Melike Karakurt

Melike Karakurt

Hayata dair
[email protected]

GEÇ'Mİ KALDIK?

22 Mayıs 2018 - 18:41

Geç  kalmışlık  hissi:  hayata sürekli  baştan  başlama  isteğinin  en  önemlisi  bence!

Atilla  İlhan'ın  dizelerini  okurken  'geç'mi kaldım'  sözü  aklıma  düştü.

'Sen  kendine  yetmiyorsun,  hiç  kimse  sana  yetmiyor,  birini  bitirmeden  aklın  öteki  yolculukta'.

Oysa  anlıyoruz'ki  'geç'mi  kaldık'  sorusu  yaşını  başını  almışlar  için  değil.

  'Modern  çağın  insanının  ergenlikten  sonra  kendisiyle  ve  bedeniyle  en  büyük  imtihanı  30  yaşlarında  oluyor. ' 30  yaş  sendromu'  olarak  adlandırılan  bu  süreç,  bazıları  için  25  yaşında  bitiyor'.

Cahit  Sıtkı  Tarancı'nın  dizelerinde  olduğu  gibi  ' Yaş  otuz  beş  yolun  yarısı  eder,  Dante  gibi  ortasındayız  ömrün' kabullenişi   başlıyor.

  Otuz  Yaşlar,  boşanma,  depresyon  vakalar'ının  yoğunlukta  yaşandığı  bir  dönemmiş  meğer.

Uzman  Psikolog  (Neşe  Özkarslı)  bu  yaş  aralığının  şehirler'de yaşayan  yetişkinler  olduğuna  dikkat  çekiyor  ve  şöyle  diyor.  'Özellikle  tarla'da  çalışanlar'da  bu  sendrom  görülmüyor'.

Ergenlik  yaşını  uzatan;  üniversite,  mastır,  kariyer  diye  hayatında  pek  çok  şeyi  erteleyen,  sorumluluk  altına  girmeyen  tüketici  olarak  geçirdikleri  yirmili  yaşlardan  sonra  '30  yaş  duvarına  tosluyor'.

Biliyor'musunuz,  meğer  her  yaşın  sendromu  varmış? 30-40-50-60-70......

Yani;  yaşını  söyle  sendromunu  söyleyelim!!

 35 yaş;  ömrün  yarısı  anlamına  geliyordu. Zira   amca,  teyze,  dayı  tanımlamalarını  bu  yaşlar'da daha  çok  duymaya  başlıyorsunuz. 

40  yaş:  özellikle  erkekler  için  riskli  bir  yaş  sınırı.  Prof   Dr  Osman  Müftüoğlu'na  göre; ' bu  yaştan  sonrası    iç  sorgulamaların  yoğunlaştığı,  ilişkilerin  hoyratlaştığı  yeni  bir  zaman  dilimi  haline  gelebiliyor'.

50  Yaşlar;  özellikle  erkekler  için  fiziksel  değişimlerin  başladığı  yıllar.  Orta  yaş  sendromu  olarak'da  tanımlanan  bu  süreçte,  erkekler'de ,  kadınlar'da  kronik  ağrılar,  yorgunluk,  depresyon,  sinirlilik,  öfke  gibi  durumlar  baş gösteriyor.

60-70  yaş  aralığı  ise  'yaş  yetmiş  iş  bitmiş'  olarak  ağızlar'da  yerini  çoktan  aldı.

Öte yan'da  Osman  Müftüoğlu:  Oysa  şimdiler'de  anti-aging  akımıyla  yetmiş  yaşında,  dinç  genç  görünümlü  insanlarla  sıkça  karşılaşıyoruz.  Beden  eskimiş  olabilir  ama  mühim olan,  ruhun  genç  kalması'.

Evet!  Bu  tespite  yürekten  katılıyorum  bendeniz'  de  kendini  böyle  hissedenlerden.

Ama  bir  şey  daha  öğreniyoruz  bu  ara'da. Her  yaşın  ayrı  bir  güzelliği  yok  sadece,  her  yaşın  ayrı  bir  sendromu'da  varmış!!

'Horoz  ölür  gözü  çöplükte  kalır'  deyimi  anlaşılıyor'ki  yalnız  yaşlılar için  kullanılmayacak  bundan  böyle.

 

Sevgilerimle.    

YORUMLAR

  • 0 Yorum