13. Cuma efsanesinin kökenlerine dair

Ayın 13'ünün cuma gününe denk gelmesi neden uğursuzluk sayılır? Meselenin tarihi kökenlerini sizin için araştırdık.

13. Cuma efsanesinin kökenlerine dair
14 Mart 2020 - 10:00 - Güncelleme: 15 Mart 2020 - 11:30
Mart ayının 13'ü cuma gününe denk geldi bu yıl. Belli bir yaşın üzerindekiler bu gibi durumlarda geceyi muhakkak korku filmi izleyerek geçirirler, ama neden bu durumun uğursuzluk anlamına geldiğini de bilmezler. Filmlere konu alacak denli yaygın bu inanışı sizin için araştırdık.

Her yıl en az bir, bazen üç kez (mesela 2015'te) meydana gelen ve halk arasında 13. Cuma olarak nitelenen durum aslında Batı'ya ait bir inanışın uzantısı. Bizde 13. Cuma olarak adlandırılması ise "Friday the 13th" adlı korku filminin bu şekilde tercüme edilişinden kaynaklı. 

Bir batıl inanç olan 13 sayısının uğursuzluğunun bilimsel adı 'Triskaidekafobi'. Bundan hareketle 13. Cuma için türetilmiş isim ise ' Paraskevidekatriafobi'. Grekçe 'paraskevi'nin anlamı cuma, 'dekatreis'in anlamı ise 13. Tahminen Orta Çağ'dan beri var olan bir batıl inanış bu.  



İsa'nın 'son yemek' ve 'çarmıha gerilişi' hikayelerinden türediği tahmin edilen bu inanışın temelinde son yemekte 13 kişi oluşu etkilşi olmuş gibi duruyor. Ayrıca İsa bir cyuma günü öldü ve bu yüzden cuma günü genel anlamda uğuğrsuz kabul ediliyor Hristiyan inanışında.

Hem 13 hem de cuma uğursuz olarak kabul edilse de 13. Cuma'nın uğursuzluğuna dair somut bir gerekçe yok aslında. En azından 19. yüzyıla gelene dek. İlk kez 1869 tarihli bir Rossini biyografisinde '13' ve 'cuma' aynı cümlede yan yana gelmiş.



Gioachino Rossini (1792-1868)

Henry Sutherland Edwards adı geçen biyografide şöyle yazmış İtalyan bestecinin ölümü hakkında: "Birçok İtalyan gibi cuma günün uğursuz sayardı ve 13'ü de uğursuz bilirdi. Ölümünün Kasım ayında cuma gününe denk gelen 13. günde oluşu dikkate şayandır."



Thomas W. Lawson'ın 1907'de yayımlanan "Friday, the Thirteenth" adlı romanı romanı muhtemelen bu batıl inanışın yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. Romanda batıl inanış sayesinde Wall Street'te panik yaratmaya kalkışan bir borsacının maceraları anlatılıyordu.

Bir başka rivayete göre de bu inanışın temelinde Fransa kralı 4. Philip'in 13 Ekim 1307 Cuma günü yüzlerce Tapınak Şövalyesini tutuklatması yatmaktadır. Ama bu teorinin ancak 20. yüzyılda türetildiğine inanılmaktadır. Birkaç farklı romanda dile getirilen bu iddia görece yenidir.



İlk olarak Maurice Druon'un 1955'te basılan tarihi romanı "The Iron King"de (Demir Kral) bu olaydan bahsedilmektedir. John J. Robinson'ın "Born in Blood: The Lost Secrets of Freemasonry" adlı çalışması (1989) ile Dan Brown'ın "Da Vinci Şifresi" romanında da aynı iddia yer alır. 



Greklerde ise Salı günü  uğursuz kabul edilir, özellikle 13'üne denk gelen Salı. Bunun sebebi İstanbul'un 4. Haçlı seferi ile ele geçirilişinin 1204 yılında 13 Nisan Salı gününe denk gelmesidir. Ayrıca Osmanlı ordusunun İstanbul'u fethi de yine bir salı gününe denk gelmiştir.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum