AKP 19 yaşında: Bilanço ağır...

14 Ağustos 2001’de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 19 yaşına girdi.

AKP 19 yaşında: Bilanço ağır...
13 Ağustos 2020 - 09:59
Kuruluşundan 15 ay sonra iktidara gelen AKP döneminde Türkiye büyük değişimler, başkalaşımlar yaşadı. Ciddi bir deneyim oldu. Bu süreç aşıldığında, Türkiye’nin yeniden yapılanma süreci başladığında her şey daha çarpıcı biçimde görünecek. Zira “alıştıra alıştıra” o kadar çok erozyon yaşandı ki heyelanın boyutu kayboldu.

AKP ile birlikte demokrasinin kendi kendini yok etme kapasitesi de ortaya çıktı. Bunun kitabi bir söylem olmadığı görüldü!

AKP işbaşına geldiğinde Türkiye’ye temel vaatleri şunlardı:

- Meclis’te kaldır parmak indir parmak olmayacak. Milletvekilleri özgürce iradelerini ortaya koyacak.

- AB’ye tam üyelik hedefini gerçekleştirmek için her şey yapılacak.

- Demokratikleşme hedefleri muhalefetle birlikte uygulamaya konacak.

***

Bunları vitrine koyan AKP, daha ilk günden “gitmemek üzere” devlete yerleşmenin adımlarını attı. Yolda sürekli “dönemsel ortak” değiştirdi. AB’ye tam üyeliğin bir devlet politikası olduğunu ilan edip devletin temellerini sarsacak her adımı attı. Bunlara eleştiri gelince yanıt hazırdı:

- Yoksa sen AB’ye karşı mısın?

2007’ye gelindiğinde AKP’nin AB’den alacakları bitmişti! O güne dek AB’ye her konuda çanak tutan AKP, sonrasında kafa tutarak devam etti.

İktidarının ilk 10 yılında HDP’yi siyaset üretimine ortak etti. Sonrasında ise HDP yerine MHP ile yürüme kararı aldı.

Yine iktidarın ilk diliminde her alanda FETÖ ile mukavele etti; devleti köklerinden koparıp FETÖ kadrolarına teslim etti. İkinci dilimde ise iktidarda kalmanın, muhalefete saldırmanın başlıca unsuru şu oldu:

FETÖ ile mücadele!

Ekonomiyi getirdiği nokta şöyle özetlenebilir:

Türkiye’ye 18 yılda dışarıdan 1 trilyon dolar girmesini sağladı, aynı zaman diliminde 3 trilyon dolarlık varlığımızın yurtdışına çıkmasının yolunu açtı.

Küresel sermaye için bundan daha iyi ülke olur mu?

Dış politikada yazılacaklar kaç cilt tutar bilinmez! AKP’den önceki Ecevit hükümetinin düşmesinde, ABD’nin Irak’ı işgal etmesine karşı çıkmasının rolü olduğu bir gerçek. AKP’nin gelişi Irak’ın işgaline paralel yürüdü. Ancak TBMM, 70 bin ABD askerinin işgal koşullarında Türkiye’de konuşlanmasına izin vermedi. O gün Türkiye’ye şu bakış pekişti:

“Bize Türkiye gibi ülkelerde Meclis ve benzeri kurumlar lazım değil. Tek kişiyle muhatap olup her şeyi ondan istemek en iyisi!”

Devamında bugünkü Türkiye’ye geldik.

Geldiğimiz Türkiye’nin yargıdaki görünümü şöyle: Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tüm yapıyı kontrol ediyor. HSK üyelerini, Cumhurbaşkanı, TBMM ve Adalet Bakanlığı seçiyor. Yani HSK’nin üçte birini Recep, üçte birini Tayyip, üçte birini Erdoğan seçiyor. İşte size kuvvetler ayrılığı!

Medya için şunu vurgulamakla yetinelim:

1945 Hitler Almanyası’nda Sovyet tankları Berlin’e girene dek, Alman halkı zaferden zafere koştuklarını sanıyordu. Çünkü medya öyle söylüyordu!

***

AKP’nin ideolojisi ne?

İnternet ansiklopedisi Vikipedi bu sorunun yanıt bölümüne şunları yazmış:

Muhafazakâr, ekonomik liberal, sağ popülist, sosyal muhafazakâr, yeni Osmanlıcı, İslamcı...

Demokrasiyi kullanıp devlete çullanan AKP için ikiyüzlü demek de mümkün değil! Ansiklopedik olarak da görüldüğü gibi daha fazla yüzü var.

AKP iktidarı ile birlikte barıştan demokrasiye, özgürlükten uzlaşmaya kadar kirlenmedik kavram kalmadı. Bütün değerleri kullanıp tükettiler.

19. yılla birlikte yeni bir arayış içindeler. Siyaset zeminini TBMM’den alıp Saray’a taşıdılar. Bu yapının devam edeceği, “iktidar partisinin hiç değişmeyeceği çok partili sistem” oturtmak istiyorlar.

Türkiye, bu dayatmayı kabul etmediğini son yerel seçimlerde gösterdi. Bu iradeyi genel seçimde de ortaya koyacak. Gidiş öyle.

Bu iradeden nasıl bir iktidar çıkacak?

Türkiye’nin gündeminde bu soru var.

Siyasetin bugünkü gündeminde ise şunlar var:

AKP’nin 19 yaş kutlaması...

Mustafa Balbay

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum