Hüsnü Mahalli yazdı Gazlı hikayeler

Her şeyin başında gaz var. İran’dan gaz gelmeyince sanayi bölgelerinde işler aksadı. Türkiye; tükettiği gazın yaklaşık % 10’unu İran’dan ve % 45’ini Rusya’dan alıyor. Başını ABD’nin çektiği NATO’cu ülkelerin Ukrayna’yı bahane ederek Rusya ile kavgalarında gazın özel bir yeri var.

Hüsnü Mahalli yazdı Gazlı hikayeler
28 Ocak 2022 - 11:01 - Güncelleme: 29 Ocak 2022 - 09:40

Moskova’yı yaptırımlarla tehdit edip duran ABD; tükettiği gazın ortalama % 40’ını (180 milyar metreküp) ve petrolün % 20’sini Rusya’dan karşılayan Avrupa ülkelerine “Rusya’ya olan bağımlılıktan kurtulun” diyormuş.

Hem de bu kış kıyamet günlerinde.

Biden’a “sen kafayı mı üşüttün” diyerek karşı çıkan Almanya ve benzeri ülkelere ABD “merak etmeyin açığınızı kapatabiliriz” diyormuş.

Nasıl?

Katar Emiri Temim’i Beyaz Saray’a davet eden (Pazartesi) Başkan Biden Katarlı müttefiğinden Avrupa ülkelerine gaz vermesini ve savaş çıkarsa biraz da para vermesini isteyecekmiş.

Gaz önce tankerlerle sonra da İsrail’in Hayfa limanına kadar döşenecek borularla oradan da Avrupa’ya.

Katar’ın yıllık gaz ihracatı 143 milyar metreküp.

Yılda 355 milyar metreküp gaz ithal eden Çin, Katar’ın en iyi müşterisi.

Bölgedeki tüm işgal ve askeri operasyonlarını Katar’daki üslerinden yürüten ABD müttefiği Temim üzerinden hem Çin’i hem de Rusya’yı sıkıştırmak istiyor.

Gerekirse de İran’ı.

Eylül 2020’de BAE ve Bahreyn ile barış anlaşması imzalayan İsrail; Suudi Arabistan’la da yaptığı gizli görüşmelerle bu ülkelerin ve genel olarak Körfez’in petrol ve gazını Avrupa’ya taşımak için bu ülkelerden Hayfa limanına borular döşenmesini önermişti.

Hayfa’ya gelecek gaz buradan tankerlerle Avrupa ülkelerine taşınacak.

Durumu yakından takip eden Biden kısa bir süre önce İsrail ve Kıbrıs gazını Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya taşıyacak boru hattına karşı çıkmıştı.

Batı medyasına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD telkiniyle İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE ile barışmasının bir nedeni yine gaz.

Hatırlanırsa Ankara; İsrail, Kıbrıs, Mısır ve daha sonra Lübnan gazını (En çok Suriye’de var) borularla Türkiye’ye buradan da Avrupa’ya taşımak istiyordu.

Başka!

4 Eylül 2008’de Şam’a giden Başbakan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve dönemin Katar Emiri Hamed Suriye lideri Esad’la gaz konusunu konuşmuşlardı.

Daha sonra yazılıp anlatılanlara bakılırsa Üçlü, Esad’a Katar ve Körfez gazının borularla Suriye’ye buradan da Türkiye’ye taşınmasını önermişti.

Amaç İran ve Rusya’nın Avrupa ve Asya’daki gaz tekelini kırmaktı.

Esad “Ben dostlarıma kazık atmam” deyince Üçlü Şam’a çok kızmıştı.

Daha sonra yazılanlara bakılırsa özellikle Türkiye, Katar ve Fransa’nın 2011 sonrasında Suriye’ye müdahalesinin en önemli nedeni buymuş.

Farklı bir plan ama Temmuz 2013’de Soçi’ye giden Suudi Arabistan İstihbarat Başkanı Bender Bin Sultan, Başkan Putin’e ‘Esad’ı desteklemekten vazgeç sana istediğin kadar (15-40 milyar dolar arası rakamlar konuşuldu) para verelim’ demişti.

Putin “Ben dostlarıma kazık atmam” deyince Suudiler Obama’nın talimatıyla OPEC’in kotalarına bağlı kalmaksızın sürekli petrol sattılar.

Amaç petrol ve gaz ihracatçısı Rus ekonomisini çökertmekti.

Petrolün varili 120 dolardan 35 dolara kadar düştü ve Suudiler neredeyse batıyordu ama Rusya sarsılan ekonomisine rağmen gücünü korudu.

Biraz da Erdoğan ile özel ilişkiler geliştirerek.

Bu ilişkilerle Türkiye bir dönem tükettiği gazın % 55’ini Rusya’dan ithal ediyordu.

Şimdi % 40 gibi ama kesilirse Türkiye’nin işi çok zor olur.

Gaz; Putin’in elinde çok önemli bir koz olarak duruyor.

Görünen o ki Ankara; dostu Moskova ile geleneksel müttefiği Washington arasında sıkışmış durumda.

Ukrayna’da ABD ile birlikte hareket eder gibi duran Temim’in (Rumlar’la gaz anlaşması imzaladı) müttefiği Ankara belki de bunun için herkesin gaz ve petrolüyle ilgilendiği Libya’dan çekilmek istemiyor.

Yine bu nedenle batının her zaman ve her an kullanabileceği siyasal İslam kartından vazgeçmiyor.

Bu nedenle ‘Suriye’den çekilmem’ diyor.

PYD/YPG konusu küçük bir detaydır.

Sonuçta Suriye’nin gaz ve petrolünün yüzde 60-70’i Fırat’ın doğusunda geri kalanı da Akdeniz’de.

Son perdesi Kazakistan’da sönük geçen Büyük Tiyatro’nun yeni ve bol gazlı perdesine hazırlıklı olalım.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum