Şeyma Subaşı: Acun her kadını etkiler
Bazı insanlar merak edilir. Hem de çok. Tıpkı Şeyma Subaşı gibi. İyi ya da kötü; herkes onu konuşuyor. Kıskananı da özeneni de onu konuşuyor. İdol olarak belirleyeni de öfkeyle ateş püsküreni de onu konuşuyor. Seven de sevmeyen de konuşuyor.
Kendisinin de dediği gibi aslında hayatının en ‘top’ dönemini yaşıyor. Takipçileri K’ları aşalı çok oldu. Var Mısın Yok Musun? yarışması ile başlayan hikaye, insana ‘nereden nereye’ dedirtiyor. İçinde aşk var, tutku var, can kırıkları var, gözyaşı var, mutluluk var. Ufukta ise Acun Ilıcalı ile evlilik... Hikayeye böylesine ortak olduysak, karıştıysak, tartıştıysak, artık başrolü tanımanın zamanı geldi de geçiyor... Hayatınıza Instagram’dan dahil olan pek çok kişi, ne kadar şanslı bir kadın diye düşünüyor. Siz şanslı olduğunuzu düşünüyor musunuz? Ben hayatta yaşadığım her şeyde, kötü şeyde bile güzel bir yan bulup şükretmesini bilen bir insanım. Hep öyle büyüdüm, öyle yetiştirildim. O kötü anda bile bardağın dolu tarafından bakıp iyi tarafından görmeye çalışmışımdır. İmkanlarım ve yaşadıklarım dolayısıyla elbette şanslıyım ama materyalist açıdan bakmıyorum ben şans olayına. Onu aldım ne kadar şanslıyım, oraya gittim ne kadar şanslıyım diye düşünmüyorum; benim şansı yakaladığım konular bambaşka şeyler. ‘Ne kadar iyi bir arkadaşım var, ne kadar şanslıyım’ diyebiliyorum mesela. Şu anki imkanlarım ise bana şanslıyım değil, şükürler olsun dedirtiyor.
Bu sıralar nasıl bir ruh hali içindesiniz? Bu sıralar bence ben en top dönemimdeyim. 27 yaşındayım, her yaşım ayrı bir güzeldi, ama şu an bir başka. Yarın ne olacak bilmiyorum, ölecek miyiz kalacak mıyız onu da bilmiyorum, ama şunu net olarak söyleyebilirim ki, son 2-3 yıldır en mutlu olduğum dönemdeyim. Kendiyle her zaman barışık bir insan oldum, şimdi bunu bir 10 katına çıkardım. Şu anda bir özgüven mi desem, güzel bir enerji mi desem, farklı bir şey içerisindeyim. İçimden böyle pembe pembe kalpler uçuşuyor. Evlilik yakın, tabii onun da etkisi vardır... Biz evlenmeye bir sene önce karar vermiştik, bu eylül ayında evleniriz diye konuşmuştuk aslında ama ben bunu yeni duyuruyor oldum. Nasıl bir düğün hayal ediyorsunuz? Hiçbir zaman evlilik odaklı bir insan olmadım. Evliliği çok fazla hayal etmedim. Bana ilk kez gelinlik denerken nasıl bir gelinlik hayal ettiğimi sorduklarında, hiç gelinlik hayal etmediğimi fark ettim. Acun’dan önce de o hayallere hiç girmedim, giremedim. Belki yengeç burcuyum, olmalıydı, arkadaşlarımın hepsinin de vardı ama benim olmadı. Belki de bana bu hayal kurdurtulmadı. Evlilik kelimesi size ne ifade ediyor, evlilikten bir beklentiniz var mı? Yarın öbür gün ne olacağımız belli olmaz, ama şu anda çok güzel giden bir ilişkim var ve evliliğin bizim hayatımızda hiçbir şeyi değiştirmeyeceğinden eminim. Hani evlenilmesi gerekir ya, öyle bir durum bu. Biz zaten beraberiz, birbirimizi seviyoruz. Tamam neden evlenmeyelim ki olduk. Bana o aşılandı ve o hayalleri kurmaya başladım sonrasında.
İlişkinizi sağlam kılan başka ne gibi dengeler var? Herkesin kendini mutlu ettiği bir şeyler var, onun PlayStation’ı var, benim arkadaşlarımla kahve keyfim var. Kendi alanlarımıza çok saygı duyarız, o bölüme girmeyiz. Zaten insan kendi mutlu ise karşısındakini de mutlu ediyor. Ben mutlu olduğum zaman Acun’u yükseltiyorum, down halinde bile bir şekilde onu mutlu ediyorum. O da ben mutsuzken beni yükseltir. Aramızda birbirini yükseltmeli bir durum var açıkçası. Beni bir de öyle yerlerde onere eder ki! Bunu kimse çok fazla bilmez ve tahmin bile edemez. Bir de Acun’un yönlendirmelerine çok açıksınız anladığım kadarıyla... Evet ben bir adım atmadan önce Acun’a sorarım hemen. Çünkü benim düşünemediğim şeyleri o çok güzel düşünüyor ve görüyor. Benim için en iyisini düşündüğünü biliyorum. Bana şunu giyme diyorsa, doğrusu odur. Diyor mu? Acun etek giymemi pek istemez, rahatsız olur. Yazlık yerlerde bir sıkıntı yok. Arada bazı kıyafetler için uyardığı tabii ki de oluyor, ‘Buna ne gerek var, çıkar istersen’ diye. Bazen öf dediğim olsa da onu dinliyorum, kabul ediyorum, hak veriyorum. Çok genç anne oldunuz. Bilinçli bir karar mıydı? Hayır değildi. 22 yaşında hamile kaldım, 23 yaşında anne oldum. Bir de normal doğum yaptım. Şu anda daha cesaretsizim. O zaman Allah bana nasıl cesaret vermişse... Melisa’yı ne anneme ne dadıya kimseye yıkatmadım bile. Ful ben ilgilendim. Rahat bir anneyim. Ağladı diye panik olmadım hiç. O da çok rahat bir bebekti.
Melisa’nın babayla ilişkisi ne boyutta? Babasıyla şu an ilişkileri mükemmel. Ablalarına da bayılıyor. Onları çok seviyor ve hep görüşmek istiyor, babası da olabildiğince görüştürüyor. Sevgi dolu bir çocuk. Her göz önünde olan insan gibi siz de eleştiriliyorsunuz. Ellerinde güzel nedenleri de var üstelik. Mutlaka kırıldığınız, üzüldüğünüz zamanlar olmuştur. Nasıl üstesinden geldiniz tüm bunların? Diyorum ya, bardağın dolu tarafından bakmak lazım hep. En kötü anda bile onu bir şekilde döndürüp; şöyle düşün böyle, düşün diyorum ben kendime. Bir kere cinnet geçirdiğim bir an olmuştu, hatta ondan sonra saçma sapan bir yazı yazmıştım Instagram’da. Düşünsene ilişkinle ilgili bir açıklama yapsan dert yapmasan dert. Yapsam daha kötü olacaktı, gerçi bundan daha kötü nasıl olunurdu bilmiyorum. Ne diyecektim; ben suçsuzum, ben böyle yapmadım, iftira atıyorsunuz mu diyeyim. Bu, sözle anlatılacak bir şey değildi. Sonrasında, sen izleyen ve cevap veren değil, sen izleten ol dedim kendime, öyle de oldum.
Hülya Avşar’ın programında Acun’un açıklamaları çarpıcıydı. Sizi ikna edenin o olduğuna özellikle değindi. Siz onun size aşık olma şekline aşık olmuş olabilir misiniz? Evet doğru, ama Acun da aşık olunmayacak insan değil. Acun her kadını etkiler. Çok mu aşıksınız? Gerçekten, evet aşığım. Göze aldığım şeyler, bana atılan iftiralar, yediğim laflar, sözler... Onları kabul ettim ya demek ki çok aşıkmışım. Zaten o da öyle diyor. Biz iki senedir doğru düzgün, aynı evde bulunarak bir ilişki yaşıyoruz. Bu böyle gelişti; biz bunu yaşayan ilk kadın ve erkek değiliz, son da biz olmayacağız. Evet birbirimize aşık olduk ve devam ettik. Gerçek aşk olduğu zaman, kolay kolay bitemiyor. Aileniz olayı nasıl karşıladı? İlk önce şok oldular tabii. Belki tahmin ediyorlardı, çünkü Acun bizim eve gelip gidiyordu, beraber akşam yemeklerimiz olurdu. Anlamıyor ve kondurmuyordu babam tabii. Annem belki biraz anlıyordu. Babam 1.5 sene sonra gazeteden öğrendi durumu. İlk önce ablamla konuştuk o konuşsun diye, sonra Acun babamla konuştu.Her şeye sahip görünen genç kadın. Hayattan ne istiyorsunuz? Ben bu sahip olduğum şeylerin hiçbirinin hayalini kurmadım. Şu arabam olsun, şu evim olsun, şu alışverişi yapalım, şu çantayı alayım diye düşünmedim. Neyse o oldu. Öyle gelişti ve oldu. Peki ya çocuk hayali? Üç çocuk istiyorum. Çok çocuk olsun, ben hala spor yapıyor olayım, genç bir anne olayım, güzel bir fiziğim olsun, hep beraber büyüyelim. Kalabalık aile en güzel şey. Uyansanız ve her şey bir rüya olsa. Nasıl devam ederdiniz hayatınıza? Hedefleriniz neler olurdu? O da çok güzel olabilirdi. ‘Hadi bakalım’ diye yeni bir şeye başlardım. Bilmiyorum her şey o kadar güzel, akışında gelişti ki... Hayallerim olup da böyle olmadı. Belki yine hayallerim olmazdı.
Bekliyor muydunuz Instagram’da bu kadar ilgi görmeyi? Yok, hayır. O da akışında gelişti. Bunu anlatmalıyım bence; geçen gün Yunanistan’da bir çift ATV ile geliyordu. Bizi görüp indiler ve yanımıza doğru koşmaya bayladılar. Acun’a ‘sence sana mı bana mı?’ dedim. Bana, Şeyma Hanım ‘fotoğraf çektirebilir miyiz?’ dediler. Dışarıda, gerçek hayatta olumlu tepkiler görmek bence çok daha güzel. Siz olsanız kendinize ne sorardınız? Ben olsam Şeyma ile Acun’un ilişkisinin nasıl başladığını, nasıl devam ettiğini, hamilelik döneminde ne olduğunu filan çok merak ederdim. Ama Acun bunun sadece bir kısmını açıkladı. Düşün ki bilinmeyen başka açılardan olaylar da var. Herkes kendine göre haklı. Yaşayan bilir.Fiziğiniz ve stiliniz pek çok kadından önde olmanızın destek ayakları gibi görünüyor. Güzel kadın olmanın bu anlamda hissettirdiği nedir? Benim bence bir senedir tam oturdu stilim. Hep çevremde iyi giyinen kız olmuşumdur. Şunu asla giymiyorum dediğim bir şey yok ama eskiden giysem de şimdi siyah düz kalem etek giymem. Hiç tarzım değil. Siyah dapdar elbise de giymiyorum. Çabasız şıklığı seviyorum. Güzellik konusunda ise kendimi çok güzel bulan bir insan değilim ama istediğim zaman ilgi çekmesini bilen bir insanım. Size estetik mucizesi diyorlar... Ben bile Var Mısın Yok Musun? yarışmasındaki halimi görünce, nasıl bu kadar değiştim, ben ne oldu da bu hale geldim diyorum açıkçası. Ama dudağım dışında estetiğim yok. Kaşımı bile aldırmıyorum. Acun diyor ki, çok kilo verdin ve yüzün oturdu. Dolgu da yaptırmadım. Ama cildime çok iyi bakıyorum. Sabah akşam cildimi temizliyorum. C vitamini kullanıyorum. Onarıcı bakım kremlerim var. Bol su içiyorum, alkol kullanmıyorum, spor yapıyorum. Stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Eklektik. Bir anda rock’n’roll kızı oluyorum, bir anda pembe etekli kız bir anda dapdar elbiseli kadın. Düğünümde de biraz böyle olacak. Beklenti çok yüksek. Ama beklentiyi bu kadar yüksek tutmayın, çok da bir şey olmayacak. Heyecanlı mısınız? Değildim ama listeyi yapmaya başladığımızdan beri heyecanlıyım. Ama biliyorum ki bizim hayatımızda evlilik hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Hiç!