SIRA MANSUR YAVAŞ'A MI GELDİ?

Artık şaşırmıyoruz değil mi?
Her sabah bir şafak operasyonuna alıştırdı bizi iktidar.
Kimseyi bulamasa sanatçıları alıyor evlerinden.
Sıranın kime geleceği belliydi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bence en güçlü rakibi Mansur Yavaş.
İktidarın muhalefet belediyelerine yönelik yargı operasyonu kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik beklenen hamle geldi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İçişleri Bakanlığı’ndan belediye konserlerine yönelik soruşturma izni istedi.
İlk dalga hatırlayacaksanız 23 Eylül’de yaşandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından düzenlenen tevdii raporunu, MASAK incelemesini, Sayıştay incelemesini ve bilirkişi raporlarını 23 Eylül’de gerçekleştirilen operasyona dayanak gösterdi. Başsavcılık, ABB’nin 32 konser hizmet alımında belediyenin, 154 milyon 453 bin 221 TL zarara uğratıldığını savundu.
Kendisi de bir hukukçu olan Mansur Yavaş, olacakları öngörmüştü.
Olay ortaya çıkar çıkmaz derhal Teftiş Kurulu'na başvurmuş, tek tek soruşturulmasını istemişti. Araştırıldı ve 'kamu zararı olmadığı' yönünde rapor düzenlendi".
ABB başkanı, kamu zararı tespit eden bilirkişi heyetindeki uzmanların "konuyla ilgisi olmadığını" savunmuştu. "Bu rakamı neye göre çıkardıklarını bilmiyoruz."Daha ucuz olabilir miydi? Olabilirdi, bu konudaki tüm özeleştirileri kabul ediyorum” demişti.
Ancak buraya kadar olan biten kimseyi durdurmadı.
ABB’ye yönelik soruşturma tartışması, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep etmesiyle alevlendi.
Mansur Yavaş açıklama yaptı: "Belgeler, dosyalar, hesaplar satır satır incelendi. Sonuç açık ve nettir. Her işlemimiz şeffaftır, her kuruşun kaydı vardır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma yürütmesi için İçişleri Bakanlığı’ndan izin almasına gerek yoktur. Görev sürem boyunca her adımımı hukukun evrensel ilkeleri, demokratik değerler ve kamu vicdanı doğrultusunda attım. Ankara halkının bir kuruşunun, bir imzasının hesabını vermekten hiçbir zaman çekinmedim. Bugün bir kez daha açıkça söylüyorum: Hiçbir iddia, hiçbir girişim; şerefime, itibarımıza ve inandığım değerlere gölge düşüremez. Çünkü ben doğruyu yaptım. Çünkü ben milletimin emanetini namus bildim.”
Haklı olarak hep aynı soruyu soruyor Mansur Yavaş:
Gökçek dönemiyle ilgili soruşturmalar neden yapılmıyor?
“Hakkında onlarca iddia varken, dosya varken, neden kimse kirli kapıya gitmiyor?” sorusu meşru bir sorudur.
Çünkü bizzat Yavaş, Gökçek hakkında yüze yakın suç duyurusunda bulundu. Bunlardan 55'inde bilirkişi raporları üzerinden takipsizlik kararı verildi.
11 dosyada rapor dahi olmadan takipsizlik kararı verildiğini, 11 dosyada ise bürokratlar hakkında iddianame düzenlendiğini yine bizzat Yavaş açıklamıştı.
Dikkat çektiği bir unsur daha vardı: “Ankara'da listelere kayıtlı dört bin bilirkişi olmasına karşın Gökçek ile ilgili şikâyetlerde hep aynı isimler değerlendirme yaptı. En son kamu zararından çıkaran biri de bunlardan biri. Onları aklamak için rapor düzenleyenlerle bizim personelimizi suçlayan kişiler aynı."
Tabii tüm bunların hiçbir önemi yok.
Sıra Yavaş’a geldiyse, ne tasarlandıysa o yaşanacak.
Ama tüm bunların sonunda halkın önüne gelecek bir sandık var.
AKP, eğer sandıktan vazgeçmediyse işte orada kaybedecek.
Bu kadar mağduriyet hiçbir vicdana sığmaz çünkü.
MUSTAFA ÖZBEY