KKTC’den ayrılmazdan önce Ercan Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında “Hakkımızı, hukukumuzu aramaya devam edeceğiz çünkü çok güçlü bir zeminimiz var. Bu zemin giderek güçleniyor” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin bölgedeki barış ve huzurun anahtar ve teminatı olduğunu söyledi. Tatar, Mart ayında Cenevre’de yer alan benzer formattaki toplantıda mutabakat sağlanan 6 başlıktan olan gençlerle ilgili teknik komite kurulması, çevre konuları ve kültürel mirasa sahip çıkılması konularında birtakım ilerlemeler sağlandığını belirtti. Tatar, geçiş kapıları konusunda ise bir gelişme sağlanamadığını kaydetti. Tatar, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması amacıyla ara bölgede güneş enerjisi santrali kurulması önerisinde de Kıbrıs Rum tarafının üretilen enerjinin tümünün kendi elektrik idaresine verilmesi ve Kıbrıs Türk tarafına Kıbrıs Rum Elektrik İdaresi tarafından verilmesinde ısrarcı olduğuna işaret etti. Tatar, “Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Çünkü bu bir egemenlik meselesidir. Kıbrıs'ta iki taraf var, iki otorite var, iki bölge var, iki devlet var” dedi. Rum kesiminin anlayışının daha iyi anlaşılması için bu örnekleri verdiğini kaydeden Tatar, bazı muhalif çevrelerin “olağan konular için New York’a gitmeye ne gerek var” şeklindeki eleştirilere değinerek “Hak ve hukukumuzu korumak için New York’a gidiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, New York’taki toplantıda ele alınacak konulara ilişkin soruya “Müzakere sürecine geçebilmemiz için mutlak surette direkt uçuş, direkt temas ve direkt ticaret kabul edilmesi gerektiğini, bunların pazarlık unsuru olmadığını söyleyeceğiz” yanıtını verdi. GKRY lideri Hristodoulidis ise 15 Temmuz 1974 darbesinde şehit düşenler için düzenlenen anma töreninin ardından yaptığı açıklamada, New York'a, BM Genel Sekreteri başkanlığında 16 ve 17 Temmuz'da gerçekleştirilecek olan Kıbrıs konulu genişletilmiş toplantıya, müzakerelerin yeniden başlaması için koşullar yaratma hedefiyle gittiğini belirtti. Hristodulidis, Kıbrıs Rum tarafının kırmızı çizgilerinin olduğunu vurguladı ve her türlü Güven Artırıcı Önlemin, Kıbrıs sorununun çözümünün yerine geçemeyeceğini vurguladı. Hristodulidis, esas kırmızıçizginin, Kıbrıs Rum tarafının iki devletli çözümle ilgili, bilinen Türk önerilerine ve pozisyonlarına atıfta bulunan herhangi bir Güven Artırıcı Önlemi tartışmaya istekli olmaması yönünde olduğunu vurguladı. Türkiye için stratejik bir hedef olan Türkiye-AB ilişkilerindeki her türlü gelişmenin Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden geçtiğini vurgulayan Hristodulidis her zaman yaptığı üzere şantaj ve tehdit söylemlerini tekrarladı ve Türkiye’ye AB üyeliği yolunda veto kartını salladı. New York Zirvesi Cumhurbaşkanı Tatar’ın her geçen gün uluslararası boyutta kabul gören tezlerini bir kez daha tekrarlaması ve kayıtlara geçirmesi için önemli bir fırsattır. BM, 60 yıla yakındır görüşülen, başarısız olan, iflas eden federasyon çözüm maskaralığından bıkmış, usanmıştır. Guterres, Crans Montana’da olanları yakından bilmektedir. Cenevre’de Nisan 2021 ve geçtiğimiz Mart ayında gerçekleşen Zirve’de Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna yeniden şahit olmuştur. Kıbrıs sorununda yeni fikirlere ihtiyaç vardır söylemi Guterres’a aittir. Ekim ayında KKTC’de gerçekleşecek seçim sonrasında Tatar’ın ortaya koyduğu ve Anavatan Türkiye’nin desteklediği 2 devletli çözüm BM Güvenlik Konseyi tarafından gündeme alınacaktır. Tatar’ın siyaseti tutmuştur ve ikinci döneminde Kıbrıs Türk halkının önü açıktır; uluslararası toplum içerisinde çoktan hak ettiğimiz yere muhakkak gelinecektir.
YORUMLAR