değilim. Gül güzel bir çiçektir, aynı zamanda dikenleri de vardır ele batar, bunlar yeni ürün yetiştirmişler dikensiz gül bahçelerinde dolaşıyorlar sürekli. Gül’ün bile doğasını bozmuşlar.

Yine bir evlendirme programında hababam sınıfından çıkan arkadaşına destek vermek için gelen Halit Akçatepe’ye programın sunucusu “sinemaya hababam sınıfı ile mi başladınız” diye soru sormuştu. Oysa ki 1938 yılı doğumlu Halit Akçatepe, beş yaşındayken 1943 yılında sinemaya girmiştir, Hababam sınıfı çekildiğinde yaklaşık otuz beş yaşındadır. Şimdi şöhreti yakalamış bir program sunucusu, konuğu Türk sinemasının en önemli oyuncularından ve onun hakkında doğru düzgün hiçbir bilgisi yok, sadece yürüttüğü fikirleri var ama hanımefendi büyük şöhret, Halit Akçatepe kim ki?

Şöhret, insanları cinnet haline getirecek kadar baş döndürücü bir olgu. Türk sineması, fertlerine bunu cömertçe sunmuştur, zaman içinde. Televizyon dünyasında ise sadece o diziyi, o programı izleyenler tarafından tanınır, oralarda boy gösterenler. Yılların tiyatro oyuncuları dizilerdeki isimleri ile bilinir, kendi isimlerini söylediğinde halk şaşkın şaşkın bakar. Çünkü televizyon günlük tüketir. Yarına taşımaz. Bu gün Türkiye il sınırlarında en ücra bir köy kahvesine girerse tanınacak iki kişi vardır Nuri Alço, Coşkun Göğen. Aslında fenomen şöhretlerimiz bu ve benzer birkaç isimdir. Çünkü çabuk tüketiyoruz. Suni şöhretler yaratıyoruz, sonrasında çark onları öğütüyor. Torpilli birkaç isim ise, inatla gündemde kalmayı başarıyor.

Seks furyası zamanında birçok sinema ve tiyatro insanı bu filmlerde yer aldı. Birkaç oyuncu günah keçisi yapılırken, o filmlerde en çok boy gösterenlerden Ali Poyrazoğlu hiçbir şekilde oynadığı rollerle gündeme gelmedi. Hala hazırda Türkiye’nin en büyük iletişim şirketinin de dış sesi olarak hayatını devam ettirmektedir. Mesleki itibarını zedeleyici en ufak bir sıkıntı yaşamamıştır. Yaşamasında zaten ama diğerlerinin günahı neydi?

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum