Erdoğan'dan Deniz Çakır'a çok sert tepki!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Sanatçı Deniz Çakır'ın bir mekanda başörtülü olan genç kadınları sözlü taciz ettiği iddiasıyla ilgili "Adı da sanatçıymış. Peh. Bu ülkenin başörtülü hanımlarına 'Suudi Arabistan'a gidin' demek, faşistliğin dik alasıdır" ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un açıklamalarına da tepki gösteren Erdoğan "Bu mesajı kabullenmemiz, yutmamız mümkün değil." dedi.

Erdoğan'dan Deniz Çakır'a çok sert tepki!
08 Ocak 2019 - 17:29

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan "Bolton'un İsrail'den mesajı kabul etmemiz yutmamız mümkün değildir. Bolton çok ciddi bir yanlış yapmıştır" dedi. Erdoğan konuşmasında ayrıca, "Askeri harekat için hazırlıklarımızı tamamladık. Çok yakında Suriye topraklarındaki terör gruplarını etkisiz hale getirmek için harekete geçeceğiz" diye konuştu.

Oyuncu Deniz Çakır'ın bir mekanda başörtülü olan genç kadınları sözlü taciz ettiği iddiasıyla ilgili de konuşan Erdoğan "Adı da sanatçıymış. Peh. Bu ülkenin başörtülü hanımlarına 'Suudi Arabistan'a gidin' demek, faşistliğin dik alasıdır" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Meclis'te de saflar netleşmiştir. Bir yandan AK Parti ve onunla ülkenin, devletin bekası konusunda birlikte yol yürüyen MHP ile yerli milli duruş sahibi kesimler vardır. Diğer yanda ise ana muhalefet ve artık onunla aynı yolda yürüdüğü aşikar bölücü örgütün güdümündeki parti gibi partiler vardır.

AÇIKLAMADIĞIMIZ 6 İL KALDI



Şu ana kadar açıklamadığımız 6 ile veya büyükşehir adayımız kaldı. Bu hafta sonu, Trabzon, Kocaeli ve Sakarya'ya giderek milletimizin huzuruna adaylarımızı çıkartacağız.



MHP ile belediye başkanlığı seçimlerinde yapacağımız işbirliğinin de hayırlı neticelere vesile olmasını diliyorum.

KİMSE 'BEN' DİYE HAREKET ETMESİN



Yapmış olduğumuz bu ittifak konusunda her şeyden önce tüm teşkilatlarımızın, partimizin MYK'sının, MKYK'sının almış olduğu kararlara saygı duyulmasını özellikle rica ediyorum. Bizler olayları enine boyuna istişaresini yapıyor ve kararımızı da ona göre veriyoruz. Bizler bu yürüyüş esnasında hep Cumhur İttifakı olarak kazanmaya karar vermiş bir davayız. Bunun böyle bilmenizi istiyorum. Kimse kalkıp 'Ben' diye hareket etmesin. Burada 'Biz' var.

Karşımızda malum, sayın Bahçeli'nin ifadesiyle 'zillet', benim ifademle 'illet' ittifakı var. Bugün Türk siyasetinin en önemli sorunu ana muhalefettir. Sorun ana muhalefetin iktidara talip bir siyasi organizasyon gibi değil de marjinal bir örgüt gibi davranıyor olmasıdır. Yerli ve milli duruş sahibi CHP'lileri tenzih ederek söylüyorum ki, bugün CHP yönetimi, Cumhuriyetçilikle de, Halkçılıkla da uzaktan yakından ilgisi olmayan bir zihniyetin eline geçmiştir. CHP adına konuşan bir takım isimlerin yaptıklarına baktığımızda kimi zaman acı acı gülümsüyor, kimi zaman öfkeleniyoruz. Sıkıntının asıl kaynağı bu partinin başındaki zattır.



Koltuğunu riske atmamak için Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmaya cesaret edemedi, edemez. Kendisine karşı açtığımız davaları, tazminatların haddi hesabı yok. Onaylanıp daha gelecek olanlar da var o ayrı. CHP'nin başındaki zatın ve kimi belediye başkanlarının içlerindeki Bizans aşkı bir başka dikkat çeken olay. Gezi olaylarında 'Zulüm 1453'te başladı' sloganı yazılmıştır.

EDİRNE BELEDİYE BAŞKANI VE EKREM İMAMOĞLU'NA ELEŞTİRİ



CHP'li Edirne Belediye Başkanı'nın astığı afişler konuşuldu. Bizans dönemi ismi ile hazırlanan afişler CHP zihniyetinin yeni bir tezahüründen başka bir şey değildir. Kıbrıs Türkü'nün yüzünün tahrip edilmesi de ayrı bir garabettir. Bunların İstanbul adayının Kıbrıs'la ilgili heykele Türklerin katledilmesini savunan Rum lideri koyması da aynı zihniyettir.

DENİZ ÇAKIR'A ÇOK SERT TEPKİ



Bu ülkenin meşrebi ve duruşu belli olan Cumhurbaşkanını bira içmeye, Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır. Adı da sanatçıymış. Peh. Bu ülkenin başörtülü hanımlarına 'Suudi Arabistan'a gidin' demek, faşistliğin dik alasıdır. Bu CHP zihniyetidir.



"BOLTON'UN MESAJINI YUTMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"

DEAŞ balonu sayesinde Suriye hızla bu beladan kurtulma sürecine girdi. Bolton’un İsrail’den verdiği mesajı bizim kabullenmemiz, yutmamız mümkün değil. Bunlar bu ülkede benim Kürt vatandaşım kimdir, PKK, YPG kimdir herhalde tanımıyor.

PKK terör örgütü benim Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz. Amerika eğer bunları Kürt kardeşlerimiz olarak değerlendiriyorsa burada çok ciddi bir yanılgı içindeler. Terörist olacak, bunlar Kürt bunlara dokunmayın. Yok öyle bir şey. Teröre yeni bir tarif mi geliştirdiniz. Eğer teröristse gereğini yaparız.

"YANLIŞ YAPMIŞTIR"

Bu konu ile ilgili olarak Bolton yanlış yapmıştır. Kim bu şekilde düşünüyorsa onlar da yanlış içindedir. Suriye’deki terör koridoru içinde yer alanlar gereken dersi alacaklardır. Bizim için YPG, PKK, DEAŞ arasında en ufak bir fark yoktur

Münbiç’te uzun süre ABD tarafından oyalandık, hala oyalanıyoruz. Orada önemli mesafe kat etmiş durumdayız. ABD Başkanı Trump ile 14 Aralık’ta yaptığımız telefon görüşmesi tarihi bir görüşmedir. Trump’a memnuniyetsizliği açık bir dille ifade ettim. Kendisinin bu işbirliğini DEAŞ’ın bu bölgedeki varlığıyla ilişkilendirmesiyle ilgili de Türkiye bin ÖSO ile halledebileceğini ilettim. Trump da zaten Suriye’den çekilme niyeti olduğunu belirtti. DEAŞ bittiğinde ABD’nin Suriye’deki varlığına gerek kalmayacağını söyleyen Trump’a bu konuda her türlü inisiyatifi üstlenme sözü verdim. Bunun ardından da ekiplerimize detayları konuşma talimatı verdim.



"ÇOK YAKINDA HAREKETE GEÇECEĞİZ"

Trump’ın kararlılığı referans noktamız olmaya devam ediyor. Askeri harekat için hazırlıklarımızı tamamladık. YPG içinde adımlarımızı atmaya kararlıyız. Çok yakında Suriye topraklarındaki terör gruplarını etkisiz hale getirmek için harekete geçeceğiz.

Hassasiyetimizi bildikleri halde terör örgütlerinin arkasında duranlara sözümüz vardır. Türkiye her zaman sözünü tutan bir ülke olmuştur, müttefiklerinden de aynı hassasiyeti beklemektedir. Türkiye’nin inisiyatifi arttıkça yeni yalanlar tedavüle sürülmeye başlandı.

Biz canlarını kurtarmak için gelenlere dinini, meşrebini sormadık, sormayız. Şu anda Kobani’den ülkemize gelen 200 bin Kürt kardeşimizi bu ülkede kim barındırıyor mu? Batı mı barındırıyor. Bunu görmeyeceksin geleceksin Kürtleri öldürmeyin diyeceksin. Hangi Kürt öldürüldü, teröristlerden başka.

Geçmişte de aynısını yaptık, bundan sonra da aynısını yapacağız. İnlerine gireriz dedim. Esed yönetimi Suriye’de insanlara baskı yaptığında hepsinin hakkını biz savunduk. Bizim için bölgemizdeki her bin insan bin yıldır aynı suyu içtiğimiz kardeşimizdir.



Türkiye hiçbir yere masum insanları yok etmeye gitmez. Yaşatmaya gider, güven sağlamaya gider. Tek istisnamız terör örgütleridir, teröristlerdir. Nasıl Arap ülkelerinin içinden çıkıyorsa elbette Kürtlerin içinden de teröristler çıkıyor. Elindeki silahı kime yönelttiğine, döktüğü kana bakarak teröristleri masum halktan ayırt ediyoruz.

Bbir eğlence yerinde yılbaşı gecesi onlarca insanı öldüren DEAŞ'lı ile Beşiktaş’ta 46 vatandaşımızı katleden PKK’lı ile arasında bizim gözümüzde fark yoktur Suriye’de Türklerin Kürtleri hedef aldığı yalanı en alçakça, en onursuz iftiradır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum