YÖNETMEN PATRİK OLURSA:

1986 yılı. ODVİ video şirketinde çalışıyorum. 4 ay gibi kısa bir  çalışma süresi rağmen bende oldukça iz bırakan bir kuruluş. O zamanlar sony firmasının Türkiye temsilcisi ODVİ. Sheraton otelinin bütün düğün vb. işlerinin çekimleri onlarda. O dönemin en profesyonel kameraları ile çekiyorlar. Bunun yanı sıra Milli Piyango, Kale kilit, Koç holding gibi büyük şirketlerin işlerini yapıyorlar. Para gani. Yarım saat fazla çalışsam bir günlük mesai yazıyorlar, piyasada işi bilen az adam olduğu için üzerime titriyorlar. Sahipleri bir dönemin sağlık bakanı Mükerrem Sarol’un oğulları Baran Sarol ve Osman Sarol. On iki eylül ihtilali sonrası şaşalı bir şekilde siyasete atılan MDP başkanı Turgut Sunalp ise yakın akrabaları. Kısacası aristokrat derin bir aile. Mehmet Ali Birand, Fehmi Sadikoğlu gibi isimleri de, yakınları olduğu için sıkça görüyorum. Hatta yeni yayına girmiş 32. Gün’ü kaydını videoya ayarlamak için arada Birand’ın evine de gidiyorum.

Dediler Ermeni kilisesinin işi var onu kurgulayacaksın. 25 yılda bir yapılan törenlerin çekimleri, birçok ülkede çekilmiş, üç dört kamera, farklı açılar, yani alternatif bol, kurgu zor. Kiliseden biri gelecek, kurguda ne istediklerini söylemek için. Sakallı, yakışıklı genç bir adam geldi kendini takdim etti ben Mutafyan dedi. Bende Bülent dedim, o dakikadan itibaren bana ismimi bir kere bile unutmadan çalıştığımız üç hafta boyunca Bülentçiğim diye hitap etti.

Arada muhabbetlerde öğrendim patrik vekiliymiş, bolca da dönemin patriği Kalustyan kurguluyoruz tabi ki, dedim bu ölünce sensin yani patrik öyle mi? Evet ama Allah geçinden versin dedi. Dedim koltuk iyidir, neden olmasın? Cevap vermedi güldü geçti.

 Bayağı bir samimi olduk çalıştığımız süre boyunca. İstanbul'daki bir ayine gelmişti sıra, en önemli ayinmiş, Patrik yaptırıyor. Ben onu fazla yormadan, sinema diline uygun planları seçip koyuyorum, güzel şeyler bağlandıkça keyifleniyor, kurguya girmeden önce izlediğim içinde hakimim olaya.

Ayin esnasında koronun sesi normal seyrederken, taşkın bir duyguyla  aniden yükseliyor, bununla birlikte yerde çömelmiş vaziyette duran patrik pelerini ile bir kartal gibi yerinden doğruluyor çevik şekilde yerinden fırlıyor. Ben değişik açılardan bir korodan, bir cemaatten detayları girdim, tam müziğin yükseldiği yerde, patriği yerinden fırlattım, patrikle beraber yanımda oturan Mutafyan'da fırladı,  "Sen nereden biliyorsun bunu, cemaat bile bilmez, bu sadece bizim ruhban okullarında bilinir" Bak bakayım benim gözüme ben sinemacıyım dedim, Sarıldı bana harika, süpersin dedi, yardımcısını çağırdı, en güzel yerden pastamız geldi.  Patrikte içki ısmarlayacak değil ya, pasta ile idare ettik.