Dünya oyuna geliyor 'virüs' hikaye!

Bu nasıl bir "virüs" ki, ekonomileri çökertiyor, şirketlere israf bayrağı çektiriyor. İnsanların sağlığından ziyade ekmeğini, işini elinden alıyor. Evlere hapsettirip, psikolojilerini bozuyor. Sanki ülkeler, bir büyük şirketin şubeleri olmuşlar ve şirket "merkezinin" kararlarını uyguluyorlar. Bu gidişle, ülkeler iflas edecek. Libya moratoryum ilan etti.

Dünya oyuna geliyor 'virüs' hikaye!
17 Mart 2020 - 10:30
Yani borçlarını ödeyemediği için, iflasını dünyaya duyurdu. Borcu, milli gelirini geçmiş Türkiye, farklı mı olur sanıyoruz. Zaten ekonomi bitik haldeydi, "Korona" ile hayat durdu.

Adliyeler dahi kapandı.

Ülkeler, giriş çıkışları kapattı.

Madem bu virüsten ölüm oranı yüzde 2, öyle ise bu sonuçlar nedir. Veremden daha fazla insan ölmesine karşın, ülkler sınırları kapatmadılar. 

Oynanan 'Korona' filmi aslında ne;

Dedik ya ülkeler, nasıl bir şirketin şubeleri gibi hareket ederler. Neden alınan kararları hiç sorgulamadan, denilenleri yapıyorlar. Hani ülkeler bağımsızdılar, hani kendi kararlarını kendiler verirlerdi. 

Gelişmeler hiçte öyle değil.

Çünkü dünyanın para sistemi/ekonomi sistemi tek merkez. Ülkelerde, o merkezin aldığı kararları uygulayan şirketler hükmünde ve bunun adı kapitalizm. Kapitalist sistem, kendini yeniliyor.

Neden yenileme gereği duydu?

Çünkü sistemin motorouna taş kondu. Sistemin motoru dolardı ve bu motor, bozuldu. "Milli Paralarla Ticaret" tezi, sömürü motorounu durdurdu. İşin Türkçesi şu; doların sahipleri, kapitalist sistemi resetliyorlar.

Sonuç alırlar, almazlar, ayrı konu...

Doların sahipleri, "milli Para" tezine karşı, savaş veriyorlar. Aslında işin içinden çıkamadıkları için, köyü yakıyorlar. Yani dünyayı yakıyorlar. Kendilerini "stratejist" görenler, ağızlarına Haydar Baş'ı almadan, olayı izah etmeye çalışıyorlar.

Fakat olay, Baş Hoca'nın "Milli Para" tezine karşı, küreselcilerin geliştirdiği "dijital para" olayıdır. Dolar, aldığı darbe ile bir daha doğrulamayacak. Bu sebeple doların yerine "dijital para" konacak. "Dijital para"nın alt yapısı kimliklere çip gerektiriyordu, bu yapıldı. Fakat insanlara çip takılması, insanlığın tepkisini çekmişti. Sonra işte bu, "korona" filmi gösterime girdi.

Bundan sonra, DSÖ öncülüğünde ülkeler, vatandaşlarının deri altına çip yerleştirmesi kararlarını, bir bir uygulamaya koyacaklar. Buna karşı çıkan ülkeler sistem dışına itilecekler. 

Ülkelerin aldıkları bu kararlara, vatandaşlar uymadıkları taktirde, kuvvet güçleri devreye girecek. 

İnsanları öldürücü  etkisi yüzde 2 olan bir virüs için, ekonomileri öldürücü etkisi yüzde 100 olan "karantina" kararlarını, ülkeler nasıl alırlar. Ülkeleri bu kararları almaya mecbur eden güç nedir?

Umreden dönen insanlar "karantinaya" alındılar. Yaşlı insanlar öğrenci yurtlarına alındılar. Adı "karantina" ama uygulaması, ölüm kamplarına benziyor.

 İsrail'de bir vatandaş karantinayı kabul etmedi, polisler onu bağırta bağırta yerlere yatırdı. Virüsten ölse daha kolay bir ölümdü. Kısacası, kimliği ne olursa olsun, insanlık küreselcilerin ellerinde, çip takılmasında sorun çıkaran "mal" hükmündiler.

Bilim insanları susturulmuş, ülkelerin aşı merkezleri önceden lav edilmiş, Türkiye'de olduğu gibi. DSÖ(Dünya Sağlık Örgütü) adlı örgüt, ilaç şirketlerinin mafya örgütüne dönüşmüş. 

İsrail'de yere yatırılan insana o acıyı çektiren de DSÖ kararları, umre dönüşü "yurt" diye ölüm kampına tıkılan ihtiyarlara o acıyı yaşatan da, aynı DSÖ kararları. NATO'dan sonra en büyük terör-mafya örgütüdür DSÖ...

Ülkeler "karantina" adı altındaki küresel mafya uygulamalarına "HAYIR" demeliler. Tabi ki, elimizi günde 5 defa yıkamak zaten dinimizin emri. Sağlık önlemlerimizi alalım ama filmin etksinde kalıp, ülkeyi yaşanmaz hale getirmeyelim.

Soruyorum ya, virüs mü daha tehlikeli, yoksa alınan karalar mı?

Ülkeler, kendi milli paralarına acilen dönmeli, tek merkezli küresel soygun sisteminden çıkmalı. Prof.Dr. Haydar Baş'ın ekonomi modeli ile ekonomi bağımsızlığına kavuşmalı, insanlarını toplama kamplarında kurtarmalılar.

Bu savaşı küreselciler değil, Haydar Baş kazanacak. Virüs çıktığından beri, bu köşeden, herkesin söylediği şeylerden farklı şeyler söylemeye çalıştım. "Virüs" ile "milli para" arasındaki bağlantıyı hatırlatmak istedim.

Fakat bir çokları, "ya kardeşim siz de, her olay da 'Haydar Baş' hatırlatması yapmazsanız olmuyor mu!" tarzı çıkışlar yaptılar. Adam savaşı görmüyor ki!.. 

Savaşın bir ekonomik savaşı olduğunu anlamıyor ki... 

"Virüs" deyip duruyor. 

"Virüse bak!" oyununa geliyor. "Milli Para" formulüne karşı, "dijital para" oyunu oynandığını, fark edemiyor.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın, küresel soygun düzenine taş koyan, tek Türk oğlu Türk olduğunu, gözlere konan "karantina"dan dolayı hiç görmedi ki... Gözlerde küreselcilerin bağladığı mendil var, "kör ebe" oynuyorlar.

Görülse de, görülmese de, bizler tarihe not düşmek için yazıyoruz: 

Dünya oyuna geliyor 'virüs' hikaye!

Virüs yok mu?

Virüs çok, siz hangisini soruyorsunuz!

Ama bu kadar "tezgah", bir  "Korana" için değil. Ortada "virüs" var ama ABD, kağıdını boyayıp "dolar" diye piyasaya sürdü. Kendi ürettiği virüs için, piyasaya aşı süreceğine, dolar sürüyor. 

Virüs dünyayı kavuruyor, ABD para basıyor. Çünkü yakında ülkelerde şirketler batacak,  gelip işe yarar şirketleri, o dolarlarla  satın alacaklar.

Üretmeyen ülkelerde kıtlık baş gösterecek. Çekirge sürüleri tarımı yok edecek. Karıncalar talayacak, her yeri bir tek yeşil, bırakmayacak. Doğayı bozdular, iklimi bozdular, besinleri bozdular. Her şeyin genetiğini değiştiridiler. Toprağı zehirlediler. Dünyayı cehenneme çevirdiler . Fakat yine de kaybedecekler.

Köy yansa da, ağa ölecek!

Zülfikar, küreselcileri kesecek!

Yusuf Karaca

yusufkaraca @ yenimesaj.com.tr

YORUMLAR

  • 0 Yorum