'Ellerinizi yıkayın' diyen ilk doktor akıl hastanesine kapatılmıştı

Bugünlerde yaklaştığınız her ekranda, uzmanların ve otoritelerin ‘ellerinizi yıkayın’ uyarısına yeniden denk gelmeniz birkaç dakikadan fazla sürmüyor

'Ellerinizi yıkayın' diyen ilk doktor akıl hastanesine kapatılmıştı
17 Mart 2020 - 11:30
‘Elleri sabunlu suyla yıkamak’ koronavirüs mücadelesinde bütün otoritelerin net şekilde hemfikir olduğu konulardan biri. Ancak, çok değil, 170 yıl kadar önce bunun ne kadar önemli olduğunun tıp otoriteleri bile farkında değildi. O günlerde bir doktorun insanlığa ‘el yıkamanın hastalığı önlemedeki önemini’ kabul ettirme mücadelesi, tımarhaneye kapatılması, ve dövülerek öldürülmesiyle sonuçalanacaktı.

Macar doktor Ignaz Semmelweis, Viyana’daki doğumhanede 1846’da işe başladığında, bir çok hamile annenin ölümüne neden olan ve henüz gizemi çözülmemiş lohusa humması en büyük tehdit haline gelmişti. Doğumlara yardım eden doktorlar arasındaki ölüm oranı da oldukça yüksekti. Bir çok anne, ölümü doktorların neden olduğuna inandığı için bu gizemli hastalığa ‘doktor salgını’ diyordu. Ve doğumhane yerine ebe evlerinde doğum yeniden tercih edilmeye başlanmıştı.

Ölümlerin nedeni hakkında yoğun şekilde araştırma yapan Doktor Semmelweis, hummadan ölen bir meslektaşının hastalanmadan kısa süre önce bir humma kurbanına otopsi yaparken parmağını yaraladığını öğrenince, sorunun yanıtını bulmuş gibi hissetti. Doktorlar hummalı kadınlara otopsi de yaptıkları için kendileri de hastalanıyor, sonradan doğumuna yardımcı oldukları diğer hamile kadınlara da hastalığı bulaştırıyordu. Ama öte yandan ebelerin, hummalı vakalara otopsi yapmadıkları için hastalığın yayılmasında rolleri olmuyordu. Semmelweis, doktorlara ellerini iyice yıkamalarını ve tıbbi gereçleri, klorin-kireç yağı (kalsiyum hidroksit) karışımı solüsyonla yıkamaları talimatı verdi. Lohusalık humma vaka sayısı bir anda keskin şekilde düştü. Haklıydı.

Birkaç yıl sonra teorisini, Viyana Tıp Cemiyetine sunduğunda ise meslektaşlarından sert eleştiriler ve tepki gördü. Doktorlar, bu açıklamayı, kendilerinin temiz insanlar olmadığını ima ettiğini ve o günlerde kabul gören geleneksel hijyen kurallarına saldırı gibi algıladı.. ‘Doktorlar, nasıl ölümün sebebi olabilir ki?’ diye sordular. Sonraki süreçte Semmelweis’in bulgularını tıbbi yayınlarda yayınlamasına bile izin vermediler.

Akıl hastanesine kapatıldı

Ölüm oranındaki açık düşüşe rağmen Viyana Doğumhanesi bile eski uygulamalarına geri döndü. Bu durumdan büyük ızdırap duyan Dr Semmelweis, 1850 yılında üniversitedeki işinde de kendisine diğer doçentlerden farklı kısıtlamalar getirilmesi üzerine istifa ederek ülkesi Macaristan’a döndü. Peşte’de bir doğumhanede işe başladı ve orada da ölüm oranının azalmasına sağladı. Ancak, yine de o günkü tıp dünyasına el yıkamanın önemini kabul ettirememenin derin üzüntüsü ve hayal kırıklığı ile sinir krizleri geçirmeye başladı. Çoğu insan ona delirmiş gözüyle bakmaya başladı. 47 yaşında olduğu 1865 yılında bir akıl hastanesine konuldu. 14 gün sonra hastanede ölü bulundu. Akıl hastanesindeki bekçilerin dövmesiyle yaralanmıştı. Enfekte olan el yarasının neden olduğu kangren ölüm nedeni olarak kayda geçti. İki gün sonra 15 Ağustos 1865 günkü cenazesine sadece sadece 10 kadar kişi katıldı.

Semmelweis’in Peşte Üniversitesi doğum kliniğindeki görevine János Diescher atandıktan sonra ölüm oranı aniden yüzde 6 arttı. Ancak Macaristanlı doktorlar bu konuda sessiz kaldı ve nedenleri üzerine araştırma yapmadı. Ta ki 20 yıl kadar sonra Fransız bilim insanı Louis Pasteur, Semmelweis’in gözlemlerinin de katkısıyla ‘mikrop teorisi’ni ortaya atıncaya kadar… Semmelweis’in çalışmaları üniversitelerde ilgi görmeye başladı.

1891 yılında mezarı Budapeşte’ye taşındı. Ölümünden 100 yıl sonra 1964’te doğduğu ev nakledildi ve bu ev anıt müze haline getirildi. Bugün Macaristan’da ve dünyanın bir çok yerinde üniversiteler, sağlık merkezleri, doğumhaneler onun adını taşıyor. Keşfedilen bir gezegene bile adı verildi. Trajik yaşam öyküsü, ‘Semmelweis refleksi’ deyiminin doğmasına neden oldu.

Semmelweis Refleksi nedir?

Dr Semmelweis’in ‘ellerin yıkanması’ şartının gördüğü reaksiyon, sonraki yıllarda, yerleşik normalara, kabullere ve paradigmalara uymayan yeni bir görüşü, refleksvari bir şekilde, dinlemeden anlamaya çalışmadan hemen reddetme eğiliminin, Semmelweis Refleksi diye nitelendirilmesine yol açtı.. Bu nitelemeyi ilk kez, ‘Hayat Oyunu’ kitabında, Amerikalı romancı ve yazar Robert Anton Wilson yaptı..


Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, oturuyor

YORUMLAR

  • 7 Yorum
  • Seraslan
    3 yıl önce
    Günaydın. Ondan 1400 sene önce de Peygamber Efendimiz (sav) söylemişti. Yemeklerden önce ve sonra el yıkamak sünnetini unuttuk maalesef. Bu adam keşfetmedi ilk bu adabı.
  • Alphan İnan
    3 yıl önce
    Bu dünyada,hiçbir iyilik cezasız kalmaz ama inadına,iyilik,inadına iyilik.Yaşasın İyilik.
  • NURULLAH ALPHAN İNAN
    3 yıl önce
    BU DÜNYAD HİÇBİR İYİLİK CEZASIZ KALMAZ.
  • Oktay BREMEN
    3 yıl önce
    Değişmeyen tek kural; "insanlığa faydalı olan her insan taşlanır." Bu ilk insandan son insana kadar da asla değişmeyecek ve değişemeyecek gibi de görünüyor. Zira dünyanın en akıllı canlı türü dediğimiz insanın, aslın da aynı an da en aptalı da olduğunu unuturuz hep, her nedense.
  • Ahmet Ortac
    3 yıl önce
    Son derece ilginç ve öğretici bir öykü. Ancak ne yazık ki Türkçe çevirisi içler acısı...
  • Deep Blue
    3 yıl önce
    Gerçekliğini anlatamama hikayesi ve delilik. *Normalligin Deliliği...
  • High Note
    3 yıl önce
    Trajik ..