Dünya daha hızlı dönüyor: Günler milisaniyelerle kısalıyor
Bu yaz Dünya'nın dönüş hızı arttı ve bazı günler 24 saatten milisaniyeler düzeyinde daha kısa sürdü. Bilim insanları ve zamanlama sistemleri, bu küçük ama önemli değişimi yakından izliyor.
2024 yazında Dünya’nın dönüşü, son yıllarda kaydedilen en yüksek hız seviyelerine ulaştı. Bilim insanları, bazı günlerin 24 saatten daha kısa sürdüğünü ve bu eğilimin artabileceğini belirtiyor. Uluslararası gözlem kuruluşlarından gelen veriler, mikro düzeydeki bu zaman farklılıklarının yalnızca teknik bir ayrıntı olmadığını; iletişim, finans ve savunma altyapıları için potansiyel bir risk barındırdığını ortaya koyuyor.
10 TEMMUZ 2024: YILIN EN KISA GÜNÜ
Uluslararası Dünya Dönüşü ve Referans Sistemleri Servisi (IERS) ile ABD Deniz Gözlemevi’nin verilerine göre, 10 Temmuz 2024 tarihi yılın şu ana kadar en kısa günü olarak kayıtlara geçti. O gün, Dünya kendi ekseni etrafındaki dönüşünü tam 1.36 milisaniye daha kısa sürede tamamladı. Yaklaşan tarihlerde de benzer eğilimlerin görüleceği belirtiliyor; örneğin 22 Temmuz’da günün 1.34, 5 Ağustos’ta ise 1.25 milisaniye daha kısa olması bekleniyor.
Bir günün süresi, teknik olarak Dünya’nın kendi ekseni etrafında tam bir dönüş yapmasıyla belirleniyor ve bu süre yaklaşık 86.400 saniye yani 24 saat olarak kabul ediliyor. Ancak gerçek hayatta bu süre sabit değil. Ay’ın çekim etkisi, atmosferik değişiklikler, Dünya’nın sıvı çekirdeğinin hareketi gibi doğal dinamikler, her bir günü milisaniyelik farklarla uzatıp kısaltabiliyor.
ZAMANIN YENİ ÖLÇÜSÜ: ATOM SAATLERİ VE UTC
Bu küçük sapmalar sıradan insanlar için fark edilmez olsa da, dijital sistemler açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle zaman, klasik yöntemlerle değil, atom saatleriyle ölçülüyor. İlk kez 1955’te kullanılmaya başlanan bu saatler, vakum odalarında tutulan atomların titreşimlerini sayarak zamanı olağanüstü hassasiyetle ölçüyor. Günümüzde yaklaşık 450 atom saati, dünya genelinde Eşgüdümlü Evrensel Zaman (UTC) sistemini oluşturuyor. Telefonlar, bilgisayarlar, uydular ve GPS gibi hassas zamanlama gerektiren teknolojiler bu sisteme göre çalışıyor.
5 TEMMUZ 2024: TÜM ZAMANLARIN EN KISA GÜNÜ
Dünya’nın dönüşündeki bu ivmelenme yeni bir eşiği daha aştı. 5 Temmuz 2024, modern zaman ölçüm tarihinin en kısa günü olarak kaydedildi: tam 1.66 milisaniye daha kısa sürdü. Bu gelişme, bilim insanları arasında daha önce sadece teorik olarak konuşulan bir olasılığı yeniden gündeme taşıdı: negatif artık saniye.
1972’DEN BU YANA ARTIK SANİYE TARTIŞMALARI
CNN International'da yer alan habere göre; 1972 yılında UTC sistemine ilk kez “artı saniye” (leap second) eklendi. Amaç, atom saatleriyle astronomik zaman arasındaki küçük farkları dengelemekti. O tarihten bu yana toplam 27 artık saniye UTC’ye eklendi. Ancak dikkat çeken nokta, bu eklemelerin sıklığının zamanla azalması: 1970’lerde 9 kez yapılan ekleme, 2016’dan bu yana hiç yapılmadı.
2022 yılında Uluslararası Ağırlıklar ve Ölçüler Genel Konferansı, 2035’e kadar artık saniye uygulamasının tamamen kaldırılmasına karar verdi. Ancak Dünya’nın dönüş hızının artmaya devam etmesi halinde, bu kez bir “eksi saniye” uygulaması gerekebilir.
İLK NEGATİF SANİYEYE DOĞRU MU GİDİYORUZ?
California Üniversitesi Scripps Oşinografi Enstitüsü’nden jeofizikçi Prof. Duncan Agnew, “Daha önce hiç negatif bir artık saniye olmadı,” diyerek bu senaryonun tarihsel olarak eşi görülmemiş olduğunu belirtti. Agnew’e göre 2035’e kadar böyle bir ihtimalin gerçekleşme olasılığı yüzde 40 civarında.
Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nden fizikçi Judah Levine de benzer endişeleri dile getiriyor. Pozitif artık saniyelerin bile sistem hatalarına yol açtığını belirten Levine, negatif bir artık saniyenin henüz test edilmediğini, bu nedenle riskin çok daha büyük olduğunu vurguluyor. Zaman odaklı çalışan finans sistemleri, elektrik şebekeleri, iletişim altyapısı ve GPS sistemleri, bu tür bir değişiklikten doğrudan etkilenebilir. Levine, bu durumun 2000 yılında yaşanan Y2K kriziyle kıyaslanabilecek düzeyde karmaşaya yol açabileceğini ifade ediyor.
DÜNYA NEDEN HIZLANIYOR?
Bilim insanlarına göre bu hızlanmanın ardında çok katmanlı etkenler bulunuyor. Prof. Agnew, kısa vadeli değişimlerin büyük ölçüde Ay’ın yörüngesel konumuna ve gelgit etkilerine bağlı olduğunu söylüyor. Ay, ekvatora yakınken Dünya’nın dönüşünü yavaşlatıyor; kuzey veya güneyde olduğunda ise hızlandırıyor.
Yaz aylarında atmosferik koşullar da devreye giriyor. Özellikle jet akımlarının yön değiştirmesi, atmosferin yavaşlamasına neden oluyor. Fizik kurallarına göre açısal momentumun korunması gerektiğinden, atmosfer yavaşlarken gezegenin katı kısmı —yani Dünya— daha hızlı dönüyor. Ayrıca Dünya’nın sıvı çekirdeğinin yavaşlaması, dış katmanların hızlanmasına yol açıyor.