Dünya mitolojisinde o bildiğimiz tanrıların yanı sıra mitolojik yaratıklar'da pek çok hikaye'de yerini alırlar.
Türk mitolojisinde'de bu yaratıklara rastlarız.
'Yakut Türkleri, bu yaratıklardan korunmak için kötü ruhlara kurban sunarlardı. Bu kötü ruhlar; Albastı, Alkarası, Albız'da denilen yaratıklardı ve çoğunlukla yer altında yaşarlardı. Bu yaratıkları sadece şamanlar görebilir ve onlarla temasa geçebilirlerdi. İnsanlara hayvanlara musallat olan bu kötü ruhlar onları yakalar onlara eziyet eder çaresiz hale getirirlerdi. Dişleri demirden, genellikle tek gözlü, bazen tek ayaklı veya ayaksız bu ruhlar bazı yerlerde kel olarak tasvir edilirdi'.
Bir tanesi var'ki adı 'Abra'dır. Görenlerin yüreğine korku salan bir canavardır o. Timsah'dan daha korkutucu olan 'Abra' uzun ve kalın boynu piton ve kobra görünümündedir.
Alnının yanında'ki gözler yukarı çekik, ne turuncu ne'de kırmızıdır. Başından boynuna uzanan ve balık yüzgeçlerine benzeyen çıkıntıların her birinin uçları içe ve dışa dönük ince kama uçları gibi sivri aynı zamanda kesicidir. Boynun genişleyen kısmı beden görünümünde olup iki bacaklı,bacakların ucu kuyruk şeklindedir. Ayak pençeleri kartal pençelerini andırsa'da çok büyük tırnaklar dışa dönük ürkütücüdür.
Sosyal medyada'ki insana acı veren dehşete düşüren paylaşımı görünce gözümün önüne daha önce kitaplarda gördüğüm bazı yaratıklar geldi.
O kareyi pek çoklarınız benim gibi gördü ve eminim'ki derin acı ile birlikte insanlığından utandı biliyorum. Ve biliyorum'ki aramızda dolaşan bazı yaratıklar'da o kareyi gördüğünde derin bir mutluluğun hazzını yaşadı.
Sözünü ettiğim fotoğraf'da yere yatırılmış masum bir köpek vardı. Arka iki ayağı ile iki ön ayağı ambalaj bantı ile sıkıca sarılmış yürümesi ayağa kalkması engellenmişti. Ayrıca ağzı bantlanmış bağırması veya havlamasının önüne geçilmişti. Çünkü o her şekilde açlığa acıya terk edilmiş bir can idi.
Düşündüğünüzde, böylelerinin olabileceği insanı elbette ürküntüye sokuyordu. Bu acımasız yaratıkların neden böyle olduğu konusunda hekimler; en başta çocukluk döneminde şiddet görenlerin bu tür eğilimlere yatkın olduğunu söyleseler'de Prof Nevzat Tarhan bunun yanı sıra bu hastaların empati yapmaktan yoksun olan sevgisiz bireylerde yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Ve bunların akıl hastası olduğunu söylüyor. Peki o zaman bizim aramızda akıl hastaları neden dolaşıyor. Onların yeri akıl hastaneleri değil'mi. Bu gün hayvanın ayağını bağlayıp ölüme terk eden, yarın bir çocuğa'da aynı şeyi yapmaz'mı?
Ne var' ki Dr Nevzat Tarhan; akıl sağlığı yerinde olan bazı bireylerin bu suçları işlediklerine dikkat çekiyor.
Ben bu söylemi çok önemsiyorum. Çünkü bir insanın akıl sağlığı yerinde ise ve bir canlıya eziyet ediyorsa toplum olarak bizlerin bu konuya eğilip ne yapılması konusunda ilgilileri otoriteleri giderek büyümekte olan tehlikeye bir çözüm aranması noktasında üzerimize düşeni yapmamız zorunlu hale gelmiştir.
'Abra'lar giderek çoğalmakta zira.
Sevgilerimle.
YORUMLAR