Melike Karakurt

Melike Karakurt

Hayata dair
[email protected]

YOKSULLUK'DA ONURDUR.

16 Ocak 2019 - 10:46

  Ev  hareketli  olunca,  hele'ki  evde  hastanız'da  varsa,  benim  için  ne  kitap  okumak  ne'de  köşenizde  serilip  gönlünüzce  resim  yapmak  pek  kolay  değil.

Kitabı  sizi  rahatsız  etmeyecek  her  yerde  okursunuz'da  resim  çalışmak  size  ait  bir  mekan  gerektirir  ve  o  mekan,  günün,  ya'da  gecenin  bir  saatinde  hep  sizi  bekler.  Tuvaliniz,  boyalarınız,  fırçalarınız  ya'da  bütün  malzemeleriniz    göz  önünde  gözünüzün  içine  bakıyorsa  o  davetkarlığa  'hayır'  diyemezsiniz.  Resim  sanatı'da  tıpkı  bir  enstrüman  çalmak  gibi;  ara  verdiğinizde  çalışma  disiplinine  zarar  verir  ilerlemenizi  aksatır.

 '' İki  ara'da  bir  dere'de''  elime  aldığım  kitabın  yazarı  Edgar  Allen  Pol.  Amerikan  edebiyatının  en  büyük  yazarlarından  biri.  Doğrusu  onun  romanlarını  pek  bilmem.

Edgar  Allen  Pol  ile  ilgili  çok  önceleri   dokunaklı  bir  biyografi  okumuştum.

İçkiye  düşkünlüğü  ile   bilinen   yazarın:  öyle'ki;  içecek  bir  şey  bulamadığında  ispirtoyu  kafasına  diktiği,  bunun  yanı sıra  çok  sefil  bir  yaşantısı  olduğunu 'da  yazar  kaynaklar  . 

Çok  yoksul  yaşayan  bu  edebiyatçı  pek  çok  zaman  kuru  ekmeği  bulamadığından  komşularının  getirdikleriyle  ömrünü  geçirmiştir.

İster  istemez,  kitabı  elime  alınca,  biyografideki,  insanın  içini  acıtan  satırlar  aklıma  düştü.

Bizde'de  yok muydu  böyle  edebiyatcılar?

  Ahmet  Hamdi;  ''Cebimde  yalnız  bir  lira  var.  Etrafım  alacaklılarla  dolu.  Borç  senetleri  cebime  sığmıyor''.

  Bizlere  unutulmaz  eserler  bırakan  Usta  yazar  Orhan  Kemalin'de  Ahmet  Hamdi'den  hiç  farkı  yoktu.  Değerli  ağabeyim  Fikret  Otyam,  babam  Ali  Karakurt'a  anlatmış. 

'FİKRETCİM  BU  SATIRLARI  SANA  SABAHIN  05.00 İNDE  BUZ  GİBİ  ODAMDAN  YAZIYORUM.  NE  ODUNUM  NE  KÖMÜRÜM,  NE  DE  BUNLARI  ALACAK  PARAM  VAR.  BORÇ  BORÇ  BORÇ!!

Bu  yazıyı  karalar  iken,  hangi  gazete'de  ya'da  sanat  sayfasında  olduğunu  hatırlayamadığım  kaleme  alınmış  bir  sayfada'da  buna  benzer  şeyler  okuduğumda  çok  üzülmüştüm.  Özetle';  ''Yokluk  yoksulluk  onun  peşini  bırakmadı  hiç.

Ya  Peyami  Safa?  Orhan  Veli.  Diğerlerinden  pek  farkları  yoktu.

Orhan  Veli  Kimi  zaman  bir  simit  parasını  bulamaz,  kimi  zaman  Sarıyer'den  Karaköy'e  yürüyerek  giderdi.

  Sağcısı  solcusu  devrimcisi;  hangi  kesimden  olursa  olsunlar  onlar,  ne  kalemlerini  ne'de  onurlarını  hiç  satmadılar.  Zira,

''Kişinin  kendi  varlığına,  kendi  kişiliğine  karşı  beslediği  saygı,  insanı  insan  yapan  iç  değerlerdi''.

Onlar  onurlarını,  kalemlerini  satmadılar,  ülkelerini  hiç  satmadılar.    

YORUMLAR

  • 0 Yorum