"Anne ben nasıl dünyaya geldim?" "Beni leylekler mi getirdi?"

Bu tarz sorular karşısında ebeveynler çocuklarına nasıl cevap vermeli?

"Anne ben nasıl dünyaya geldim?" "Beni leylekler mi getirdi?"
01 Nisan 2016 - 20:58
BEBEKLİK DÖNEMİ (0-2 YAŞ) Çocuğun bu dönemde cinsiyet farklılıkları ve mahremiyeti öğrenmesi beklenir. Cinsiyet rolleri ile özdeşim (kızların anneyi, erkek çocukların babayı taklit etmeleri) kurulur. İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİ (2-6 YAŞ) “İlk çocukluk dönemi” diye adlandırılan evrede cinsellik ve dünyaya nasıl geldiği çocuğun zihnini meşgul eder. Böyle bir durum ana baba ya da diğer aile büyükleri tarafından kaygı kaynağı olarak görülmemeli, sağlıklı bir gelişmenin işareti olarak algılanmalıdır. Çocuğun güvensiz kaynaklardan alacağı bilgi risk oluşturabilir. Onun öğrenme çabalarının desteklenmesi ve soru sorma konusunda yüreklendirilmesi gelişimi için büyük önem taşır. LEYLEK HİKAYESİNİ ANLATMAYIN Bazı çocuklar bu soruyu hiç sormayabilirler. Bu daha çok çocuğun meraklı oluşu, öğrenme isteğinin şiddeti, bilişim teknolojilerine olan ilgisi (TV, internet, telefon vb.), anne babanın birbirlerine ve çocuğa karşı olumlu ya da olumsuz tutum sergilemeleri, yakın çevresinden birinin doğum yapması gibi etkenler çocuğun bu soruyu sormasında rol oynamaktadır. “Anne ben nasıl oldum” sorusu ile karşılaşan ebeveyn, öncelikle bunu sıradan bir soru gibi karşılamalıdır. Verilen cevap yalın ve açık olmalıdır. “Seni leylekler getirdi” diye cevap verilen çocuk, köşeye çekilir ve leyleğin gagasına takılı kundakta olduğunu düşünür. Eğer çocuk önceden böyle bir resim gördüyse, “Leyleğin gagasında çengel yok, ben havada leyleğin gagasında iken ya kundak kayarak düşseydi” diye kaygıya kapılırsa bunun telafisi zordur. NE DEMELİSİNİZ? Çocuğun algılaması, kavrama gücü ve içsel zekası verilecek cevabın içeriğini şekillendirir. Eğer çocuk normal bir gelişim sergiliyorsa, ciddiye alındığı hissettirilerek, algılama düzeyine uygun açık cevap verilmelidir: “Anne ve baba olmak istedik. Birbirimizin karşılıklı sevgisi bunu kolaylaştırdı. İkimizin birer parçası annede bulunan bir yuvada birleşti. Beslendin ve büyüdün, annenin karnında yaşadın. Sonra da doktorun yardımı ile annenin karnından çıktın böylece sen dünyaya geldin.” Bilinçli ebeveynler çocuklarına buna benzer cevaplar verirken, çocuğun duyarlılığını göz önüne almadan, cinsellik ağırlıklı uzun uzun açıklamalar yapan ebeveynler, onun algılama ve anlamlandırma seviyesine bağlı olarak istenmeyen durumlar yaşayabilirler. Çocuğun dünyaya gelmesine ilişkin doyurucu bilgi verilememesi ya da olumsuz tepkiler alınması halinde bir uzman desteğine ihtiyaç duyabilirler. Pedagog Mehmet Aksüt ÇOCUĞUNUZA CİNSELLİĞİ NET BİR DİLLE ANLATIN



Cinsellikle ilgili konular anne- babaların çocuklarıyla konuşmaya en çok çekindikleri konuların başında gelir. Kendimizle, eşimizle bile konuşmaktan çekindiğimiz, yok saydığımız konuları henüz 3 yaşındaki 5 yaşındaki çocuğumuza anlatmak iyice zorlaşır. Çekinir kızarırız, sesimiz titrer, konu değiştiririz, "Git babana(annene) sor" deriz, kaçarız, atarız başımızdan. Peki ne yapmalı, nasıl başlamalı çocuğumuzla cinsel konularda konuşmaya? İlk önce şunu bilmeliyiz; çocuklar cinselliği keşfetmek için, büyükler keyif almak, haz duymak için yaşarlar. Bunu neden mi belirttim? Çocuklar cinsel organlarıyla ilgi sorular sorduklarında ve cinsel bölgelerine dokunduklarında “Ayıp, çek elini” demenize, utanmanıza gerek yok. Onlar “ayıp” bilmezler ama böyle böyle ne yazık ki öğrenirler. Çocukluğun ilk yılları ilk kayıtların yapıldığı ve kimliğin temellerinin oluşturduğu yıllardır. Çocuklara, iyi, kötü, kaka, ayıp, günah dediğimiz tüm durumlar onların cinsellikle ilgili duygularını ve davranışlarını eşleştirmelerine neden olabilir. Cinsel eğitim, çocuk ilk cinsel soruyu sorduğunda başlar. “Anne bu ne?”, “Babam-annem çişini nasıl yapıyor?”, “Ben karnına nasıl girdim, nasıl yemek yedim orada?” gibi… Çocuğunuz size soru sorduğunda doğal bir şekilde, soruyu onun anlayacağı şekilde, basit, yalın ve tamamen bilimsel bir şekilde cevaplamalısınız. Örneğin; kendi cinsel organının adını sorduğunda, vajina, penis demek, çocuğun cinsel gelişimi için önemlidir. Bunu doğal bir ses tonu ve yüz ifadesiyle söylerseniz, çocuğunuz cinselliği doğallaştıracak ve dengeli yaşayacaktır. Cinsel organları lakaplarla, kısaltmalarla ifade etmek, çocuğun bilinçaltında “bu normal ve doğal değil, ayıp” kavramlarını yerleştirir. Çocuklar ilk soruyu sorarlar ve beklerler, eğer doyurucu bir cevap almışlarsa ikinci soruyu sorarlar, sonra üçüncüyü…Eğer soruya kaçamak cevaplar verdiyseniz ya da vermediyseniz belki ikinci şansı da verirler ama ondan sonra soru sormayı bırakırlar. Daha doğrusu size sormayı bırakırlar! Her çocuk cinselliği merak eder, keşfetmek ister. Çocuklar bunun için ilk olarak anne-babalarına sormayı tercih ederler. Anne- babalar sabırla ve rahat bir şekilde sorulara cevap verirse onlardan öğrenmeye devam ederler, diğer türlü ise meraklarını giderecek, öğrenecek bir kanal mutlaka bulurlar. Çocuklar soru sorduğunda “Bana merak ettiklerini sorabilirsin, ne zaman istersen sor” demeniz, kapılarınızı açmanız anlamına gelir. Çocuklar o kapıdan girerler çünkü onlar için bu çok doğal bir konu, siz de doğal davranırsanız onu kazanır ve korursunuz. Çocukları cinsel istismardan korumak, 'hayır' demeyi öğretebilmek için onlarla iletişimi koruyun.Çocuklarıyla konuşan, onları dinleyen anne babalar kendilerini dinletebilirler! Çocuğunuzla cinselliği konuşmak ondaki cinsel duyguları arttırmaz ya da onu sapık yapmaz, tam tersine onu istismardan korur. Onlara mahremiyeti de öğretmek anne babaların görev ve sorumluluk alanındadır. Kendi bedenini tanıyan, bilen ve seven bir çocuk, “HAYIR” diyebilir. Eğer çocuğunuzun kendini korumasını istiyorsanız koruyacağı organları, neden ve nasıl koruyacaklarını, “iyi ve kötü dokunuşu tanımayı onlara öğretmelisiniz. Tüm bunları nasıl yapacağınızı öğrenmek için, kitaplardan ve uzmanlardan destek alabilirsiniz. Çocuklarımızın mutlu ve sağlıklı ilişkileri olsun istiyorsak; kız ve erkek çocuk ayırt etmeden bilgilendirmeliyiz. Nedense çocuklara cinsel eğitim ya da istismar dediğimizde akıllara hep kız çocuklar geliyor. Erkek çocuklara hiçbir şey olmuyormuş gibi ya da kız çocuklarımıza bir şey yapan başkalarının erkek çocuklarıymış gibi! Çocuklara bilgi verirken annenin ve babanın tutarlı konuşması, aynı bilgi doğrultusunda konuşmaları önemlidir. Anne babalar bu konuda konuşulanlarla ilgili birbirlerine bilgi vermelidir. Kız çocuklar babayla, erkek çocuklar anneyle konuşabilir ya da bunun tam tersi de olabilir. Çocuğunuz karşı cinsiyetle ilgili bilgi sorarsa lütfen cevap verin, bu seni ilgilendirmez demeyin, ilgilendirir, karşı cinsiyeti tanıyan bir erkek ya da kız çocuk daha kolay empati kurabilir. Bir ilköğretim okulunda 8. Sınıflara verdiğim bir cinsel sağlık eğitiminde erkek öğrencilerden şöyle bir şey istemiştim; “ Hayal edin, her ay iç çamaşırınızın içinde bir pedle en az 5 gün dolaşıyorsunuz ve bu ped ıslak, ve çoğunlukla karnınız, beliniz ağrıyor, ve bunu 12-13 yaşlarından başlayıp her ay 50’li yaşlarınıza kadar yaşıyorsunuz…. Nasıl bir duygu? Pek çok erkek öğrenci ayağa kalkıp “Hayır, çok iğrenç, dayanamam” gibi şeyler söylemişlerdi… “Kadınlar bunu hep yapıyor ama hem de sizler için, kendileri için, çocuk dünyaya getirebilmek için…”dediğimde ise derin bir sessizlik olmuştu sınıfta… Çocuklarımıza bunları öğretmeliyiz, mutlu olmaları için, kadın ve erkek birbirini daha iyi tanısın, sevsin, kabul etsin diye… Peki nasıl mı? Okuyarak, araştırarak, soru sorarak, belki de ilk önce kendi cinselliğimizle, kendimizle barışarak… Başka yol yok! Sevgiye Kalın

Psikolojik Danışman Dolunay Kadıoğlu



 

YORUMLAR

  • 0 Yorum