Aşk ve cinsellik

Kadınla erkek arasındaki aşk ilişkisi, insan yaşamına dostluğu, sevgiyi, sevinci, gücü, güveni ve yaşamın en değerli varlığı olan çocukları hediye eden eşsiz bir yol arkadaşlığıdır.

Aşk ve cinsellik
31 Temmuz 2019 - 22:02
 Kadınla erkek arasındaki aşk, yaşamın doğal bir akışı olduğu gibi büyük bir derinlik ve kutsallık da içerir. Aşk, ruh, zihin, beden ve duygu birlikteliği ile yaşandığı zaman Allah’ın kullarına verdiği nimetlerin en coşkulusu ve lezzetlisi olarak yaşamı güzelleştirir. Oysaki magazin gazetelerini açtığınızda her sayfasında magazinsel ünü olan veya ünlü olmaya çalışan insanların başlayan ve biten aşklarından söz ediliyor. Aşk kelimesi neredeyse magazin sayfalarının sermayesi haline geldi. Özellikle bu tür aşk haberleri yaz aylarında artıyor. Kadınlar dekolte kıyafetlerle veya minicik bikinilerle vücutlarını teşhir ettikçe alıcıları artıyor ve doğan bu alışverişler gazetelere yeni aşklar olarak yansıtılıyor. Para, şöhret, güzellik bitince veya birbirlerinden bıkıp daha iyisini bulma umudu doğunca aşkları da bitiyor.

 

 

Kadın erkek ilişkisi yaşam için gereklidir ve doğaldır. Kadınla erkek arasındaki ilişki insan neslinin devamını teşvik için, arzu denilen büyük bir çekici güçle zenginleştirilmiştir. Yani arzu aşkın arkasındaki itici güçtür. Kadın erkek ilişkisi çok yönlüdür, en yüce hali ise beğeni ile başlayan fiziksel duyarlık, kalpte sevgiye ulaşan ruhsal bütünlük ve erotik arzunun bir araya gelmesiyle doğar.

 

Kadın erkek ilişkisi yalnızca cinsellikle özdeş tutulur veya maddi çıkarlarla yönlenirse bunun aşkla, kalple hiçbir ilişkisi kalmaz, bu egodan merkezlenen bir duygu haline gelir. Cinsel birliktelikte fiziksel beğeni ve iyi bir tatmin tek hedef görülürse kadın erkek ilişkisi derinliğini ve yüceliğini kaybeder. Böyle bir hedef için evlilik gibi kutsal bir beraberliğe gerek yoktur. Birçok insan para ile satın alarak bile cinselliğe ulaşılabiliyor. Sevgisiz süren ve ruhsal bütünlüğe ulaşamayan her cinsel beraberlik sonrasında insanlar kendilerini başladıkları andan daha yalnız ve daha doyumsuz hissederler.

 

 

Ruhsal boyutu ile birlikte yaşanan cinsellik, insanı göklere yücelten, kanatlandıran bir hafiflik coşku ve sevinç yaratır. Sevgisiz yaşanan cinsellik ise derin bir acı verir, tecavüzden farksızdır. Acısı yüzünün her noktasında okunan kadın hâkim karşısına çıkıp “Şikâyetçiyim Hâkim Bey” demiş.

 

“-Nedir kızım şikâyetin?

-Cinsel tecavüz Hâkim Bey

-Ne zaman oldu bu tecavüz?

-Pazar, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi her gün.

-Kızım ne zamandan beri sürüyor tecavüz?

- Evlendiğimiz günden, gerdek gecesinden beri Hâkim Bey.”

 

Cinsellik tek başına değil, birlikte yaşanan, içtenlikle paylaşılması gereken bir olaydır. Erkekler cinselliği bir güç gösterisi olarak görür ve tek başına yaşarsa, kadın ise cinselliği bir görev olarak kabul edip teslim olursa yaşamın en önemli zevklerinden birisi evden kaybolur, gider. Evlilik sürse bile anlamını yitirir, güzelliği solar, acı verici tekrarlarla süren, sevgiyle değil, korku ve endişelerle yaşanan bir zorunluk haline gelir.

 

Aşk ruhsal bir olaydır ama sadece ruhsal bütünlük ile de insan nesli devam etmez, fiziksel birliktelik gerekir. Ruhsal bütünlük ile zenginleşmeden yaşanan fiziksel birliktelik yalnızca erotik arzunun tatminini hedefleyerek yapılırsa sonu acı, boşluk ve mutsuzluk olur. Yaşamın gerçek sevinci ve mutluluğu için aşkı tüm boyutlarıyla doyasıya yaşamak gerekir.

Öğretim Görevlisi ve Yazar İnal Aydınoğlu

YORUMLAR

  • 0 Yorum