Delirin, Ruhunuza İyi Gelecektir
Deli kime derler? Akla uygun ya da normal davranmayana mı? Peki aklın ve normalin sınırı ne? Nerede başlar ve nerede biter bu akıllılık ve normallik?
Örneğin Türkiye’de akılcı ve normal olan, Moritanya’da da akılcı ve normal midir? Ya da “ahlaki” davranmayana da deli derler mi? Peki o zaman Yozgat’ta ahlaki sayılan Paris’te de ahlaki midir? Bir fark varsa arada, Yozgat’ın delisi Paris’te akıllı mı olacaktır? Ya da Paris’in delisi Yozgat’ta kral gibi mi karşılanacaktır? Ya da daha da ileri gidelim… 2016’da Yozgat’ta ahlaki sayılan, normal sayılan, 1950’de de Yozgat’ta ahlaki ve normal miydi? Eğer bütün bu normallikler ve ahlakilikler bir standart içinde olsaydı ve bu standart zaman ve mekanın üzerinde bir özellik taşısaydı dün taşa tuttuklarımızı bugün de taşa tutmak durumunda kalmayacak mıydık? Ya da dün kutsal bilip önünde eğildiklerimizi bugün de el üstünde taşımayacak mıydık?
Bu yüzden, öncelikle, deliler değil devletler ve onların kurumları anormaldir.
Delilik kendini ifade etmek, var oluşuna göre davranmak mıdır, yoksa bütün var oluşlara engel olmak, sınır çizmek, onları normallik-anormallik kıskacı altında ezmek midir? Belki de bu noktada kendisi de delirerek hayata karşı görevini layıkıyla yerine getirmiş olan Nietzsche’nin şu sözünü hatırlamak yerinde olacaktır: “Delilik bireylerde nadiren vardır. Gruplarda, partilerde, halklarda, çağlarda ise kuraldır.”
Böylesine rezil ve kan kokan bir dünyayı bize iyi diye yutturmaya çalışan partilere, kurallara, yasalara ve halklara inat bu dünyanın hiçbir “normalliğini” kabul etmemeye kararlıyız. Bu nedenle bize atfedilen deliliği alıp kabul ediyor bağrımıza basıyoruz. O bizim için tek şans ve son duraktır, biliyoruz. Şimdi ya alışkanlıklarımızla ve bize yutturulan normalliklerimizle huzurlu bir şekilde yaşayacak ya da bize dayatılan alışkanlıklarımızın dışına çıkıp önce mutsuzluğumuzla yüzleşmeyi ve sonra özgürlüğü keşfetmeyi bir görev belleyeceğiz. Asıl delilik böylesine kontrol manyağı bir dünyada kendin olmaya çaba göstermektir ve tam da bu nedenle bilinçli bir tercihtir. Otobüste yere oturmak, alışveriş merkezinde top oynamaktır.
Ali Murat İrat
Kaynak: Dünyalılar