Hangi ordu? Hangi yargıç? Hangi savcı? Hangi polis?

Devlet, bir toplumda meşru olarak kaba kuvvet kullanabilen tek yapıdır:

Hangi ordu? Hangi yargıç? Hangi savcı? Hangi polis?
16 Ekim 2016 - 10:05
Dış güvenliği sağlayan ordu, iç güvenliği sağlayan polis, bir devletin varlığını korur. 

Yargı ise devletin, kaba kuvveti meşru olarak kullanıp kullanmadığını denetler.

***

Ne yazık ki, Türkiye’de Çok Partili Düzen’e geçildiği andan itibaren, toprak ağalarının temsilcisi olarak muhalefet partisini kuran ve çok kısa bir süre sonra da iktidar olan Menderes ve arkadaşları: 

Ordu, polis ve onların üzerinde yer alan adalet mekanizmalarını, demokrasiyi geliştirmek için değil, kendi otoritesini pekiştirmek için kullanmış, sonunda askerler tarafından iktidardan uzaklaştırılmış ve böylece ülkemizde “Demokrasi deneyimi”, önce sivil iktidar, sonra da askerler tarafından yapılan darbelerle sakatlanarak başlamıştır.

***

Kısacası, bir devlet, adalet, ordu ve polis gücüne dayalı olarak kurulur ve ayakta kalır... 

Demokrasilerde bu üç kurum ve mekanizma, temel hak ve özgürlüklerin güvencesidir... 

Demokratik olmayan rejimlerde ise bunlar, devleti kontrol eden partinin ve partiyi kontrol eden liderin otoritesini pekiştirerek sürdürmek için istismar edilirler.

***

Ben, hem ailede, hem de okulda, demokrasiyi hedefleyen Cumhuriyet ideolojisine bağlı olarak, adalete, orduya, polise karşı, güven duyguları aşılanarak yetiştirildim. 

Bu nedenle hep, adaletin, ordunun ve polisin, demokrasi ile temel insan hak ve özgürlüklerinin güvencesi olduğuna ilişkin inancımı korumaya çalıştım. 

İlk düş kırıklıklarımı Demokrat Parti dönemindeki baskılarda ve Menderes’in Tahkikat Komisyonu Darbesi’nde yaşadığımı anımsıyorum... 

Bu darbe, Demokrasi adına iktidara gelen Demokrat Parti’nin, Demokrasiyi rafa kaldıran, anayasayı yok eden bir eylemiydi. 

Bu sivil darbeye, 27 Mayıs 1960’taki darbe ile karşılık veren askerler, üç politikacıyı asarak, Türkiye’deki Çok Partili Düzen’i kana buladılar ve iyice sakatladılar. 

Sağ sivil iktidarların ve askerlerin, adaleti, orduyu ve polisi, temel insan hak ve özgürlüklerini korumak yerine kendi otoritelerini pekiştirmek için kullanmaları, Türkiye’deki Demokrasinin en önemli engellerinden biri oldu.

 

Yazının devamı için tıklayın >>

YORUMLAR

  • 0 Yorum