Geç kalmışlık hissi: hayata sürekli baştan başlama isteğinin en önemlisi bence!
Atilla İlhan'ın dizelerini okurken 'geç'mi kaldım' sözü aklıma düştü.
'Sen kendine yetmiyorsun, hiç kimse sana yetmiyor, birini bitirmeden aklın öteki yolculukta'.
Oysa anlıyoruz'ki 'geç'mi kaldık' sorusu yaşını başını almışlar için değil.
'Modern çağın insanının ergenlikten sonra kendisiyle ve bedeniyle en büyük imtihanı 30 yaşlarında oluyor. ' 30 yaş sendromu' olarak adlandırılan bu süreç, bazıları için 25 yaşında bitiyor'.
Cahit Sıtkı Tarancı'nın dizelerinde olduğu gibi ' Yaş otuz beş yolun yarısı eder, Dante gibi ortasındayız ömrün' kabullenişi başlıyor.
Otuz Yaşlar, boşanma, depresyon vakalar'ının yoğunlukta yaşandığı bir dönemmiş meğer.
Uzman Psikolog (Neşe Özkarslı) bu yaş aralığının şehirler'de yaşayan yetişkinler olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle diyor. 'Özellikle tarla'da çalışanlar'da bu sendrom görülmüyor'.
Ergenlik yaşını uzatan; üniversite, mastır, kariyer diye hayatında pek çok şeyi erteleyen, sorumluluk altına girmeyen tüketici olarak geçirdikleri yirmili yaşlardan sonra '30 yaş duvarına tosluyor'.
Biliyor'musunuz, meğer her yaşın sendromu varmış? 30-40-50-60-70......
Yani; yaşını söyle sendromunu söyleyelim!!
35 yaş; ömrün yarısı anlamına geliyordu. Zira amca, teyze, dayı tanımlamalarını bu yaşlar'da daha çok duymaya başlıyorsunuz.
40 yaş: özellikle erkekler için riskli bir yaş sınırı. Prof Dr Osman Müftüoğlu'na göre; ' bu yaştan sonrası iç sorgulamaların yoğunlaştığı, ilişkilerin hoyratlaştığı yeni bir zaman dilimi haline gelebiliyor'.
50 Yaşlar; özellikle erkekler için fiziksel değişimlerin başladığı yıllar. Orta yaş sendromu olarak'da tanımlanan bu süreçte, erkekler'de , kadınlar'da kronik ağrılar, yorgunluk, depresyon, sinirlilik, öfke gibi durumlar baş gösteriyor.
60-70 yaş aralığı ise 'yaş yetmiş iş bitmiş' olarak ağızlar'da yerini çoktan aldı.
Öte yan'da Osman Müftüoğlu: Oysa şimdiler'de anti-aging akımıyla yetmiş yaşında, dinç genç görünümlü insanlarla sıkça karşılaşıyoruz. Beden eskimiş olabilir ama mühim olan, ruhun genç kalması'.
Evet! Bu tespite yürekten katılıyorum bendeniz' de kendini böyle hissedenlerden.
Ama bir şey daha öğreniyoruz bu ara'da. Her yaşın ayrı bir güzelliği yok sadece, her yaşın ayrı bir sendromu'da varmış!!
'Horoz ölür gözü çöplükte kalır' deyimi anlaşılıyor'ki yalnız yaşlılar için kullanılmayacak bundan böyle.
Sevgilerimle.
YORUMLAR