Beşiktaş'ın en korkagı Şenol Güneş ti....

Alkışlar Hasan Ali’ye (Ali Ece)

 

Şenol Güneş’in ilk 11’i çelişkilerle doluydu. O ilk 11 ilk yarıda 71 top kaybı yaptı. Oğuzhan bir kez daha 10 numarada asıl yeri 8’in yarısı kadar bile verimli oynayamazken Beşiktaş ilk yarıda Llajiç’i çok aradı. İlk yarıda oyun üstünlüğünü kuran Benzia faktörüyle ev sahibi ekip oldu.

 










 












 








 

 

Fenerbahçe’de Hasan Ali sarı lacivertli formayla açık ara en iyi 45 dakikasını oynadı ama direkten dönen topta şanssızdı. Beşiktaş ise Babel sahada olduğu için çok şanslıydı: Hollandalı forvet, ligimizin yetenek ortalamasına oranla çok başka seviyede olduğunu bir kez daha kanıtlayan muhteşem bir gole imza attı.

 









 




 









 








Oğuzhan vasattı (Ali Ece)

 

Reyes-Neustadter birbirini tamamlayan bir stoper ikilisi değil, golde Babel’e bu kadar vuruş açısı bırakmaları pahalıya patladı. İkinci yarıda Elmas oyuna dahil olduktan sonra Fenerbahçe oyun üstünlüğünü tekrar eline geçirdi. Oğuzhan ilk yarıdakinden bile daha kötü oynadı. Hasan Ali ise çok iyi performansını süper bir asistle süsledi.

 









 





 










 








Gecenin sorusu (Ali Ece)

 

Şenol Güneş hoca 1 puanı hedefleyerek mi bu ilk 11’i sahaya sürdü? Öyleyse neden 1 puan değilse neden bu ilk 11?

 









 




 









 








Maçın starı (Ali Ece)

 

Hasan Ali.

 









 





 










 








Maçın olayı (Ali Ece)

 

Başta ben birçok kişinin yaptığı eleştirilerden sonra Hasan Ali’nin Roberto Carlosvari bir performans sergilemesi.

 









 




 









 








Kısa mesaj (Ali Ece)

 

İki takım da ideal 11’ini bulamadı.

 









 





 










 








Pozisyonsuz ve heyecansız (Erman Özgür)

 

Maçın başında tedirgin olması beklenen Fenerbahçe ancak tedirgin olan taraf Beşiktaş’tı. Fenerbahçe’nin oyunu kurdurmamak adına önde yaptığı pres Beşiktaş’lı oyuncuların düşük tempolu halleriyle birleşince etkili oldu. Bu düşük tempo Fenerbahçe’ye az sayıda da olsa pozisyon getirdi ama Aatif ve Ayew beceriksiz, Hasan Ali ise şanssızdı.

 









 




 









 








 

 

Beşiktaş tarafında ise santrfor tercih edilen Babel oyun olarak kötü ilk yarının 0 pozisyonlu hikayesini attığı gol ile Beşiktaş için iyiye çevirmeyi başardı. 2. yarı Beşiktaş’ın pas kalitesini arttırmasına rağmen pozisyona girmek ya da daha doğrusu girmemek için adeta nazlanması ile başladı.

 









 





 










 








 

 

Fenerbahçe’de ise düşük dirence rağmen oyunu bırakmayan oyunculardan Hasan Ali kendi denemelerinden sonuç çıkmayınca bu kez güzel bir asistle Ayew’e golü attırıp Fenerbahçe’yi yeniden maça ortak etti. Son dakikalar genelde oyuna Beşiktaş’ın hakim olmasına rağmen iki taraf içinde pozisyonsuz ve heyecansız geçti.

 









 




 









 








Gecenin sorusu (Erman Özgür)

 

Bu puan kimin için iyi? İç sahada oynamasına rağmen son maçlardaki kötü oyun ve sonuçlar düşünüldüğünde 1 puan özellikle Fenerbahçe için hem Cocu’yu hem de günü kurtardı.

 









 





 










 








Maçın starı (Erman Özgür)

 

Hasan Ali maç boyunca yaptığı çıkışlar, attığı şutlar ve asist ile bir sol kenar oyuncusunun verebileceği katkının çok üstünde bir performans sergiledi.

 









 




 









 








Maçın olayı (Erman Özgür)

 

Beşiktaş’ın bu kadar özgüveni eksik Fenerbahçe’ye karşı oynadığı ürkek oyun, öne geçmesine ve oyunu kontrol etmesine rağmen kazanamaması gecenin olayıydı.

 









 





 










 








Kısa mesaj (Erman Özgür)

 

Beşiktaş sezon boyunca hiçbir derbide bu Fenerbahçe’den daha hazırlıksız bir takım yakalayamaz.

 









 




 









 








Maçı değil ama zaman kazandılar (Cem Dizdar)

 

Sıkıntılı iki takım. Biri çalıştığı oyununu oturtamamış Fenerbahçe, diğeri kaybettiği oyuncular nedeniyle oyunu bozulmuş Beşiktaş. İlk devre oyunu akıtma konusunda Fenerbahçe bir parça önde göründü.

 









 





 










 








 

 

Lakin Aatif, Ayew yakalananları gol yapamayınca maçın hikayesi bir türlü Cocu’nun eline geçemedi. Daha sakin kalan, Atiba’nın kaptıklarını set oynamadan hücuma aktaran Beşiktaş ise pozisyon buldu ancak gol beklemediği yerden geldi. O golü yerleşik savunmadaki Fenerbahçe yemedi diyeceğim ama onlar yedi!

 









 




 









 








 

 

Sektirdiler ve sekeni alamayınca şutör Babel tek başına golü yaptı. İkinci devre maçın Fenerbahçe’ye geçer gibi olduğunda Şenol Güneş 70’lerde Larin/Ljajic değişikliği yaptığı anda Hasan Ali/Ayew işbirliğinde golün gelmesi hesapta olmayan bir durum olsa gerek.

 









 





 










 








 

 

İki takım da yoğun gerginlik altında çıktıkları maçtan diğerlerinin puan kaybettiği haftada ‘zaman kazanmış’ olarak çıktı.

 









 




 









 








Gecenin sorusu (Cem Dizdar)

 

Küfür etmeden sevinmek, kızdırmak ya da protesto etmek mümkün değil mi gerçekten? Ayıp, günah, mahcup olmak diye bir şey yok mu? Bu kültürle mücadele etmeden yaşam ya da oyun gelişir mi?

 









 





 










 








Maçın starı (Cem Dizdar)

 

Kuşkusuz ki, Atiba ve Hasan Ali. Hele ki, Atiba. İkisi de takımları için yapması gereken her şeyi yaptı. Ardından kritik kurtarışlarıyla maçı Beşiktaş’ta tutan Karius.

 









 




 









 








Maçın olayı (Cem Dizdar)

 

Futbol sade ve çabuk oynanan bir oyundur. Örneğin; 75. dakikada Harun’un eliyle kurduğu oyunda Valbuena’nın topu Karius’a teslim ettiği pozisyon. Olabilirdi, olmadı.

 









 





 










 








Kısa mesaj (Cem Dizdar)

 

Skoru yetersiz görünse de tempo arayışı açısından iyi maçtı. Ancak iki takıma da bu kadarı yetmez. Bu kadar harcama ve ilgiye daha fazlası gerek.

 









 




 









 








Bu nasıl derbi? (Serkan Akcan)

 

Sahada futbol adına büyük bir yavanlık, 1 puana oynamadan razı iki hoca, pas hataları ve top kayıplarıyla gözleri kanatan 22 futbolcu vardı. Uzun zamandır böyle kalitesiz futbolun oynandığı bir derbiizlememiştim. Şenol Güneş, Kadıköy’de Babel’i santrfor başlattı.

 









 





 










 








 

 

Beşiktaş kötü oynadığı bir ilk yarıda, santrforunu ceza sahasına sokmadan 1-0 öne geçti. Beşiktaş baskıyı yedikçe pas kalitesi bozuldu, oyun ezberinden uzaklaştı. Ama Fenerbahçe’nin stoperleri de ön liberoları da lokum gibiydi, yumuşacık. Rakibi ısırma yok, fiziksel temas yok. Bu kanıksanan bir durum. Babel’in golü bu gerçeği bir kez daha ortaya koydu.

 









 




 









 








 

 

Beşiktaş’ın en kötü oynadığı anda şişirilen bir topla tabelayı değiştirmesi çok şaşırtıcıydı. Beşiktaş bu kadar kötü oynarken Fenerbahçe de silip süpürmedi. Hasan Ali dışında ekstra oynayan kimse yoktu. Üstelik Fenerbahçe’nin Şener diye bir sağ beki yok, Şener diye bir sorunu var. Pas hataları, top kayıpları ve kademe hataları tahammül sınırlarını zorlayacak kadardı.

 









 





 










 








Gecenin sorusu (Serkan Akcan)

 

Isla, Şener’den ne kadar kötü oynayabilir ki? Cocu bu soruyu kendisine sürekli sormalı.

 









 




 









 








Maçın starı (Serkan Akcan)

 

Sezonun en eleştirilen isimlerinden Hasan Ali dün gece Roberto Carlos gibiydi. 4 şut çekti, 1’i direkte patladı, birini Karius zor çıkardı, üstüne bir de asist yaptı.

 









 





 










 








Maçın olayı (Serkan Akcan)

 

Beşiktaş orta sahasından Tolgay ile Oğuzhan’ın iki dakika içerisinde Benzia’ya iki sarı kartlık faul yapması. Nitekim orta saha direnci yerle bir oldu.

 









 




 









 








Kısa mesaj (Serkan Akcan)

 

Maçın sonucunun zerre önemi yok. Ali Koç ile Fikret Orman’ın yan yana kol kola maçı izlemeleri gecenin en güzel ayrıntısıydı.

 









 





 










 








Rus ruleti... (Mehmet Demirkol)

 

Fenerbahçe’nin en iyi oyuncusu Hasan Ali... Bu, Fenerbahçe’nin kalite çıtasını belirliyor. Beşiktaş’ta ise yoktan gol yapan Babel. Arada kalite farkı var. Bunu kapatmanın yolu ön alan baskısı. Cocu öyle başladı. Beşiktaş da. Stoperlere top aldırmadılar. Uzun vursun istedi. Aslında topu aldırıp sonra baskılasalar pozisyon yaratmak daha kolay olabilirdi. Zira Roman ve Reyes’in ayakları dolaşıyordu.

 









 




 









 








 

 

Güneş’in Oğuzhan- Tolga-Atiba tercihinin Fenerbahçe baskısında pasla çıkmaları açısından sonuç verdiğini söylemek mümkün ama öndeki 4 oyuncunun 3’ünün yerinin değişmesi ön alan alışkanlıklarını belli oranda bozdu. Fenerbahçe’nin ikinci yarı başındaki düşen oyununa üstünlük sağlayamamalarının nedeni bu.

 









 





 










 








 

 

Ve kontrol oyunu maçın yıldızı Hasan Ali’nin şahane ortasında Ayew’e gol imkanı verdi. Sonrasında orta sahayı alamadılar. İki taraf için şeffaf bir orta saha ve sonlara doğru neredeyse Rus ruleti.

 









 




 









 








Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)

 

1-Fenerbahçeli bir çocuk taraftar olsanız seremoniye kimin elini tutup çıkmak için gözyaşı dökersiniz? İsim olarak olmasa da bir yıldız kalitesi eksikliği var. Yani takım yıldız olmalı. 2-Şenol Hoca’nın hayatında Kadıköy’den daha tedbirli olduğu bir yer var mıdır?

 









 





 










 








Maçın starı (Mehmet Demirkol)

 

Hasan Ali... Kariyerinin en iyi maçını oynadı. Fenerbahçe Zagreb bozgunu sonrası aradığı lideri beklemediği bir yerden buldu. Takımını her anlamda ayakta tuttu.

 









 




 









 








Maçın olayı (Mehmet Demirkol)

 

Hasan Ali’nin Ayew’e attığı topu Ganalı’nın değerlendiremeyişi ve attığı şutlar. Merkeze yaklaşarak takımının en iyisi, sahanın en iyilerinden biri oldu.

 









 





 










 








Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)

 

Kadıköy’ün büyüsü sürüyor. Şenol Güneş yine kazanmıyor.

 









 




 









 








Bence penaltı ama... (Deniz Çoban)

 

Aydınus maç planını erken ve kolay kart göstermemek üzerine yapmıştı. Bu plan işine yaradı, belki ters tepmedi ama çok net sarı kartlar da gösterilmemiş oldu. Maçın ilk yarısında Lens, Vida, ve Benzia sarı kart görmeliydi.

 









 





 










 








 

 

48. dakikada Babel sarı kartı daha hak etti. 86’da da Slimani kart görmesi gerekirken pozisyonda faul bile çalınmadı. İkinci yarıda Aydınus kartlarına başvurmaya başladı ve oyunun kontrolünü eline aldı.

 









 




 









 








 

 

 83. dakikada Tolgay rakibini çekince 2. sarı kart beklentileri oldu. Bu oyunun imajını bozacak ısrarlı bir çekme değildi ve çok kısa sürdü. O yüzden bu çekmeye “Sportmenlik dışı” diyemeyiz. Pozisyonda umut vaat eden ataktan da söz edemeyiz. Dolayısıyla ikinci sarı kart olmaz.

 









 





 










 








‘VAR iptal ederdi’ (Deniz Çoban)

 

Maçın en ilginç anı 86. dakikada Ayew-Atiba mücadelesindeki penaltı beklentisiydi. Pozisyonun penaltı olup olmadığına hiç bakmadan şunu söylemek istiyorum.

 









 




 









 








 

 

Penaltı pozisyonundan 15 saniye kadar önce atak başlangıcında Slimani, Vida’ya çok net bir faul yapmıştı. Penaltı kararı çıksa bile öncesindeki bu faulden dolayı VAR yardımıyla penaltı iptal edilecekti. Yine fikrimi merak ediyorsanız ben pozisyonun penaltı olduğunu düşünüyorum.

 









 





 










 








Puanları paylaştılar (Orhan Yıldırım)

 

Haftanın maçında kazanan olmadı. Kartal ilk yarıyı önde kapattı. Fenerbahçe ikinci devre eşitliği buldu. Maçın bitiş düdüğü ile birlikte Caner ikinci sarıdan kırmızı gördü. Fenerbahçe tribünleri Ersun Yanal’ı göreve çağırdı.

 









 




 









 








Babel füzesi (Orhan Yıldırım)

 

Kadıköy’de güzel bir atmosfer vardı. Fenerbahçe daha çok topa sahip olup, gole gitmeyi düşündü. Aatif, Ayew ile iki net pozisyon kaçırdı. Hasan Ali üst direğe takıldı.

 









 





 










 








 

 

Beşiktaş ise önce gol yememe planını uyguladı. Bunu yaparken de, fırsat kolladı. Bir kez de buldu mu affetmedi. Babel yaklaşık 25 metreden topu yan direğe çarptırıp golünü attı. 40’da öne geçen Kartal, devreyi bu skor ile tamamlamasını bildi.

 









 




 









 








En sakin derbi (Orhan Yıldırım)

 

Futbol adına her iki takım da, beklentilerden uzak kaldı. Saha içinde en küçük bir tatsızlık, gerginlik yaşanmadı. Öyle ki, tansiyonu bu kadar yüksek maçta, ilk yarı sarı kart çıkmadı.

 









 





 










 








 

 

Atiba, Tolgay ve Oğuzhan’dan oluşan orta sahaya, Lens ve Q7 kanatlardan etkili destek oldu. Fenerbahçe, Slimani ile topu buluşturamadı. Ayew ile Jailson kalabalık arasında etkisiz kaldı. Arkadan çıkan Hasan Ali ise pozisyon bulan isimdi.

 









 




 









 








Ayew affetmedi (Orhan Yıldırım)

 

İkinci yarı Güneş oyunu kontra atağa çevirdi. Bu da Fenerbahçe’nin işine yaradı. Ev sahibi takım hızlı atağa kalkıp beraberlik için yüklendi. 71’de Hasan Ali’nin ortasında Ayew skora denge getrdi: 1-1.

 









 





 










 








 

 

Bu dakikadan sonra maça gerçek derbi havası geldi. Karşılıklı atak ve gol girişimleri heyecan yarattı. Kaçan goller akıllara yazıldı...

 









 




 









 








Korku galip geldi (Haşim Şahin)

 

“Korku Dağları Bekliyor” un versiyonunu izledik dün akşam resmen. Bu kadar mı korkar birbirinden taraflar, bu kadar mı tavan yapar faul yapmak? Futbol dilenciye döndü ama mücadele ve endişe çuvallara sığmadı resmen.

 









 





 










 








 

 

28 ve 34’te Karius kalite sergiledi. Ama 35’te Atiba’nın hatasında doğan pozisyonda Ayev’in dışarı vurduğu top “Cız” seslerini yükseltti sarı lacivertli taraftarların yüreğinden.

 









 




 









 








 

 

Açıkçası Babel’in golüne kadar yaprak kıpırdamadı futbol ve iki takım adına.

 









 





 










 








 

 

Yetenek böylesine önemli işte. 5 hatta 6 kişi arasında topu alışı, kaleye vuruşu birinci sınıftı bence Hollandalı’nın. Ha, golden önce Mehmet Topal’ın hafif bir uyuklaması da var, bu da başka bir gerçek.

 









 




 









 








 

 

Bir başka gerçek de golü bulan Beşiktaş olsa da nispeten bir şeyler yapmak isteyen, daha çok çırpınan taraf Fenerbahçe’ydi.

 









 





 










 








 

 

Karius “Ben kaliteli kaleciyim” dedi bence bu maçtaki performansıyla. 71’de Hasan Ali’nin ortası öylesine harikaydı ki, Ayev golü yapmasa ayıp olurdu resmen.

 









 




 









 








 

 

Ama gole kadar en az 2 net golü önledi. Hele 74’te Valbuena’nın vuruşunda adeta fotoğraf çektirdi yakışıklı Alman kaleci.

 









 





 










 








 

 

Oyuna denge geldikten sonra iki takım için de geniş alanlar doğdu. Ve iki kalenin önü tehlikeden ötürü mayın tarlasına döndü. Fakat iki takım da (hakkı olanı alarak) başka gol bulamadı ve maç 1-1 sona erdi.

 









 




 









 








 

 

Fenerbahçe’nin iyileri Hasan Ali, Slimani ve Benzia’ydı. Ama Beşiktaş’ın en korkağı da Şenol Güneş’ti bence.

 









 





 










 








 

 

Zira bu kadar eksik ve yaralı Fenerbahçe karşısına Adem Ljajiçsiz Beşiktaş’ı çıkarmanın başka da izahı yoktur.