Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

Bahçeli'nin tercihi

17 Aralık 2016 - 00:04

Çok zaman evvel değil. Daha geçen yaz. Devlet Bahçeli alışık olduğumuz sert üslubuyla kükrüyor:

"Bizim Saray'la anlaştığımız namertçe söylendi. İlk aşamada partili cumhurbaşkanlığına evet dediğimiz, başkanlık sistemine sıcak baktığımız soysuzca iddia edildi. Yeni anayasaya boyun eğdiğim fısıltıdan öte yüksek sesle ifade edildi. Bu alçak sözleri dolaştıranlarda yüz olmadığı için özür dilemediler."

Bugün ise, Bahçeli'nin zamanında bol keseden "namertlik", "soysuzluk" ve "alçaklıkla" suçladıklarının haklı çıktığı görülüyor.

Bırakalım başkanlık sistemine sıcak bakmayı, Sayın Bahçeli, başkanlık anayasasının tetikleyicisi oldu. Herhalde ileride kendisi siyasi tarihimize kritik zamanlarda Tayyip Erdoğan'ın yarenliği haricinde yer alamayacak.

Özgür Mumcu Cumhuriyet

***

Bu saldırı basın özgürlüğüne

--------

Türkiye uzun süredir basın özgürlüğünün olmadığı bir ülke. Hapishaneler gazeteci dolu. (...) Yarın benzeri uyduruk iddialarla başka gazetecilerin tutuklanmayacaklarının da bir garantisi yok.

Ama iktidarın azgın trollerine bu bile yetmiyor. Hapse atamadıkları muhalif gazetecileri taciz etmek için yapmadıklarını bırakmıyorlar.

En son olarak arkadaşımız İsmail Saymaz'ın Twitter hesabını hacklediler. Hesabına girerek Saymaz'ın kamuya açık olmayan, özel direkt mesajlarını aldılar, Twitter'daki sahte isimlerle açtıkları hesaplarla yayıyorlar. Böylece yandaş olmayan, bütün gazetecileri de tehdit ettiklerini düşünüyorlar. İsmail Saymaz'ı akılları sıra itibarsızlaştırmak ve onun üzerinden muhalif gazetecileri de sindirmek istiyorlar. Mutlak iktidarların insanları mutlaka bozduğunu biliyorduk ama bu kadar seviyesiz yöntemlere bile başvurmaya çekinmediklerini bilmiyorduk...

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Dolar yumurtayı bile vurdu!

----------

Açıyorsun haberleri..

Her şeye zam..

Yeni yıl demek zam demek sanki.. Vergiler artıyor, harçlar artıyor, iğneden ipliğe aklınıza ne gelirse fiyatı artıyor..

Son bomba.. Yumurta bile zamlanmış.. Toptanda 23 kuruştan 35 kuruşa çıkmış..

Bize yansıması 55-65 kuruş!.. Belki 75..

Bu zam niye?

Efendim döviz fiyatındaki artışmış..

'Ulan, tavuk dolarla mı yumurtluyor' diyerek ağzınızı bozmayın..

Başbakan'ın 'Dolar dolar da dolmaz da size ne' dediğine bakmayın.. Görüyorsunuz işte..

Dolar yumurtayı bile vuruyor...

Mehmet Tezkan Milliyet

***

Vahşi Batı tiyatrosu gibi

------

(...) Orta Doğu'da olacakları yıllar önce; 7 Ağustos 2003'te ABD Dışişleri Bakanı olan Condoleezza Rice açıklamıştı.

"Büyük Ortadoğu Projesi ile 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini" söylüyor, "buna Türkiye de dahil" diyordu.

Bugün "Halep'te ateşkes olursa seviniriz", "Türkiye bizim için önemli ama PYD de DAEŞ'e karşı en önemli müttefikimiz" gibi ifadelerle iyi niyetli bir dış politika görüntüsü çizmeye çalışan ABD Orta Doğu ülkelerinin sınırlarını kendi planlarında 13 yıl önce belirlemişti.

Bu projeye göre çizilen haritalarda Kerkük, Musul dahil Irak'ın büyük kısmı, Türkiye'nin Güneydoğu'su, Suriye sınırımız Hatay'a kadar "Özgür Kürdistan" olarak görünüyordu. (Küstahlık bu kadarla da kalmamış, Doğu'su da Ermenistan'a dahil edilmişti.) Bunlar yapıldı ve şimdi hiç yapılmamış da spontane gelişmeler oluyormuş gibi bir "Vahşi Batı" tiyatrosu oynanmakta.

***

Bunları düşününce TV'de ünlü bir "dış politikacı" profesörün "Eskiden Kürt sorunu vardı, bu sorun ulusal bir sorundu. Şimdi ise Orta Doğu'da PYD/PKK ile bölgesel hatta küresel bir soruna dönüştü" sözleri masal gibi geliyor.

Olay her zaman "küreseldi" de biz oyalanmaktaydık.

Bugün Güneydoğu'da ve diğer bölgelerdeki kentlerimizde PKK'nın ve IŞİD'in yaptığı bombalı saldırılar...

Suriye sınırımızın ötesinde "IŞİD bahanesiyle" alınıp PYD'ye verilen kentler, ilan edilen özerk kantonlar...

Irak'ta "IŞİD'den alıyoruz, Barzani ve peşmerge de bizimle beraber" diyerek IKBY'nin iyice yayılmasını sağlama operasyonları hep önceden kurgulanmış projelerdir. TSK'nın Başika'da olmasına rağmen "Türkiye, Musul operasyonuna dahil olmayacak" diye çırpınmalarının en önemli nedeni de budur.

Başbakan Yardımcısı Şimşek "Halep'ten kaçan Suriyeliler için 80 bin kişilik yeni bir çadırkent kurulacağını" açıklayınca aklıma bunlar geldi.

Bu çadırkent Suriye sınırları içinde olmalı ve masrafları da dünyayı şekillendirmeye çalışan, muhaliflere de "destek sözü" vermiş olan ABD üstlenmeli. O "80 bin" kolayca artabilir ve Türkiye'nin ekonomisi de, psikolojisi de, güvenlik sorunları da daha fazla yükü kaldıracak durumda değil!

Güngör Mengi Vatan

***

Korku filmi

--------

Ortalık karanlık, metro istasyonunda, otobüs durağında, sokağın köşesinde, herkesin peşinde bir bela dolanıyor...

Aniden dönüp bakıyorsun, kimse olsun olmasın, duvarlarda eli palalı gölgeler var...

Sonra bir kız çığlık atıyor...

Bir hamile kadın bağırıp yardım istiyor...

Bir çocuğu karanlık sokakta parçalıyorlar...

Korku filmidir...

*

 Adam ömründe ilk kez belki bir kültür-sanat konserine gitti... Elinde satır...

 "Fazıl Say burada söylemesin" diyor... Orkestra şefi sanki... İzleyenler kaçışıyorlar...

*

Satırı olmayanın ipi var... İlkokul öğrencilerinin ellerinde idam ilmiği, havada sallıyorlar minik çocuklar...

(...)

Morgların önü ağlayan insanlarla dolu... Kimisi çocuğunu arıyor, kimisi babasını...

Gazeteler televizyonlar durmadan tabut resimleri yayınlıyorlar...

Uçaklar cenazeleri taşıyor... Mezarlıklar dolup boşalıyor...

Bu yetmiyormuş gibi;

...Gezi, direniş, kalkışma, canlı bomba gibi her büyük olaydan sonra eli palalı adamlar daha çok sayıda sokağa çıkıyorlar...

...Artık tehlikede olanlar sadece cumhuriyetçi aydınlar, Atatürkçü düşünürler, muhalefet yapanlar, gazeteciler, yazarlar, sesini yükselten yurtseverler değil...

...Yoluna giden sıradan insanlar tehdit altında...

Bekir Coşkun Sözcü

***

Yüz kızartıcı rekor

-----

 (...) Sedat  Simavi Ödülleri törenle dağıtıldı ve Anadolu gazetecilerine eğitim veren "Yerel Medya Semineri" gerçekleştirildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto açılış törenlerinde konuşurken ülkenin derin bir yarasına parmak basarak:

"Aynı sözcükleri tekrarlamaktan yorulduk ama gazeteciliği tehlikeli meslek olarak görenler yorulmadı. Bugün cezaevlerinde 146 gazeteci çile dolduruyor" dedi. Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş de, OHAL döneminde 2 bin 500 gazetecinin daha işsiz kaldığını açıkladı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün raporuna göre dünyada en çok gazeteci hapseden ülke Türkiye... 146 gazeteci hapiste! Totaliter Çin 38 tutuklu gazeteci ile ikinci, Mısır 25 tutuklu gazeteci ile üçüncü sırada bulunuyor. Türkiye bu konuda rekor kırmış durumda... Rekor ama yüz kızartıcı bir rekor!

Rahmi Turan Sözcü

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum