Melike Karakurt

Melike Karakurt

Hayata dair
[email protected]

İTİCİLİĞİN BU KADARI

20 Temmuz 2018 - 08:53

Baygın  bakışlar,  boyalı  saçlar,  güya  kendinden  emin  bir  duruş,  siyah  bıyıklardan,  siyah  kavisli  bir  sakala  düşen  yüzün,  entel  bir  tavır  zorlamasına  takılıp  kaldım  haberlerde.

O  baygın  bakışlar;  insanlara  tepeden  bakmanın  getirdiği   ve  iliğine  kemiğine  işlemiş  ısmarlama   bir  öz  güvenin;  karşısındakini  aşağılayan  anlatım  biçimi...

Üstünde  pahalı  elbiseler,  elleri  cebinde  gergin  omuzları,  marka  ayakkabıları  taşıyan    ayakların  üzerinde  yükselen  aralık  bacakları;  aslında  hiç  bir  zaman  sahip  olamadığı  adamlığını  iyicene  alaşağı  etmiş.

Yukarı  kalkık  kaşları;  yaratmaya  çalıştığı  yapay  itibarının  komik  izlerini  taşıyor.

Yeniçeri  bıyıklarını  andıran,  gür   kıllarla  öpüşen  düşük  burnunun  yanındaki  geniş  burun delikleri;  az  sonra  o  deliklere  takılacak   halkayı  pek de  önemsemeyen,  bayıltıcı  iğne  yemiş  boğa  gibi  melül  melül  bakıyor.

 Haremindeki  kadınları  'kedicikler'  diye  tanımlayan  bu  adam  Adnan   Oktar.

Kendi  narsizmini;   'Narkissos'dan  üstün  tutan  ve  ilk  bakış'da  bile  psikiyatrik  pek  çok  sorunu  olduğu  izlenimini  veren  bu  zat,   aramızda   dolaşan  sahte  peygamberlerden  sadece  biri.

Arap  Yahudisi  imiş.  Kimsenin  milliyeti  beni  ilgilendirmiyor  bunu  geçelim.  Ancak  diğer adının  Harun  Yahya  olduğu  yazılıp  çizildi.

Harun;  Hz.  Musa  nın  kardeşinin  adı.  Yahya  ise;  Hz.  İsa'nın  arkadaşının  adı.  Ne  var  bunda  diyeceksiniz?  İkisi'de  Müslümanlarca  kullanılan  isimler.  

Bu  zatın;  gerçek  adı  olmayıp  gerçekmiş  gibi  kullandığı  bu  adlar,  hazretin  her  işinde  ne  kadar'da  ince  hesaplar  yaptığının  bir  kanıtı. Onu da  siz  araştırıp  sorun!

Bu  şer  adamın  nasıl  biri  olduğu,  serveti,  ne  iş  yaptığı  elbette  önemli!

100  Odalı  malikanesinde  sayısız  hizmetkar  barındıran   besleyen,  malikanesini  en  gelişmiş  teknoloji  ile  donatan,  onlarca  lüks  arabası  olan  bu  şahsiyetin  parayı  nereden  bulduğu  ne  iş  yaptığı  elbette  hepimizin  sorgulaması  gereken  toplumsal    bir  konu.

O  zaman,  yeniden  hatırlatalım.  Yalancılık,  sahtecilik,  şantaj,  fuhuş,  kişileri  yanıltma  kandırma,  zorbalık  ve  her  türlü  pis  işlerin  içinde  imparatorluğunu  ilan  eden  kirli  işlere  bulaşmış bu  çok  yönlü    adamın  cezasını'da  elbette  hukuk  verecektir.

Ancak  burada  beni  ilgilendiren  konu  daha  başkadır.  Din  kisvesi  altında,  'Evrim  Teorisine'  karşı  çıktığını  söyleyerek  bulduğu  boş  meydanı  ahmaklarla  dolduran  bu  zatın  yakınındakiler,  yanında  olanlardır  beni  şaşırtan!

Söz'de  anlı  şanlı  sanatçıları,  Acun  Ilıcalı  gibi  çok  kazanan  medya  patronunu  ve  onun  gibileri    bir  kenara  bırakacak  olursak;  kimi  politikacıların  yanı sıra  önemli  Üniversitelerin; anlı  şanlı   İlahiyat  ve  Felsefe  Profesörlerinin ;  bu  zatın  manyetik  alanında  sıkışıp  kalması  Adnan  Oktar'dan  icazet  alması  veya  iş birliği  içerisinde  olması  çok  acıdır  ne  yazık'ki.

Bu  anlayışların;  Bağcılar  Devlet  Hastahanesine  getirilmiş  öncesinde    hamile  bırakılmış  392  kız  çocuğunun;  ve   polise  intikal  etmemiş  bu  büyük    felaket   ile  ilintili  olmadığına  beni  kim  inandırabilir? ( Konu  yakın  zamanda  adli  makamlara  intikal  etmiştir  ve  soruşturma  başlamıştır)

Mustafa  Kemal  Atatürk'ün;  Din'e  değil,   din  istismarcılarına,  tarikatlara,  şeyhlere 'şıh'lara  açtığı  savaşın  ve  getirmeye  çalıştığı  yasakların  ne  denli önemli   olduğu  bu  gün  daha  iyi  anlaşılmaktadır  farkında mısınız?

 

Sevgilerimle.

YORUMLAR

  • 0 Yorum