Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

MİLLETİN ANASINI EYLEMCİ YAPTINIZ

03 Mayıs 2025 - 14:05

Hatırlayacaksınız… Birtek-Sen Başkanı Mehmet Türkmen, Gaziantep’teki işçi eyleminde tutuklanmıştı.
36 gün tutuklu kalıp, ev hapsine alındı.
Malum 1 Mayıs’ta işçi-emekçi bayramını kutlamak üzere sokağa çıktı.
Tabii ki TOMA’larla içli dışlı, gaz yiyerek, yine bir gün sonra serbest bırakılacak şekilde yaklaşık 400 kişi gözaltına alındı.
Oysa AKP değil miydi 1 Mayıs’ı 2008’de Emek ve Dayanışma günü kabul edip, 2009’da resmi tatil ilan eden.
O değil miydi 2009, 2010, 2011 ve 2012’de Taksim Meydan’ında kutlanmasına izin veren.
Hatırlayalım.
AKP döneminde 1 Mayıs kutlamalarının Taksim Meydanı'nda yapılıp yapılamayacağı, yıllar içinde farklı politikalar ve olaylarla şekillendi. Genel olarak, Taksim'in 1 Mayıs kutlamalarına açık olup olmaması, hükümetin politik duruşu, güvenlik endişeleri ve toplumsal muhalefetin baskısı gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterdi.
İktidara geldiği 2002 yılından itibaren, 1 Mayıs kutlamaları Taksim Meydanı'nda genellikle yasaklıydı. Bu dönemdeki kutlamalar, daha çok Kadıköy, Çağlayan gibi alternatif alanlarda gerçekleşti. Taksim, 1977'deki Kanlı 1 Mayıs olayları nedeniyle hassas bir sembolik alan olarak görülüyordu ve hükümet, güvenlik gerekçeleriyle meydanı sıkı kontrol altında tutuyordu. 2004-2006 yıllarında DİSK, KESK, TMMOB ve TTB gibi örgütler Taksim'e yürüme girişimlerinde bulunduysa da polis müdahalesiyle karşılaştılar.
2007 yılında, sendikalar ve sol örgütler, 1977 Kanlı 1 Mayıs'ın 30. yılında Taksim'de kutlama yapma konusunda kararlı bir duruş sergiledi. Bu yıl, polis müdahalesi yoğun oldu; yüzlerce kişi gözaltına alındı ve bir kişi hayatını kaybetti. Ancak bu direniş, kamuoyunda ve uluslararası arenada yankı buldu.
2008'de de Taksim'e yürüyüş girişimleri polis tarafından sert bir şekilde engellendi. Erdoğan'ın "Ayakların başı yönettiği yerde kıyamet kopar" ifadesi, bu dönemde hükümetin Taksim'e yönelik tutumunu yansıtıyordu. Buna rağmen, direnişin kararlılığı hükümeti sıkıştırdı. Nisan 2008'de 1 Mayıs, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kabul edildi ve 2009'da resmi tatil ilan edildi. 2009'da Taksim, sınırlı sayıda katılımcıya açıldı; yaklaşık 10 bin kişi meydanda kutlama yaptı. Bu, Taksim'in yeniden 1 Mayıs alanı olarak kabul edilmesinde önemli bir adımdı.
2010 yılında AKP hükümeti, Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs kutlamalarına resmen açtı. 2010, 2011 ve 2012 yıllarında Taksim'de kitlesel ve coşkulu kutlamalar yapıldı. Bu dönemde herhangi bir ciddi olay yaşanmadı ve Taksim, işçiler ve emekçiler için bir bayram alanı olarak yeniden anlam kazandı. Bu yıllar, AKP'nin Taksim'i açma kararının, hem demokratik açılım politikaları hem de uluslararası baskılarla bağlantılı olduğu bir dönem olarak değerlendirilir.
2013 yılında, Taksim Yayalaştırma Projesi ve Gezi Parkı protestolarının etkisiyle, AKP hükümeti Taksim'i 1 Mayıs kutlamalarına yeniden kapattı. Hükümet, güvenlik gerekçelerini öne sürerek Taksim'i yasakladı ve kutlamalar için Maltepe, Bakırköy gibi alternatif alanlar önerdi. 2013 ve sonrası yıllarda Taksim'e yürümek isteyen gruplar, polis barikatları, biber gazı ve TOMA'larla engellendi. Bu yasaklar, Anayasa Mahkemesi'nin 2023'te Taksim yasağını "hak ihlali" olarak değerlendirmesine rağmen devam etti.
2024 ve 2025 yıllarında da Taksim, 1 Mayıs kutlamalarına kapalı kaldı.
Bu yasaklar, özellikle Gezi Parkı protestolarından sonra sertleşti.
Tartışmalar: Taksim'in 1 Mayıs için sembolik önemi, hem emek hareketi hem de hükümet için bir mücadele alanı haline geldi. Sendikalar, Taksim'in 1977 katliamıyla özdeşleştiğini ve işçilerin hakkı olduğunu savunurken, hükümet güvenlik ve kamu düzeni gerekçelerini öne sürüyor. Anayasa Mahkemesi'nin 2023 kararı, Taksim'in 1 Mayıs için meşru bir alan olduğunu tescilledi, ancak bu karar uygulanmadı.
Yani aslında kutlamaya açtıklarında bayram havasında geçti…
Yasakladıklarındaysa ortalık savaş alanına döndü.
Başa dönüyorum.
Elektronik kelepçeyle evde tutulan sendika başkanı Mehmet Türkmen, bu sene 1 Mayıs eylemine katılamadı haliyle.
Ama onun yerine giden biri vardı… Annesi Ayşe Türkmen.
“40 yıldır aman oğlum, kurban olayım, başına bir iş gelir diyen annemi de meydanlara çıkardınız ya, artık siz düşünün” dedi Mehmet Türkmen.
Annesi Ayşe Türkmen, eline megafonu aldı, “Bir Mehmet Türkmen gider bin Mehmet Türkmen gelir. Benim oğlum hırsız değildir, işçinin fakirin yanındadır. Onu tutukladın ama annesi burada” dedi.
Bunlar gerçekten görülmüş şeyler değil.
Artık evlatlarına “Yapma, etme, başına bir şey gelir” demiyor anne ve babalar. Artık onlarla birlikte eyleme gidiyorlar. Çünkü biliyorlar ki, son kavşaktayız.
Bu ülke ya AKP iktidarından bir erken seçimle kurtulacak ya da başka bir ülke olacak.
MUSTAFA ÖZBEY

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum