Afrika'nın etkileri isimlerinden büyük ülkeleri: Cibuti

Coğrafya gerçekten kaderdir. Ankara'dan daha küçük bu ülke, stratejik konumunu kullanabildiği için, kıtanın en önemli ülkeleri ile aynı değeri taşıyor

Afrika'nın etkileri isimlerinden büyük ülkeleri: Cibuti
03 Nisan 2022 - 10:06

Küreselleşme ile her ülkenin tanıdık hissedildiği bir dünyada yaşıyoruz. İsmen tanıdık gelseler bile, kültürel, cazibe ve tanınırlık olarak küreselleşmeden pay alamayan, radar altı uçulan ülkeler, bazen şaşırtıcı olarak keşfetmeye en değer yerler oluyorlar.

Dünyanın gidişatında sinyalleri doğru okumak için bazen unutulan ülkelere bakılması gerekiyor. Onları etkileri, isimlerinden büyük ülkeler olarak adlandırıyorum.

Geçtiğimiz hafta, Covid sonrası ilk yeni ülke gezme şansımı bu kategoride saydığım Cibuti ve Sudan'ı görmek için kullandım. Hem Cibuti hem de Sudan komşu ülkeler olmamakla birlikte Doğu Afrika'da yer alıyor ve genelde her ikisi de siyasi nedenlerden dolayı tanınıyorlar. 

Cibuti, Afrika Boynuzu'nda konumlanmakta. Stratejik önemi hem bölgesel altyapı projelerinde hem de birçok ülkenin askeri varlığı ile açıkça vurgulanıyor... 

1977'de Fransızlardan özgürlüğünü kazandıktan beri tek bir aile tarafından yönetiliyor. 

Ülkenin en dikkat çekici özelliği, ülkenin her köşesinde dev duvarlar ardında uzanan askeri üsler. 

Gerek Yemen Savaşı'na olan fiziki yakınlığı gerek Somali kıyısında korsanlığa karşı operasyon merkezi olması bu kapalı askeri üsleri mantıklı kılıyor. (Aden Körfezi'nin bir kıyısında Yemen diğer yakasında Cibuti yer alıyor. Somali sınırı ise başkent Cibuti'ye 20 kilometre uzaklıkta.) 

Amerikan, Fransız, İtalyan, Japon ve Çin askeri güçleri, kendi modern kalelerini inşa etmiş ve Cibuti hükümetine yüz milyonlarca dolar kira ödüyorlar. Amerika'nın Afrika'daki tek kalıcı askeri üssü burada.

İlginç olan; küresel siyasi çatışmalarına rağmen, Çin ve Amerika korsanlığa karşı askeri iş birliği ve operasyonlarını ortak sürdürüyorlar.

Beklenmedik ortaklıklar bununla bitmiyor. Cibuti bankaları yurt dışından bankacılığa izin vermiyor. Bu sebeple küresel bankacılık sisteminden gizlenmeye çalışan yasa dışı veya ambargolu örgütler ve hatta ülkede faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler gibi uluslararası organizasyonlar aynı finans altyapısını kullanmak durumunda kalıyorlar. 

Ülkeyi satranç tahtası olarak kullan ülkeler bunlarla sınırlı değil. Suudi Arabistan Kızıl Deniz ve Aden Körfezinde kontrol sağlayabilmek için 2016'dan beri kendi üssünü kurmakta. 

Kendi üsleri olmayan İspanya ve Almanya gibi ülkeler ise ittifak üslerini kullanırken, muhtemelen askerlerin dayanma gücünü test eden mahrumiyet koşullarına karşı Kempinski Oteli'ni karargâha çevirmişler.

Rusya ve Hindistan'ın da kendi üslerini kurmak için fırsat kolladıkları söyleniyor. 

Amerikalı askerler, üslerinden sadece ülkenin bozulmamış mercan resiflerine dalmak gibi spesifik aktiviteler için çıkarken, Fransız askerlerini sürekli sokaklarda görmek mümkün. Diğer ordular ise otel ve karargâh dışında ülkedeki varlıklarını hissettirmiyorlar.

Coğrafya gerçekten kaderdir. Ankara'dan daha küçük bu ülke, stratejik konumunu kullanabildiği için, kıtanın en önemli ülkeleri ile aynı değeri taşıyor. Üstelik ülkenin tek özelliği stratejik askeri konumu değil. 

Orta Afrika'ya gönderilen küresel yardımların giriş kapısı da Cibuti. Kıyısı olmayan 110 milyonluk Etiyopya, liman olarak sadece Cibuti'yi kullanmakta.

Altyapı olarak önemi telekomünikasyon için de geçerli. 8 ayrı deniz altı kablo hattı ve bölgenin ilk veri merkezine de ev sahiplik yaparak, bölgesel altyapı için gelecekteki önemini de güvence altına almış durumda... 

Hükümetin Batı dünyasındaki algısı, insan hakları veya demokratik değerler ile bağdaşmamasına rağmen, stratejik öneminden dolayı eleştiriler elverişli bir şekilde unutuluyor.

Halk arasında ekonomi, Orta Doğu'da yaygın olan 'wasta' konsepti ile yürüyor. 'Wasta' Arapça bir şeyin ortasında olma fikrinden geliyor. Tercümesi ise 'bağlantı', 'etki' ve 'torpil' kelimeleri arasında bir anlam içeriyor. 'Wasta' kullanarak hizmet veren birisi, hizmeti karşılığında bir bedel bekliyor. Eğer bir devlet memuru bir vasiyetnameyi işleme alıyor veya polis memuru trafik kurallarını çiğneyen bir şoföre ceza yazmıyorsa, bunun karşılığında bir ücret alması kabullenilmiş bir norm. Başka kültürlerde rüşvet olarak tanımlanabilse de 'wasta' ülkenin işleyişinde ve gelir dağılımında önemli bir temel oluşturuyor. 

Cibuti göç rotası -kendi ülkemizde olduğu gibi- çift yönlü. Cibutililer Suudi Arabistan'a göç eğilimindeyken, Yemenliler ve Somalililer Cibuti'ye sığınıyorlar. 

Ülkede baskın olan dil Fransızca ama Arapça 'da hemen ardından ikinci dil olarak varlığını gösteriyor. Zaten bir milyon nüfuslu ülkenin etnik yapısı Afrikalı ve Arap sentezi...

Erkekler pantolon yerine bacaklarını macawiis adı verilen bir şalla sarıyorlar. Kadınlar ise adına thobe denilen başlarından ayaklarına kadar sardıkları tek parça bir kumaşla örtünüyorlar.

Yerel giyimler bize Afrika'nın inanç yolculuğunu da gösteriyor. 

İslam dinine katılmadan önce Afrika gelenekleri uyarınca erkekler sadece macawiisle, kadınlar da iç giysiler olmadan thobe ile yetiniyor olmalılar. En azından Afrika'nın antik yazıtlarında görülen figürler böyle. Ancak tek dinli kültürlerle tanıştıkça giysilerini de güncellediklerini görüyoruz.

Başkanlık sarayı bahçesi dışında tek bir yeşilliğin olmadığı ıssız topraklarda iki bembeyaz tuz gölü saklanmış. Gökyüzü o kadar sıcak ve yeryüzü o kadar kurak ki; kristal beyaz göllerin üstünde yer yer yürümek mümkün. Nerede yaşadığı ve bu ıssız göle nasıl geldiği anlaşılmayan birkaç genç Cibutili gölden toplayıp paketledikleri tuzları yol üstünde satmaya çalışıyorlar. Bu durumun inanılmaz kalabalık İstanbul otoyollarında yer alan benzer satıcılarla hiçbir ortaklığı yok. Çünkü Tuz Gölü'nü ziyaret ettiğimiz üç buçuk saat boyunca yoldan geçen tek araç biz olmuştuk. 

Muhtemelen sıcak iklimde bakımı kolay ve dayanıklılığı yüksek olması nedeniyle hemen her yerde çelimsiz keçi sürüleri dolaşıyor. Buna rağmen ülkede süt ve peynir yaygın değil. Cumhurbaşkanın damadı süt tozu fabrikası açtığından beri ülkede süt almak sadece expat olarak yaşayan yabancıların ayrıcalığı… 

Perişan gecekondular ile dolu olan şehirde, cami ve etrafındaki yeni yapı inşaatları paralel yaşayan nüfusların sosyo-ekonomik anlamı açısından iyi örnekler. Elbette Türkiye'de ülkede cami açmayı ihmal etmemiş.

Fakat bütün yoksulluklarına rağmen ülkede hırsızlık oranı beklenenin çok altında. 

Ne yazık ki istisnasız hemen her yer plastik ve diğer çöplerle dolu. Cibuti istikrarlı bir ülke olmasına rağmen, çöpten elektrik üretmek için ülkeye yatırımcı gelmemesinin nedeni istikrarsızlık algısı olabilir mi diye düşünmeden geçilmiyor. 

Kim bilir, büyük önemine rağmen Norveç refahına ulaşamamış sakin, dost canlısı Cibutililerin seyyahlar tarafından hatırlanması belki de bu yüzyıl içinde olacaktır. 

Sudan gelecek hafta diyelim mi?
 

T24 Haftalık Yazarı

Mehmet Önal

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum