PARAMIZ, KİMLİK BİLGİLERİMİZ YETMEDİ GÜLÜŞÜMÜZÜ DE ÇALDILAR

Yıl 2016.
Bakan Mehmet Şimşek bir paylaşım yapar.
Orada der ki; “Emrah Şener’in Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak atanmasından
büyük memnuniyet duyuyorum. Kendisi en iyi ve en parlak ekonomistlerden biridir.”
Sonra ne olur Emrah Şener’e…
Bankalararası Kart Merkezi'nde yolsuzluk zinciri deşifre olur.
Kamu zararının 100 milyon lirayı aştığı belirtilir.
Merkez Bankası'nın eski yöneticileri tutuklanır.
Skandala bakın…
Onların arasında bu parlak ekonomist Emrah Şener de vardır.
Cüzdanınızdan bir 200 Lira çıkarın, Atatürklü banknotumuzun üzerinde Emrah Şener’in
imzasını görürsünüz…
Şaşırdık mı, hayır, artık şaşırmıyoruz.
***
Herkesin kaçma şüphesiyle aylardır cezaevinde tutulduğu bir dönemde kaçma şüphesi
olmadığı için serbest bırakılanların isimlerini okuruz her gün.
Mesela Ünsal Ban…
Halbuki hakkında yurt dışına çıkış yasağı vardır.
Ama Ünsal Ban bu, yolunu bulmak onun işidir.
Yunan pasaportu vardır ve hooop kaçar.
Kimdir Ünsal Ban?
Sedat Peker’in ifşalarıyla tanıdığımız, AKP’li vekil Zehra Taşkesenlioğlu’nun eski eşi.
THK Üniversitesi’nin eski rektörü.
Sedat Peker’in kamuoyuna yansıyan açıklamalarında, sermaye piyasasında rüşvet ve nüfuz ticareti
yapıldığı öne sürülmüştü; bu ağın içinde Ban’ın da adı geçiyordu.
Ardından kişisel verilerin hukuka aykırı paylaşılması, tehdit ve şantaj suçlamalarıyla Ünsal Ban
gözaltına alındı. Aynı yıl Muğla’nın Fethiye ilçesinde yasa dışı yollarla yurt dışına çıkmaya
çalışırken yakalandı ve tutuklandı.

Ünsal Ban, eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile bazı
şirketlerin sermaye artırımına ilişkin olarak rüşvet iddialarıyla gündeme gelmişti.
Serbest kalınca kaçıverdi.
Şaşırdık mı, yooo, niye şaşıralım.
***
Uyuşturucu bağımlısı ve torbacı olan Mıhyeddin Yakışır, ortaokul mezunu…
Ama adeta ‘Yetenekli Bay Mıhyeddin’
Ortaokul mezunu haliyle tüm akademiyi ele geçirmişti. Çete yöneticileriyle birlikte hukuk,
mühendislik diplomaları dağıtmıştı.
Skandallar ortaya çıktıkça yenilerini öğreniyorduk.
Torbacı Mıhyeddin kendisine bir de Narkotik Şube Müdürü kimliği bastırmıştı, iyi mi?
Türkiye gündemini uzun süredir meşgul eden “sahte diploma” skandalında yeni bir gelişme
yaşandı. Tutuklu yargılanırken serbest bırakılan beş sanıktan ikisinin, haklarında yeniden
tutuklama kararı verilmesinin ardından yurt dışına kaçtığı öne sürüldü.
Gazeteci Murat Ağırel’in aktardığı bilgilere göre, örgüt yöneticisi oldukları iddia edilen Ziya
Kadiroğlu ve Mıhyeddin Yakışır, serbest bırakıldıktan sonra kısa süre içinde Türkiye’den
ayrıldı. Üç gün sonra mahkemenin yeniden tutuklama kararı verdiği sanıkların firar ettiği
ortaya çıktı.
Şaşırdık mı, hayır!
***
Oksijen’de okudum. Prof. Selçuk Şirin, Gallup’un uzun bir zamandır ölçtüğü ruh sağlığımızın
raporunu paylaştı. Türkiye’de insanların yüzde 42’si endişeli çıkmış.
Yüzde 57’si strestli.
Yüzde 31’i üzgün.
Yüzde 30’u öfkeli.
Zaten yola çıkın, bir toplu ulaşım aracına girin insanların yüzünden okursunuz bu tabloyu.
Zombi gibi ortalıkta dolaşan, ruhu çekilmiş insanlarla karşılaşırsınız.
Gülmeyen, düşünceli. Belki kirasını nasıl çıkaracağını, çocuğunu nasıl besleyeceğini, nasıl
okutacağını düşünen milyonlar.
Gülmeyen dedim ya, araştırmada bu da ölçülüyor.
Dünyada 144 ülke arasında en az gülen insanlar bizim ülkemizdeymiş.
Dünya ortalamasının yüzde 73 olduğu bu göstergede yüzde yüzde 36 ortalamayla son sırada
yer alıyor. İç savaşın yaşandığı Lübnan da bile bu oran bizden daha iyi durumda.

Ne diyeyim, paramızı çaldınız, pul ettiniz.
Eğitim sistemini değersizleştirdiniz.
Pasaportumuzun imajını bile yerle bir ettiniz.
Adalete güvenimizi sarstınız.
E bir gülüşümüz kalmıştı, onu da gömdünüz.
Yazıklar olsun size…
MUSTAFA ÖZBEY