Ev hareketli olunca, hele'ki evde hastanız'da varsa, benim için ne kitap okumak ne'de köşenizde serilip gönlünüzce resim yapmak pek kolay değil.
Kitabı sizi rahatsız etmeyecek her yerde okursunuz'da resim çalışmak size ait bir mekan gerektirir ve o mekan, günün, ya'da gecenin bir saatinde hep sizi bekler. Tuvaliniz, boyalarınız, fırçalarınız ya'da bütün malzemeleriniz göz önünde gözünüzün içine bakıyorsa o davetkarlığa 'hayır' diyemezsiniz. Resim sanatı'da tıpkı bir enstrüman çalmak gibi; ara verdiğinizde çalışma disiplinine zarar verir ilerlemenizi aksatır.
'' İki ara'da bir dere'de'' elime aldığım kitabın yazarı Edgar Allen Pol. Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından biri. Doğrusu onun romanlarını pek bilmem.
Edgar Allen Pol ile ilgili çok önceleri dokunaklı bir biyografi okumuştum.
İçkiye düşkünlüğü ile bilinen yazarın: öyle'ki; içecek bir şey bulamadığında ispirtoyu kafasına diktiği, bunun yanı sıra çok sefil bir yaşantısı olduğunu 'da yazar kaynaklar .
Çok yoksul yaşayan bu edebiyatçı pek çok zaman kuru ekmeği bulamadığından komşularının getirdikleriyle ömrünü geçirmiştir.
İster istemez, kitabı elime alınca, biyografideki, insanın içini acıtan satırlar aklıma düştü.
Bizde'de yok muydu böyle edebiyatcılar?
Ahmet Hamdi; ''Cebimde yalnız bir lira var. Etrafım alacaklılarla dolu. Borç senetleri cebime sığmıyor''.
Bizlere unutulmaz eserler bırakan Usta yazar Orhan Kemalin'de Ahmet Hamdi'den hiç farkı yoktu. Değerli ağabeyim Fikret Otyam, babam Ali Karakurt'a anlatmış.
'FİKRETCİM BU SATIRLARI SANA SABAHIN 05.00 İNDE BUZ GİBİ ODAMDAN YAZIYORUM. NE ODUNUM NE KÖMÜRÜM, NE DE BUNLARI ALACAK PARAM VAR. BORÇ BORÇ BORÇ!!
Bu yazıyı karalar iken, hangi gazete'de ya'da sanat sayfasında olduğunu hatırlayamadığım kaleme alınmış bir sayfada'da buna benzer şeyler okuduğumda çok üzülmüştüm. Özetle'; ''Yokluk yoksulluk onun peşini bırakmadı hiç.
Ya Peyami Safa? Orhan Veli. Diğerlerinden pek farkları yoktu.
Orhan Veli Kimi zaman bir simit parasını bulamaz, kimi zaman Sarıyer'den Karaköy'e yürüyerek giderdi.
Sağcısı solcusu devrimcisi; hangi kesimden olursa olsunlar onlar, ne kalemlerini ne'de onurlarını hiç satmadılar. Zira,
''Kişinin kendi varlığına, kendi kişiliğine karşı beslediği saygı, insanı insan yapan iç değerlerdi''.
Onlar onurlarını, kalemlerini satmadılar, ülkelerini hiç satmadılar.
YORUMLAR