Dilipak: Pazardan bir koç alıp kestiğiniz için arınacağınızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz

Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Kurban Bayramı'nın müslümanlar için tevbe, pişmanlık ve arınma vesilesi olmadıysa boşa geçmiş olacağını söyledi. Dilipak, "Tek başına, pazardan bir koç alıp, Kurban Bayramında kestiğiniz için arınacağınızı sanıyorsanız, yanılırsınız" dedi.

Dilipak: Pazardan bir koç alıp kestiğiniz için arınacağınızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz
13 Ağustos 2019 - 08:21
Dilipak, "4 kurban" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle: 

Bugün bayramın 3. günü. Umarım bugünler bizi Allah’a yaklaştırmıştır ve bayram günleri bizi söz ve eylemimizle mübarek kılmıştır. Eğer bugünler bizim için tevbe, pişmanlık ve arınma vesilesi olmamışsa, boşa geçmiştir. Tek başına, pazardan bir koç alıp, Kurban Bayramında kestiğiniz için arınacağınızı sanıyorsanız, yanılırsınız.

Bugün size “4 kurban”dan söz edeceğim. Hz. Adem’in çocuklarının kurbanı, Hz. İbrahim SAV’in kurbanı, Hz. Musa’nın kavminin kurbanı ve Hz. MuhammedSAV’in kurbanı.

Son’dan başlayacak olursak, kurbanla ilgili ayetler şunlar:

- Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. (Saffat 107)

- Haccı da, Umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman Hacca kadar Umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü Hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin. (Bakara  196)

- (Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “And olsun seni mutlaka öldüreceğim”demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti. (Maide 27) Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâbe’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki adil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir. (Maide 95) Allah; Kâ’be’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı, hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir. (Maide 97)

- “… Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin” (Hac 28) Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kâbe)’dir. (Hac 33) “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık…” (Hac 34) “Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.”“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac 36,37)

- Onlar, inkar edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık. (Fetih 25Dikkat ederseniz Kurbanla ilgili ayetlerde Hac ve umreden, şarta bağlı olarak tıraş ve kefaretten, oruçtan ve sadakadan söz ediliyor ve biz Habil ve Kabil’in kurbanlarından söz ediliyor. Ayetlerde “Allah’ın intikam alacağından” söz ediliyor (Maide 95), Habil-Kabil olayı misal veriliyor.

Ayette Habil Kabil örneğinde bize önemli bir uyarı var: “Allah, (kurbanı) ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” (Maide 27). Birilerinin gösteriş için kestiği ya da günahlarını gizlemek için veya hayır yapıyormuş gibi yaparak haksız bir şekilde elde ettiği mallarını gizlemek, güvenilir biri olmadığı halde çevresinde kendine güven telkin etmek için bu işi yapanların  kurbanlarını kabul etmeyecek. Allah, Resul’üne kurbanı emrederken “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac 37) Burada Hz. Musa zamanında İsrailoğulları kendilerine işaret edilen bir yetime ait sığır yerine hani Allah’a daha güzel ve pahalı bir takdime sunmak istemişlerdi de lanetlenmişlerdi ya, yukarıdaki ayet bir şekli ile ona bir gönderme yapmaktadır. Allah bizden bir ücret, armağan istemiyor, takva istiyor.

Peygamberimiz kurban keserken şu ayetleri okudu: “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim” (En’am 79). “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim / kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah(ın rızası) içindir. O’nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emredildi ve ben Müslümanların ilkiyim.”(En’âm, 6/162-163)

Kurbanla ilgili ayetler, kurbanın nitelikleri yanında kurbanı kesme şekli ve kesenin niyetini de sorgular. İlk örnekte kabul edilen ve edilmeyen kurban örneği var. 2. ÖrnekHz. İbrahim’in kurbanı kabul edilen, mükemmel bir örnek verilir. 3. Örnek Hz. Musa zamanında yaşanır ve orada olumsuz, kabul edilmeyen, lanetlenen bir sapma kınanır. Son örnek Hz. Muhammed SAV dönemi ile ilgili olan ki, diğer örneklerden ders almamız istenir ve Hz. İbrahim’in kurbanı örnek gösterilir. O örnek, Hz. Adem’in, Hz. Musa’nın öğütlediği ve örnek gösterdiği kurban şeklidir ki mükemmeliyet noktası Hz. İbrahim’in kurbanıdır. Orada Hz. Haacer  ve Hz. İsmail örnekliği vardır. Anne, baba, çocuk yanında sürece dahil olan Cebrailvardır. Hz. İsmail kurban edilecekken, gelen kurban Hz. İbrahim, Hz. Haacer, Hz. İsmail ve Hz. Cebrail’in kurbanı olmuştur.

Esasen, Kur’an-ı Kerim’in bize verdiği habere göre “bütün ümmetler”de kurban vardı (Hac 34). Her kurban insanı Allah’a yaklaştırmak, bazı kurbanlar Allah’tan uzaklaştırır da. Bunların ilki Kabil’in yolundan gidenlerin kurbanıdır. Bize haber verilen olumsuz kurbanların  3’üncüsü ise Samiri’nin peşine takılan İsrailoğulları’nın kurbanlarıdır. “Kurbanımız, hayatımız ve ölümümüz hepsi âlemlerin Rabbi Allah(ın rızası) için olmalıdır. O’nun ortağı yoktur.” Kim ki, kendi ya da başkasının hayatını (Velev ki bu herhangi bir canlı olsun), ilahi rıza dışında başka bir şey uğruna vermeye, almaya kalkarsa o şey murdar olur ve lanetlenir. O Allah’a ortak koşulmuş olur. 4 kurban da bize bunu anlatır. Bizi rızaya ulaştıracak bir iş, eğer şeriatın dışında bir gayeye yönelirse bu beraberinde gazabı ve laneti getirir. Malımız, canımız, sevdiklerimiz, Allah yolunda feda olsun, başka bir şey uğruna değil. Ya Rab bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl. Bize dünyada da ahirette de iyilikler ihsan et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Selâm ve dua ile.

YORUMLAR

  • 0 Yorum