Her şeyi öngörebilme şansımız var mı?

Diyelim ki var; biz bunu gerçekten ister miyiz? Evrenin deterministik modeli, tüm evreni sonsuz bir domino dizisi gibi resimler ve bizlere bazı şeyleri bilme şansı verir, ancak bu şans evrenin başlangıcına kadardır.

Her şeyi öngörebilme şansımız var mı?
14 Mayıs 2023 - 10:02 - Güncelleme: 15 Mayıs 2023 - 08:34

Bu modele göre her şey neden ve sonuç ilişkileri ve belirli kurallarla birbirine bağlıdır. Yani bugün, geçmişin; gelecek de bugünün bir sonucudur.

Bu deterministik yaklaşım, Sir Isaac Newton'ın klasik mekanik yasalarını geliştirmesi ile bir adım daha öteye taşındı ve bunun sonucunda bilim insanları doğayı daha farklı bir bakışla incelemeye başladılar. Ve Newton fiziği, nedensellik bağlamında doğanın dinamiklerinin basit denklemlerle hesaplanmasını mümkün kıldı.

Abraham De Moivre ve ölümü

Abraham De Moivre, Newton ile aynı dönemde yaşamış Fransız matematikçi ve fizikçiydi. 1688 yılında İngiltere’ye taşınarak Newton ve Edmond Halley ile çalışmış, dönemin büyük matematikçileri arasında yer almış bir bilim insanıydı.

Olasılık teorisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan Moivre, gerekli hesaplamalar yapıldığında olayların sonucunu önceden bilebileceğimizi düşünüyordu. Bu amaçla ölüm istatistiklerini inceleyerek ölümü sayılarla ilişkilendirmeye ve bir formül geliştirmeye çalıştı ama yaptığı en isabetli tahminin kendi ölüm tarihi olduğu söylenir.

Moivre, ömrünün son günlerinde her geçen gün bir önceki günden 15 dakika daha fazla uyuduğunu fark eder. Yaptığı hesaplamalar sonucu 24 saat daha uyuduğunda ölmüş olacağını düşünerek ölüm tarihini 27 Kasım 1754 olarak hesaplıyor ve gerçekten de o gün ölür.

 

Yalnızca bu örneğe bakarak Moivre'in yaklaşımının her zaman geçerli olduğu elbette söylenemez.

Laplace'ın Şeytanı

Eğer neden-sonuç ilişkisi içinde her şey biliniyor olsaydı, geçmiş ve gelecek hakkında gerçekten her şeyi biliyor olabilir miydik?

1814 yılında Newton ve Moivre'ın ardılı Fransız bilim insanı Pierre-Simon Laplace da bu soruyu sorarak "A Philosophical Essay on Probabilities" adlı kitabında bir düşünce deneyi öneriyor. Laplace diyor ki:

"Bir an için, evrenin şimdiki durumunun, önceki durumunun bir sonucu olduğunu ve onu takip edecek olanın da nedeni olduğunu düşünelim. Doğayı kontrol eden tüm güçleri ve onu oluşturan süreçleri kavrayabilen ve analiz edebilen bir zekanın var olduğunu varsayarsak, onun için hiçbir şey belirsiz olmayacak ve geçmiş gibi gelecek de gözlerinin önünde olacaktır."

 Laplace'ın düşünce deneyi, evreni deterministik bir bakış açısı ile ele alıyor ancak buna zeka ve bilgi eklemesi yapıyor.

Laplace'ın tanımındaki bu zeki varlık daha sonraları Laplace'ın Şeytanı olarak bilinecektir.

Laplace'ın Şeytanı hayali bir varlıktır. Bu varlık, evreni kontrol eden her şeyin bilgisine ve bu bilgiyi kullanma becerisine sahiptir. Dolayısıyla evreni anlayabilir ve aynı anda geçmişi ve geleceği de bilebilen bir varlıktır. 

Çünkü deterministik gerçeklik, bu zeki varlığa bu şansı vermektedir.

Kuantum belirsizliği

Laplace'ın bu düşünce deneyini önermesinin üzerinden iki yüzyıl geçer. 

Zaman 20. yüzyıla evrildiğinde evrenin deterministik modeli, bilim insanları tarafından geniş çapta kabul görmekten uzaklaşmaya başlamıştır.

Bilim insanları doğayı ifade ederken çok daha karmaşık ve çözülmesi zor matematiksel denklemlerle karşılaşmaya başlarlar. İlk başta, bunlar özel durumlar olarak ele alınır ancak elde edilen yeni bulgular olağanüstü çarpıcı ve determinizmi tahtından indirecek kadar güçlüdür. 

"Kuantum" olarak bilinecek bu yeni modelin tuhaf kuralları vardır ve bu kurallar klasik gerçekliğin deterministik kuralları ile çelişmektedir.

Bunlardan en önemlisi "Heisenberg'in belirsizlik ilkesi": Bu ilke, bir parçacığın hem konumunu hem de hızını aynı anda belirleyemeyeceğimizi söylemektedir; yani birinin kesinliği diğerinin belirsizliğini artıracaktır.

 

Oysa deterministik modelin oyuncusu Laplace Şeytanı'nın varlığı evrendeki her parçacığın konumunu ve hızını aynı anda doğru bir şekilde bilmesi temeline yerleşmiştir. Bu haliyle belirsizlik ilkesi, Laplace Şeytanı öngörüsünü imkansız kılar.

Bununla birlikte bilim çağlar boyunca neden-sonuç ilkesine dayanarak geliştiğinden, determinizm kavramı yadsınamaz bir değere sahiptir. Bu nedenle Laplace'ın Şeytanı, evrenin deterministik modelini anlamada kilit bir kavramdır. 

Gerek deterministik model, gerekse kuantum belirsizliği; her iki modelde de evren, potansiyel olarak hâlâ çözülemeyen bir bilmece olarak karşımızda duruyor.

Tarihin en ünlü diyaloglarından biri Laplace ve Napoleon arasında geçer.

Laplace'ın bir sunumu sonrası Napolyon ona bir soru yöneltir: "Ama bütün bunların içinde Tanrı nerede?" Laplace: "Böyle bir hipoteze ihtiyacım olmadı efendim" diye yanıtlar.

Napolyon ise oldukça emindir: "Ah! O güzel bir hipotezdir; pek çok şeyi açıklar."

Sorumuza dönersek: Her şeyi öngörebilme şansımız var mı?

Görünüşe göre yok: Diyelim ki var; biz bunu gerçekten ister miyiz?
 

T24 Haftalık Yazarı

Güneç Kıyak

@NGunecKIYAK[email protected]


Kaynakça

https://www.famousscientists.org/pierre-simon-laplace/

https://elements.lbl.gov/news/spooky-science-laplaces-demon/

https://www.scienceabc.com/pure-sciences/what-is-laplaces-demon-definition-explanation.html

YORUMLAR

  • 0 Yorum