Dünya beşten de küçükmüş

Son bir kaç ayda hatta yıldan beri ABD’ye karşı daha önce hiçbir cumhurbaşkanının, başbakanın, bakanların diyemediği, kurumadığı cümleleri son birkaç aydır Erdoğan ve AKP hükümet yetkilileri kurdu.

Dünya beşten de küçükmüş
21 Şubat 2018 - 18:08
Şaşırdım (!) ABD’ye en çok ziyaret gerçekleştiren Sayın Erdoğan ki, Sayın Erdoğan, İsmet İnönü ile başlayan ABD diyaloglarında ABD’ye en samimi hatta ‘kadim dostumuz’ hitabında bulunan başbakan ve cumhurbaşkanımızdır. Artı gerek AKP kurulmadan, gerek kurulduktan ve seçildikten sonra ve gerekse daha sonraki yıllarda dillerinde en çok zikrettikleri harflerden üçü A, B, D harfleriydi.  Şimdi o ABD’yi başta Erdoğan olmak üzere AKP hükümeti tehdit ediyor, gözdağı veriyordu. Hatta böyle müttefik olmaz olsun, noktasına kadar geldi iş. Dışişleri Bakanımız, ABD’li muhatabı gelmeden, bu görüşmenin ‘ya devam ya tamam’ görüşmesi olacağını vurguladı.  Noktayı ise her zaman ki gibi Erdoğan koydu; “Bunlar hiç Osmanlı tokadı yememiş.” Tabi süper güç ABD’ye karşı yapılan bu duruş, tehdit, hafife alma, dalga geçme milletin çok hoşuna gitti. En yüksek sesten verilen bu mehter, Türkiye’nin genelinde yankılanıyordu. Adeta milletimiz, ‘ABD’ye mecbur değiliz, şimdi ABD düşünsün’ havasına girmişti.   Oysa milletimiz hipnoz edilmişti. Gerçeği değil gösterilmek isteneni görüyordu. Bu hipnoz ortamında Tillerson geldi. Gerçi o gelmeden önce ABD’nin savunma bakanı gelmiş, muhatabı Bakanımız Nurettin Canikli ile görüşmüş, bu görüşme sonrası ABD’nin, YPG’ye silah vermediğini bizzat bizim bakanımız açıklamıştı. Tillerson geldi. Mevkidaşı ile görüştü. Sonra Cumhurbaşkanı ile. Ortada ne Osmanlı tokadı var, ne o tehditler, ne o gözdağları. Hatta ne konuştuklarını resmi kayıtlara bile aldırmadılar. Ve Tillerson gitti. Sonuç; ABD, ülkemizden yükselen tepkilerin hiç birisini kale almamış olacak ki, sıfır taahhüt ile Tillerson geri gitti. Giderken bizim siyasilerden aldığı söz ise “ABD’ye sadakatimiz devam ediyor, müttefikiz ve müttefik kalacağız” manasındaydı. Adını ne koyalım bilmem ama Tillerson ülkemizden ayrılır ayrılmaz bizimkiler yine en yüksek desibelden mehteri vermeye başladılar; “Onlara teslim edilen binlerce kamyon ve uçak dolusu silahlar, verilen eğitimler inkâr edilmesin… Sayın Obama ile defalarca konuştuk. Ama hep aldatıldık. Bir değil, iki değil, üç değil hep aldatıldık…”  “Ey Amerika, terör örgütleri ile iş tutarak nereye varmak istiyorsun? Bu yol karanlıktır, bu yol çıkmaz sokaktır. Silah vermeyi bırak. Verdiğin silahları da söz verdiğiniz üzere topla artık.”  Akıl alır gibi değil. ABD’nin ne mal olduğunu bize değil daha birkaç saat önce burada olan muhatabınıza, mevkidaşınıza neden haykırmadınız? Neden? Neden? Neden? Tabi herkes bu ziyaret sonrası ne olacak, sorusuna cevap arıyor. Birkaç başlıkta ben yazayım; ABD yine IŞİD’e verdiği gibi PYD’ye silah vermeye devam edecek. PYD misyonunu tamamlarsa başka bir üç harfli kurup onu, üstümüze salacak. Bizi, Rusya ile karşı karşıya getirecek. İran ile yakınlaşmamız sekteye uğrayacak. Organize bir kumpasla askerimizi, Suriye Ordusu ile karşı karşıya getirecek. F. Gülen’i vermeyecek. Zarrab ve Halk Bankası üzerinden ülkemizi sıkıştıracak. Netice olarak diyebiliriz ki, iktidar veya muhalefet olsun siyasilerimiz açısından bilmemiz gereken şudur; ülkemiz siyasetçileri için dünya beşten de küçüktür. Dünya demek ABD demektir.



Akın Aydın

YENİ MESAJ GAZETESİ

YORUMLAR

  • 0 Yorum